19//Tehdit

1.2K 175 323
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

Vaov beş saatte falan yazdım bu bölümü rekor resmen.

Üzerine saatlerce ağladığım bir ödevi bitirdikten sonra kutlama olsun diye yazdım bu bölümü yoksa hala vizelerim var😔🤚🏻

Ve hoş bir bölüm. Baya hem de.

İyi okumalar dilerim~~

....

   Çarşamba günü kapıyı çaldığında bir süredir kapalı olan hava o gün sabahtan açılmış, Jeongguk yeni bir güne gözlerini yatağında açmıştı. Erken yattığından ve deliksiz uyuduğundandır mıdır bilinmez kendisini iyi hissediyordu. Gözlerini açtığında yatakta yüzü kapı tarafına dönüktü ve gördüğü ilk şey odadaki dışarıdan gelen loş aydınlıkta çalan telefonu olmuştu. Ekranı aydınlanmıştı telefonun. 

Kaşları belli belirsiz çatılırken yatakta sırtüstü döndü. Birkaç saniye tavana boş boş baktı. İçerisi kapalı perdelere rağmen aydınlıktı ve bu dışarıda güneş açtığı anlamına geliyordu. Ayrıca, güneş çoktan doğmuştu. Yattığı yerde doğrulurken geriye kaykıldı ve sırtını yatak başlığına yasladı. Elini dudaklarına götürüp esnerken telefonuna uzandı. Alarm çalmadan önce onu arayan kim merak etmişti. Ekrana baktığında gördüğü isimle duraksadı. 

Anlık bir duraksamaydı bu. Sonra çabucak yeşil işareti kaydırmış, aramayı cevaplarken telefonu kulağına götürmüştü. Sorar gibi mırıldandı. "Taehyung?" Karşı taraf duraksadı seslenmesiyle. Jeongguk böylece sesinin yeni uyandığı için boğuk çıktığını fark etmiş, boğazını temizlemişti. "Yeni uyandım." Diye açıklama yaptı sonra. Bu karşı tarafı kendine getirmiş olmalı ki Taehyung bu sefer sessiz kalmamış, "Okula gelmeyecek misin?" diye sormuştu şüpheyle. 

Jeongguk dün okulu ektikten sonra açıkçası bugün cidden gitmeyi düşünüyordu. Bu yüzden başını iki yana sallarken, "Hayır, geleceğim. Neden?" dedi. Taehyung böylece kafasının daha çok karıştığını kanıtlayan bir tonda, "Nasıl yeni uyandın o zaman? Bir saat kaldı kalmadı dersin başlamasına." demişti. Jeongguk telefonu kulağından çekip saate baktı. Bir an alarmı mı kaçırdı diye düşünmüştü ama hayır, daha alarmın çalmasına yedi dakika vardı. Telefonu yeniden kulağına götürüp, "Ben hep bu saatte kalkarım." dedi bu sefer. 

Taehyung böylece bir süre sessiz kalmış, sonra bir, "Ah," sesi çıkartmıştı yeni vuran farkındalıkla. "Şoför var sizin. O yüzden..." Jeongguk gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Bacaklarını yarıya kadar anca örten pikeyi ayaklarıyla ittirip üzerinden attı ve yatakta kenara kayarken, "Evet. Var öyle biri." dedi dalga geçerken. Taehyung'un gözlerini devirdiğini görür gibi olmuştu yataktan kalkarken. Yanılmamıştı da.

Adımları önce pencerelere yönelirken bir an sonra sordu Jeongguk. "Neden aradın?" Siyah perdeleri çekerek açtı ve içeri dolan aydınlıkla yüzünü buruştururken Taehyung'un karşı hatta, "Mi Kyong'a ulaşamadım." dediğini duymuştu. Öteki perdeyi de çekerken, "Ona niye ulaşmaya çalışıyordun?" diye sordu bu sefer siyah saçlı genç. Taehyung güldü çapraz sorgudaymış gibi hissederken. "Sen böyle her şeyi soracak mısın?" 

Jeongguk göremeyeceğini bilmesine rağmen omuz silkti. "Sorarım. Sana ne." Taehyung sataşmasına karşılık vermedi. "Otobüsü kaçırdım." dedi onun yerine çok olağan bir şeyden bahsedermiş gibi. Jeongguk'un banyoya yönelen adımları duraksadı. Yüzünde afallamış bir ifade oluşurken, "Nasıl başardın? Sen geç kalmazsın ki hiç." deyiverdi. Taehyung duraksadı bu söylemle tıpkı onun gibi şaşkınlıkla. "Yani, evet öyle de. Nereden biliyorsun sen bunu?" dedi ardından tuhaf bir ses tonuyla. 

Jeongguk gözlerini kırpıştırdı. Eyvah. Kendisine söyleyebileceği tek şey buydu. Kalp atışları anlık endişeyle hızlanırken çıkıştı panikle kahverengi saçlıya. "S-Sana ne! Bir şekilde aklımda kalmış işte!" Taehyung'un uzatmaması için dua etti içinden çaresizce ve duaları kabul de oldu. Kahverengi saçlı çok umursamamış asıl konuya gelmişti. "İyi. Bir şey soracaktım. Ondan Mi Kyong'u aramıştım ama sana kaldık." Jeongguk buna nedense alınmazken banyo kapısını açıp içeri girdi. Aynanın önüne geçerken telefonu kulağından çekip hoparlöre aldı. Lavabo tezgahına bıraktı.

dreaming life Where stories live. Discover now