32

21.9K 2K 200
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen <3

.

.

.

''Gök.'' Karam abinin ismimi seslenmesiyle başımı yaslı olduğu göğüsten kaldırdım uyku halinde. Kirpiklerimi kırpıştırarak öğle güneşinin yalancı ışınlarının girdiği odada gezdirdim bir süre gözlerimi.

Başımda dikilen Karam abiye kaydı gözlerim ve nerede olduğumu anlamak için kendime bir süre tanımaya çalıştım.

En son Baran'a sarılıyordum. Başımı bu kez uyurken yasladığım göğse çevirdim.

Baran yatağın bir ucunda, sırtı başlığa yaslı bir şekilde bu kadar rahat bir yatakta uyunabilecek en rahatsız durumda uyuyordu. İkimiz de oturur haldeydik. 

Siktir.

Ona sarılırken bir süre sonra mayışmıştım sanırım yediklerimin de etkisiyle. Beni rahatsız etmemek için kıpırdamadığı belli bir pozisyonda o da uyuyakalmış olmalıydı.

Başımda sabırla bekleyen Karam abiye döndüm. ''Uyuyakalmışım.'' dedim utanç içinde. İçimde yükselen utanç dalgası tüm bedenimi sarmıştı. Kafamı bir yere gömüp kimsenin beni görmüyor olmasını diledim.

''Evet, bir buçuk saattir uyuyorsunuz. Ama artık kalkın, gece uyuyamazsınız sonra .'' gülümsedi bir insanın sahip olabileceği en samimi tonda. Gülümsemesi bile utancımı alıp götüremedi. Baran'ın beli muhtemelen uyandıktan sonra ağrıyacaktı. Ben yine rahattım göğsünde. O ise iki büklüm kalmıştı kocaman bedeniyle.

''Uyandıralım mı?'' dedim ilgisinin benden kardeşine geçmesi için.

Başını kaşıdı işaret parmağıyla. Gözleri kardeşinin üzerinde gezindi kısıkça, ardından da iki yana salladı güzel bir çehreye sahip olan yüzünü. ''Yok, uyandırma. Gece uyuyamadı çok. Biraz daha uyuyabilir.'' elini uzattı kalkmam için. ''Gel hadi, çıkalım biz.''

''Ama çok rahatsız uyuyor.'' dedim dudaklarım hafifçe büzülürken. ''Her yeri ağrır böyle. Bence düzeltmeliyiz.'' başını salladı o da ama eli hala havadaydı. Sıcak havaya karşın buz tutmuş elimi uzattım elini tutmak için. Parmakları nazikçe tuttu beni ve avcu avcumla buluşup beni kendine dığru çekti.

Uyuşmuş bedenim yardımıyla ayağa kalktığında o, yatağa eğildi ve Baran'ı belinden ve sırtından destekleyerek uzanmasına yardımcı oldu . Baran'ın yüzü ekşi bir şey yemiş gibi buruştu ve dalgalı saçlarını yastığa sürterek mırıldandı. Ancak gerçekten yorgun olmalıydı ki, beş altı saniye sonra kıpırdanmayı kesti ve uykusuna döndü tekrardan. 

Karam abi yatağında duran bir pikeyi alarak kardeşinin üzerini örttü. Stresten terleyen ellerimi pantolonuma silerek işini bitirmesini bekledim. Sonunda bana döndü ve  eğildiği yerden kalkıp yanıma ulaştı iki adımda. Eli sırtımı destekledi, odadan çıktık ikimizde.

Kapıyı ardımızdan kapattıktan sonra derin bir nefes verdim ve ona döndüm. ''Annemler nerde?''

Eli sırtımdayken yükseltip kolunu omzuma attı. Bu şekilde yürümeye başlamadan önce ''Kahvelerini içtiler, sizin uyuduğunuzu gördükten sonra da dışarı çıktılar kısa bir işleri için.'' dedi. ''Evde üçümüzüz yani.''

''İçim geçmiş birden.'' dedim kendi salaklığıma hayıflanarak. Merdivenlerden iniyorduk ve hala uyku mahmuruydum. Karam abi olmasa muhtemelen takılır ve düşerdim. ''Baran da benim yüzümden öyle uyumak zorunda kalmış.'' alt dudağım büküldü ve son basamağı da indiğimizde beni iyice kendine çekip başımı göğsüne sıkıştırdı.

GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin