24//Havai Fişekler ve Sözler

1.2K 160 160
                                    

Merhaba👋🏻👋🏻👋🏻

Ortalarını sündürdüğüm ama sonuna bayıldığım, hoş bir geçiş bölümü😌

İyi okumalar dilerim~~~

...

Kafası karışanlar oluyor bu yüzden baştan söyleyeyim, bölüm Jeongguk'un anılarından başlıyor

    Saatin gece yarısına yaklaştığı bir yaz gecesiydi. Dışarıdaki gece hayvanlarının ve arada esen hafif rüzgarın sesinin ulaşmadığı banyodaki küvette omuzlarına kadar suya gömülmüş olan genç çocuk başını küvetin kenarına yaslamışken gözlerini yummuş, sessizliğin tadını çıkartıyordu. 

Geniş küvette ayaklarını ileri doğru uzatmış, bir dizini biraz kırmıştı. Dizinin üst kısmı suyun yüzeyine az da olsa ulaşıyordu. Ellerini kucağında birleştirmiş, derisini suyun içinde buruşmaya bırakmıştı. Saçları yaklaşık yarım saat önce küvete ilk girdiğinde bedenini tamamen suyun içine gömmesinden dolayı ıslaktı. Damlalar başını yasladığı kenardan taş zemine düşüyor, orada küçük bir birikinti oluşturuyorlardı.

Yüzünde dingin bir ifade vardı. Geçen sürede nemini almış kıvırcıklaşmış tutamları alnına dökülüyordu ve aralık dudaklarıyla sakin soluklar alıyordu. Aslında, her an uykuya dalabilecekmiş gibi gözüküyor olduğu bir gerçekti. Şu an küvette değil yatakta olsaydı kendisi de bu düşünceye uyabilir, olduğu yerde uyuyakalabilirdi.

Su onu sakinleştiriyordu. Gün içinde tam bir karmaşa içinde olan zihni böyle anlarda duruluyor, ona bugüne bugün iki yıldır işkence eden kalp ağrısı sıcak suyun altında hafifliyordu. Nasıl ortaokulun başındayken makyaja ve takılara sarmışsa, son zamanlarda da farklı farklı kokulara sahip duş jellerine, bath bomblara, duş sonrası vücuduna sürdüğü hoş kokulu kremlere takmıştı. Kendi başına duş almaya başladıktan sonra neredeyse hiç kullanmadığı küvet hiç olmadığı kadar mesai yapıyordu son birkaç aydır.

Elinde olsa sonsuza kadar bu anı koruyabilirdi. Bu sakinlik ona hiçlikteyken hissettiği huzuru hatırlatıyordu. Mutlu değildi, orada olmadığı sürece gerçekten mutlu olabileceğine dair inancını kaybedeli baya oluyordu. Yine de, huzurlu sayılırdı. 

Hizmetlilerin durumu çakmaya başlaması yüzünden yenilenmeyi kesen ilaç stoku her geçen gün suyunu çekerken bu tarz basit huzurlara mahkumdu. 

Sıkıntılı bir soluk verirken suyun içine biraz daha gömüldü. Şimdi çenesi ıslanmıştı ve burnuna sonuna geleli epey olmuş bath bombun kokusu daha rahat doluyordu. Hindistan cevizi kokuyordu. Belki biraz da vanilya. Hoştu. Birkaç tane daha satın almalıydı. Kollarını oynatıp suyun dalgalanmasına sebep olurken kendine sardı. Olduğu yerde biraz daha kıpırdandı ve gözlerini araladı. Tavana gömülü kapalı ışıklandırmalarla göz göze geldi. Onları banyoyu istediğinden daha aydınlık yaptıkları için açmamıştı. Loş bir ortam yaratan kenar ışıklandırmalarıyla yetiniyordu. 

Tavandaki ışığın üzerinde tamamen alakasız olmasına rağmen tanıdık kahverengi saçlar belirdiğinde ve kısa bir an sonra ışıkta Taehyung'un yüzü belirdiğinde, gözlerini kırparsa gideceğinden korkarken gülümsedi Jeongguk. Burada bile huysuz, çoğunlukla sinirli bir ifade vardı yüzünde. Kendisine en sık gösterdiği yüz ifadesi buydu. Bazen gülse, bazen kırılmış gibi baksa da en çok buydu.

Jeongguk bu ifadeye bağımlı olduğunu hissediyordu. Taehyung kendisine sinir olduğunda... Kaşlarını çatıyor, biri çift diğeri tek kapaklı olan güzel gözleriyle dik dik kendisine bakıyor, sonra uzaklaşmaya yelteniyordu. Ona katlanamadığında bunu çok güzel belli ediyordu. Kendisi kazandığında sıktığı yumruklarını onun görmemesi için arkasına saklaması, derince yutkunması ve sinirini belli etmemek için küçük ve hızlı nefesler alması...

dreaming life Where stories live. Discover now