Dünyaya Sığamayan Aşıklar

989 108 24
                                    

İyi okumalar 💜



"Ve sen Jeon, bin kez daha benden nefret etsende bin kez daha o nefreti aşka çevirecek bana ait bir kalbi taşıyorsun."

Jungkook duyduğu bu sözlerin ve karşısındaki efsunlu bakışlarla ona bakan Kral'ın etkisini tüm vücudunda hatta ruhunun derinlerinde hissetti. Kim Taehyung ona öyle güzel bakıyordu ki ona değen gözleri sanki ruhunu okuyordu. Prens Jeon Jungkook yapılan büyüyü ona yeniden aşık olarak bozuyordu. Farkında değildi elbet unuttuğu aşkına yeniden kapıldığının. Oysa çok az kalmıştı o büyünün tamamen bozulup silik hafızasında tüm anıların yeniden canlanmasına.

"Benim kalbimi benden daha iyi biliyor gibisiniz?" diye sordu kendine ciddiyetle bakan Taehyung'a. "Kalbimden nasıl bu kadar eminsiniz Kral'ım?".

"Gözler kalbin yansımasıdır Jeon. Beni aşka sürükleyen inciler onlar"

Jungkook'un bakışları Kral'ın vişne çürüğü dudaklarına kaydı ve başını yavaşça ona doğru eğerek o dudaklara kapandı. Taehyung uzun zamandır bu anı beklermiş gibi onun öpüşüne karşılık verirken birilerinin onları görme ihtimali ile kalbi korkuyla çarparak geri çekildi. Jungkook ise aniden geri çekilen Kral'ı yanlış anlayarak öpücükten hoşlanmadığını düşündü.

"Affedin beni sandım ki ben-"

"Jungkook burada olmaz sevgilim, yakalanmak istemiyorum"

"Sevgilim mi dediniz bana?"

Prens'in kalbi duyduğu o hitap ile göğsünü parçalayacak şekilde atmaya başladı. Her şey onun için çok hızlı oluyor gibiydi ve Kral'ın bu kadar kolay bu aşkı kabullenmesi onu şaşırtıyordu fazlasıyla.

"Sevgilim..." dedi Kral yeniden kendisine kocaman gözlerle bakan Prens'e. Onun bu haline gülmek istiyordu lakin kendisini yanlış anlayıp uzaklaşmasından korkuyordu. "Artık gitmeliyim."

"Biraz daha kalamaz mısın?"

"Senin bu inadın bizi öldürecek sevgilim. Hasret aşkı kamçılar bekle ve ben yeniden gelene değin beni çok özle ama asla yanlışa düşme. Kendini ve bizi tehlikeye atacak bir şey yapma tamam mı?"

"Bana sevgilim dediğiniz halde nişanlınızın yanına gidiyorsunuz. Yanlışa düşmek benim için kaçınılmaz oluyor bu yüzden. İnadım değil bizi öldürecek olan Kral'ım. Sizin vazgeçmeye korktuklarınız!"

Taehyung Jungkook'un gözlerinde yanan ateşi görüyordu. Jungkook yine durmayacaktı ve geçmiş yeniden tekerrür edecek gibiydi. Onu sakinleştirmeden yanından giderse bir delilik yapmasından korkuyordu.

"Benim vazgeçmeye korktuğum yalnız bir aşk var. Öyle imkansız bir aşk ki ona kavuşmak için kapalı yollar aşmam değil yeniden yollar inşa etmem gerekiyor. Tanrı bizi lanetlediği yetmiyormuş gibi bir de topraklarımızın arasına sınırlar çizmiş. Bizi birbirimize düşman eden kaideler, Tanrı'nın emirleri bile bu aşka engel olamadı. Bizim kalplerimiz bir bedenlerimizin ayrı olmasının bir önemi yok Jungkook. "

" Ama benim için var Taehyung, önemi var. Eğer beni seviyorsan o Prenses'i sarayından gönderirsin. Ya da ben nişan töreninizde onun canını alırım ve bunu yaparken zerre acımam ona. "

İkisi de öfkeyle birbirine bakıyordu. Prens kırmızıya çalan gözleri ile Kral'a sözlerinde ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu. Taehyung çoktan buraya geldiği ve yeniden Prens'in aşkına karşılık verdiği için pişman olmuştu. Jungkook yine ikisini de tehlikeye atacak ve hiç durmayacak gibiydi. Nişanı kendisi de istemiyordu ama bunu şimdi bozamazdı.

"Benim yüzümden birini öldürecek olursan seni hiç affetmem Prens Jeon!"

"Prenses'in ölümü sizi neden bu kadar endişelendirdi Kral'ım? Aramızdaki bir engeli kaldırmam sizi mutlu etmesi gerekmez miydi?"

Bloody Love  // taekookWhere stories live. Discover now