-tamamlandı-
Genç Prens Jeon'un herkesten gizlediği bir sırrı vardı. O bir vampirdi...Ve yeni avı hiç şüphesiz Kim hanedanlığının yeni Kral'ı Kim Taehyung'du..
Ölmek için güzel bir yol biliyorum "Aşık olmak"...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mahzen Ağustos sıcağına rağmen soğuk ve rutubetliydi. Öyleki Kral oraya attığı ilk adımda ciğerlerine dolan bu kokuyu ömür boyu hatırlayacağını biliyordu. Çünkü onun laneti hatırlamak olacaktı. Kahin öyle söylemişti Kral'a. Prens'in kurtulmasına karşılık silinecekti onun zihninden ve kalbinden. Bu gerçek göğsünü daraltırken bu nemli havayı solumak daha da bunaltmıştı onu ama Prens'le geçirebilecekleri tek bir gün vardı önlerinde. Bir gün bize, aşkımıza ait olabilir diye düşündü ve kendini aşığının yanında buldu hiç düşünmeden.
"Herkes çıksın, bugün burada kimseyi görmek istemiyorum!" diye emretti nöbet tutan askerlerine. Askerleri hemen emri yerine getirirken parmaklıklar arasındaki sevgilisinin yerde yatan bedenini gördü. Kilidi aceleci hareketlerle söküp attı ve onun yanında dizleri üzerine çöktü Kral." Prens'im ..."dedi, ellerindeki bağlı zinciri çözerken. Prens Jeon duyduğu sesle gözlerini araladı ve yorgun bir gülüş sundu Kral'a." Taehyung rüyada mıyım, yoksa ölüyor muyum? "diye sayıkladı.
" Ölmek yok, ölüm sana yasak Sevgilim"dedi Kral. Sevgilim demişti farkında değildi. Tamamen duygularıyla hareket ediyor, mantığını ve Kral oluşunu göz ardı ediyordu.
Ayaklarındaki bağı da çözmüştü Kral ve ona destek olarak sırtını yerden kaldırıp duvara yasladı. O kadar güçten düşmüştü ki Prens buradan nasıl çıkacağını bilemiyordu. "Jeon bir gün sadece sen ve ben olabileceksek o gün bu gün sevgilim"dedi yüzünde buruk bir gülümseme peydahlandı. İçinde tuhaf bir sevinç vardı, hazin sonu düşünmek istemiyordu..
" Ne demek bu Taehyung? "
" Seni şimdi buradan çıkaracağım ama yarın sabah geri döneceğiz. Eğer geri döneceğine kaçmayacağına bana söz verirsen ben de sana eski hayatına geri döneceğinin sözünü vereceğim"
"Bu mümkün mü, beni avutuyor musunuz yoksa?"
" Sana canım pahasına söz veriyorum ki yarın buradan kurtulacaksın. Bana inanıyor musun?"
"Sizin dudaklarınızdan dökülecek her kelime benim tek gerçeğim olmuşken size inanmamam mümkün değil"
"O halde yardımcı ol bana eğer istersen bugün, bu yıldızsız gece aşkımıza şahit olsun. Bu sarayın duvarları Kralları'nın ihanetine tanıklık etsin. İzin ver kim olduğumu unutayım, sadece sana adayayım kendimi"
"İsteğiniz benim için bir emirdir Kral'ım. İzin veriyorum ay ve güneş bir çizgide kavuşana, tan yeri ağarana kadar şahit olsun dünya aşkımıza"
Taehyung dolan gözlerini silmek istedi ama yapamadı. Bir damla göz yaşı firar edip yanağına süzüldü. Günahkar kalbi acı çığlıklar attı, yankısı bir tek onun ruhunda duyuldu. Prens Jeon tozlar içindeki üstü ve solmuş teniyle bile öyle güzel göründü ki gözüne, onun güzelliğini tek kutsalı saydı. Onu öyle çok yüceltti ki gözünde, onun tapılası varlığına bir öpüşle ibadet etmek istedi. Dudaklarını sevgilisinin yaralarla kaplanmış dudaklarına bastırdı. Öptü son kez ve ilk kezcesine.
