Ona Uzaktan Bakmak

1.5K 158 14
                                    


İyi okumalar🖤

Askerleri tarafından gittiği göl kenarında yaralı bulunan Kral, şimdi yatağında baygın bir şekilde yatarken yardımcısı Chris başucunda Kral'ın uyanması için dua ediyordu. Hekimbaşı Kral'ın başındaki yaraya dikiş atmış verdiği ağrı kesici ilaçlarda Kral'ın uyumasına sebep olmuştu.

Kral'ı yaralayanın kim olduğunu bulmak ve cezasını vermek için Komutan Park Chanyeol askerleri ile birlikte sınırdaki ormanda ve civar köylerde aramaya çıkmıştı vakit kaybetmeden. "Her yeri arayın, bütün evlere girip çıkın ve o haini bulun bana!" diye bağırdığında ormandaki kuşlar bile onun gür sesinden korkup kaçmıştı. Komutan Chanyeol kendi halkından birinin Kral'a bunu yapmayacağını elbette biliyordu lakin sınırın ötesindeki Jeon Hanedanlığına girme izinleri yoktu. Sadece bir görgü tanığı yahut bir iz arıyordu. Eğer ki o ize ulaşırsa Jeon Hanedanlığıyla yapılan barış anlaşmasının hükmü kalmayacak, Kim Krallığının askerleri  hiç düşünmeden sınırdan öte geçeceklerdi.

Sınırdaki hareketlilik Jeon Hanedanlığı'nın askerleri tarafından dikkat çekmişti elbette. Acilen saraya haber gönderip, sınırdaki durumu Prenslerine bildirip ne yapmaları gerektiği hakkında beklemeye başlamışlardı. Kağıt üzerinde her ne kadar barış anlaşması yapılmış olsada, iki Krallık ezeli düşmandı. Öyleki Prensleri Jeon Jungkook, Kral Kim Taehyung'u öldürme planları yaparken gerçek bir barıştan bahsedilmesi pek mümkün değildi.

Prens Jeon, Kral'ı yaralayan kendisi olduğundan olacakları biliyordu ama tahtında oturmuş hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi bir tavır edinmiş bir şekilde kanlı şarabından içiyordu. Kim Taehyung onu tanımamıştı bundan emindi ama yinede tedirgin hissediyordu. Gözlerinin önüne sürekli Kral'ın baygın bedeni geliyor, öfkeyle doluyordu. Kadehinden içtiği kanlı şarap artık onu tatmin etmiyor, bir kaç gün evvel tattığı o kana istek doluyordu. Kim Taehyung'un kanı...

"Prens'im duyumlarıma göre Kral Kim Taehyung'un askerleri sınırımıza çok yakın bir yerde devriyeye çıkmışlar. Sebebinin ne olduğunu henüz bilmiyoruz ama bir durum olduğu apaçık ortada. Askerler tedirgin ne yapmalıyız?"

Hoseok, endişeli bir şekilde Prens'in gergin yüz hattını izlerken, bu durumla onun bir alakası olup olmadığını az çok tahmin edebiliyordu. Eğer Kral'ı öldürmüş olsaydı Kim Krallığı'nın tahtı sahipsiz kalacaktı, çünkü başka bir varis yoktu tahta geçecek. Bu durumda boş kalan taht, ülkede karmaşaya sebep olacağından Jeon Hanedanlığı kolay bir şekilde duruma el atıp, kargaşadan yararlanarak tahtı ele geçirebileceklerdi. Ama Prens öldürmek yerine oynamayı seçiyordu. Yardımcıda Prensinin kendini ele vermesinden ve sırrının ortaya çıkmasından korkuyordu. Genç Prens çok güçlü olabilirdi lakin, pervasız ve tutarsız davranışları sebebiyle kendisini ve halkını tehlikeye atacağından korkuyordu Jung Hoseok.

"Bir ulak gönderip durumu öğrenin. Sınırda çok sayıda askerin topraklarımız için tehdit olduğunu, acilen bu durumu düzeltmeleri gerektiğini yazın!"

"Prens'im beni affedin ama bu durumla ilgili bir bilginiz var mı merak ediyorum"

Prens çattığı kaşları arasından bir ok gibi fırlayan kuzgun bakışlarını Hoseok'a çevirdi. "Senin işin bana sorular sormak değil Jung, senin işin benim için bir kaç hayvan avlamak ve çeneni sıkı tutmak!" Hoseok yutkundu korkuyla ama Prens için endişelendiğinden tekrar konuştu titreyen sesiyle. "Prensim, Kral'ı öldürmek için neden bekliyorsunuz, korkuyorum ki bu iş uzadıkça bizim zararımıza olacak".Prens onun sözlerinde haklı olduğunu bildiğinden ve kendine bile cevap bulamadığı 'Neden beklediği" sorusu karşısında öfkeyle tahtından kalkıp odasına ilerledi. Hoseok başı önünde Prens' in bir rüzgar gibi yanından geçip gitmesiyle rahat bir nefes alırken, onun verdiği emri uygulamak için Prens'in masasına ilerleyip sarı kağıda, mürekkebe batırdığı fırçayla yazılar yazıp, mektubu Kim Krallığı'na ulaştırmak için bir ulak yollattı.

Bloody Love  // taekookWhere stories live. Discover now