°•6•°

547 59 57
                                    


Günün ikinci bölümü...
Üçüncüyü yarına bırakıcam sanırım.

Taslak atıryorum bu arada asla bu kadar hızlı bölüm yazamam slsmsldmdm.

Ama yine de bölümü düzenleyip kendimi yayınla tuşuna basmaya psikolojik olarak hazırlamak için zamana ihtiyacım oluyor...

İyi okumalarr~

Hyunjin:

BEN BU ÇOCUĞU MINCIRA MINCIRA ISIRIRIM.

Yaklaşık yarım saattir kantinde oturuyorduk ve biz ne olduğunu anlamadan Seungmin'le sohbet etmeye başlamıştı. Seungmin hayatının nokta atışıyla bir konu açmış ve Minho'nun dilini çözmüştü. O kadar tatlıydı ki! Sevdiği şeyler hakkında konuşurken heyecanlanıyor ona fazlasıyla büyük gelen siyah hırkasından gözüken minik elleriyle başta gergince oynarken şimdi heyecanla konuşurken havada hareket ettiriyordu. Tutup ısırmamak için o kadar efor sarfediyordum ki...

Şaşırtıcı bir şekilde Changbin'le de aralarındaki meseleyi unutmuş gibi konuşuyorlardı. Jisung'un esprilerine gülerken burada olmaktan gerçekten mutlu gibiydi. Farkettiğim bir diğer şey ise gülerken ya da bir şey hakkında konuşmaya başlayacakken ilk önce bana bakıyordu. Sanki onay bekleyen küçük bir çocuk gibi görünüyordu ve bu benim duvarları yumruklayarak ağlamak istememe neden oluyordu. Kahve içme fikri grupta ortaya atıldığında hiç mantıklı gelmemişti ama şu an yaptığımız için o kadar mutluydum ki!

Zil çaldığında Minho tekrar bana dönmüştü. Benim ona dönmeme gerek yoktu çünkü zaten gözlerimi ondan bir saniye bile ayırmadan öküzün trene baktığı gibi bakıyordum sabahtan beri.

"Sınıfa beraber çıkalım mı?"

NE!? ÇOK AFEDERSİN NE DEDİN AŞK BAHÇEM? Resmen evlilik teklifi almıştım!

"EVET.. Şey yani... Evet çıkalım. SINIFA s-sınıfa çıkalım diyecektim"

Hay beynimi sikeyim çocuk sorduğuna soracağına pişman olmuştu. Şaşkın kedi gözleriyle benim aptal hareketlerimi izlerken gidelim dercesine ayaklanmıştı. Ben de onunla birlikte kalkarken arkamda bıraktıklarımı umursamayıp sadece kelebeğime baksamda o arkasına dönüp patisini sallamıştı. Onlar senin minik patilerini görmeyi haketmiyor kedişim sakla patişlerini!

Bugün hayatımın en güzel günü olabilirdi. Minho sert göstermeye çalıştığı kişiliğinin ardındaki minnoş benliğini gösterip beni şeker komasına sokmuştu. Hayatımı geçirdiğim bu üç gereksiz insanın şu an alnını öpsem yeriydi. Şahsi tercihim Minho olurdu gerçi ama...

Sessizce bu sefer dolu olan okulda merdivenleri çıkıyorduk. Minho'ya da iyi gelmişti bence kahve fikri. Yüzünde hâlâ hafif bir tebessüm vardı ve yüzüne renk gelmiş gibiydi. Onu böyle görmek beni öyle mutlu hissettiriyordu ki...

Sonunda sınıfa geldiğimizde ikimizde sessizliği bozmadan sıramıza otursakta o bir şey demek istiyor ama çekiniyor gibiydi. Hafifçe ona doğru eğildim.

"Bir sorun mu var?" Olabilecek en ürkütmeyecek şekilde sormaya çalışmıştım.

"Şey hayır... Sadece teşekkür etmek istemiştim. Yani hem kahve için hem de beni arkadaşlarınla tanıştırdığın için gerçekten çok eğlenceli insanlar. Hatta Changbin bile." Son cümlesine hitaben gülmüş gerçekten cennetten gelmiş gibi gözüken yüzünde gözlerimi dolaştırmıştım.

"Bir şey değil... Dürüst olmak gerekirse arkadaşlarımla tanıştırma konusında pek emin değildim. Seninde gördüğün gibi genelde rezil insanlardır. Ama iyi anlaşmanıza çok sevindim." O da bana utangaç bir gülümseme vermiş hocanın sınıfa girmesiyle önüne dönmüştü.

In Love•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin