6//"Baba."

1.1K 201 251
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~

..

Küçük çocuk gözlerini açtığında, omzunda birinin dokunuşunu hissediyordu. Bu kişi her kimse, omzunu küçük elleriyle sarsıyor, onu uyandırmaya çalışıyormuş gibi duruyordu. Siyah saçları başını yasladığı sıraya dağılan çocuk en sonunda daha fazla bu duruma katlanamazken gözlerini açtı ve yerinde doğruldu. Bir elini gözüne götürüp ovalarken yanında oturan ve onu dürtüp duran çocuğa baktı. "Ne yapıyorsun?" Huysuz sesi çocuksuluğundan kurtulamadığı için yetişkinler tarafından pek ciddiye alınacak gibi değildi. Arkadaşı ise onu ciddiye almış, parmağıyla bir yeri gösterip, "Bak, yeni çocuk gelmiş!" demişti heyecanlı bir sesle.

Küçük Jeongguk bu sözlerle arkadaş olabileceği yeni bir kişinin varlığı onu heyecanlandırırken başını işaret edilen yöne çevirdi. Masanın etrafında oturdukları küçük sandalyelerden uzakta, öğretmenlerinin bazen onlara şarkılar açtığı tahtanın önünde bir çocuk dikiliyordu. Üzerinde okullarının üniforması vardı ve iki eli de gergin bir tavırla sırt çantasının kulplarını tutuyordu. Jeongguk yerinde dikleşirken uykulu gözlerini kırpıştırdı çocuğun yüzünü görünce. Zira bu yüz fazlasıyla tanıdık gelmişti o anda kendisine.

"Evet çocuklar. Yeni sınıf arkadaşınız Taehyung'a merhaba deyin." Öğretmenleri bir elini tahtanın önündeki çocuğun omzuna nezaketle koyarken söylediğinde, sınıftaki yirmi kadar çocuk hep bir ağızdan, "Merhaba Taehyung!" demişlerdi. Jeongguk onların bu seremonisine katılmayan tek kişiydi. Kahverengi gözleri yeni çocuğun yüzünde gezinirken kısılmış, bütün dikkatini onu daha önce nerede gördüğünü bulmaya harcamıştı. Henüz sekiz yaşındaydı bu yüzden bakacak çok anısı olmasa gerekti fakat yine de bir şekilde uzun sürüyordu.

"Senin de söylemek istediğin bir şey var mı Taehyung?" Öğretmen sınıfın sıcak tepkisi hoşuna giderken gülümseyerek Taehyung'a hitaben sorduğunda, küçük Taehyung başını kaldırıp kısa bir an ona baktı. Hâlâ biraz gergin gözüküyordu. Sınıfa doğru dönüp, "Mer-Merhaba. Ben Taehyung. İyi geçinelim!" derken sesi bile çatlamıştı. Neyse ki bu çocukların negatif bir tepki vermesine sebep olmadı. Taehyung öğretmenin gösterdiği bir sandalyeye oturdu ve ders saatinin geri kalanı boyunca öğretmenin de çabalarıyla derse katılım gösterdi. Gerginliği bu süreç içinde yavaş yavaş silinip gitmiş, ikinci dersin sonuna doğru, beslenme saati yaklaşırken asıl kişiliği göz önüne çıkmıştı. Kıkırdıyor, yeni arkadaşlarıyla oyunlar oynuyordu.

Tabi, bu süreç içerisinde üzerindeki gözlerin varlığını fark etmiyordu. Jeongguk bütün dersler ve teneffüslerde gözlerini bir an olsun onun üzerinden çekmemişti. Başta, yalnızca onu nereden hatırladığını çıkarmaya çalışıyordu. Sonrasında hatırlamıştı ve bu yüzden gözlerini üzerinden çekememişti. Öncesinde, parkta onunla arkadaş olmayı reddeden çocuktu bu. Onu itip yere düşüren. İlk defa reddedildiği için üzerinden geçen yıllara rağmen onu hatırlamıştı. Dirseği oyun masasına küçük eli de yanağına yaslıyken öğretmen onunla ilgilenirken gülümseyen çocuğu izliyordu ve ne yapması gerektiğini pek bilmiyordu.

O gün, reddedilip üzerine bir de canı acıdığında ve o kaçıp gittiğinde, dadısı ona bahaneler uydurmuştu. Utangaç olabileceğini, çekinmiş olabileceğini söylemişti. Jeongguk kendisi böyle bir karaktere sahip olmadığı için dadısı böyle söylediğinde anlamakta güçlük çekse bile kabullenmişti. Hatta ısrar ettiği için üzüldüğü bile söylenebilirdi. Potansiyel arkadaşının utanıp kaçmasına sebep olmuştu. Onu daha sonra parka gittiğinde görmek istemiş fakat bir daha hiç karşılaşmamışlardı. Jeongguk sonraki birkaç hafta boyunca parka sırf onu görmek için gitmiş, hepsinde eli boş dönmüştü. Sonrasında da onu yavaş yavaş unutmuştu.

dreaming life Where stories live. Discover now