→#Injures←

266 32 8
                                    

-"Gabriel, en azından yaralarına bakmama izin verebilirdin!"

Elimi Max'in omzuna vurup cipin kapısına uzanırken mırıldandım. "İstediği ben değildim." Kapıyı açıp sağlam bacağımı yere bastıktan sonra dönüp arka koltukta oturan Amanda'yı işaret ettim. "Ne yaparsan yap fakat ona zarar gelmesine izin verme. Bunu yaparken ölmemeye de dikkat et tabii."

Kapıyı çarpıp ağırlığımı sağlam bacağıma vererek binaya girdim. Katta bulunan asansöre bindiğimde '12' butonuna basmamla beraber kapılar kapanınca dönüp duvara gömülü aynada yansımamı kontrol ettim. Yüzümdeki kesik az bir alanı kaplamakla beraber üstünkörü incelememle iz bırakacak cinsten değildi. Küfürlerim eşliğinde parmağımı yaranın üzerine sürtüp dönerek sırtımı aynaya yasladım. Bacağımdaki yaranın acısı yerini feci bir ağrıya bırakmış, o da yetmezmişcesine sızlayan boğazımla bırak yutkunmayı, nefes almam bile zordu.

Kat sesiyle kapılar açılınca ellerimden destek alarak yaslandığım yerden doğrulup sağlam bacağıma yüklenerek asansörden çıktım. Yaralı bacağıma basmamaya özen göstermemin nedeni acısından değil, yaranın derin oluşundan dolayıydı. Yaraya bir bez parçasını sıkıca dolayarak tampon uyguladığım halde hareket ettirdiğim için tekrar kanamaya başlamıştı.

Yaram için doktora gidemezdim. Sorun sahte kimliğim değildi. Sahte kimliğim öyle gerçekçi tasarlanmıştı ki dikkatli bir soruşturma yapılmadığı taktirde hiçbirşeyi açığa vermezdi. Fakat sahte kimliğimle doktora gitmek vücudumdaki büyük kesiklerle birleşince büyük bir tehlikeye dönüşürdü. Basit bir sokak kavgasında oluşacak yaralar değildi bunlar.

Her zamankinden daha uzunmuş gibi gelen koridorda kapıma ulaştığımda elimi cebime atıp anahtarımı aranırken arkamdan gelen kapı sesiyle başımı geri çevirip şaşkın gözlerle beni seyreden Evelyn ile gözgöze geldim.

-"Aman tanrım! Sana..." Sözünü yarıda kesip çıplak ayakla yanıma koştu ve elini sırasıyla yüzümdeki yara ve boynumdaki el izlerinde gezdirdi. Ardından başını aşağı eğip yaralı bacağımı inceledi. "Sana ne oldu böyle?"

-"Basit bir bar kavgası o kadar." Anahtarlarımı bulmak için hızlıca ceplerimi yoklarken devam ettim. "Bak, sohbet etmek isterdim fakat hemen eve girip bunların" alelade bir şekilde yaralarımı işaret ettim. "icabına bakmalıyım."

Anahtarları bulamayınca elimle arka cebimi yoklamaya başladım. Tüm ceplerimi hırs içinde tekrar kontrol ederken Evelyn önümde eğilip bacağımdaki bağı kontrol etti. "Bununla başa çıkacağını mı sanıyorsun? Yaran derin ve hala kanamaya devam ediyor. Bir doktora görünmek zorundasın."

-"Başımın çaresine bakabilirim."

Gülümseyip başıyla pantolonumu işaret etti. "Boş ceplerinde anahtar arayarak mı?"

Pes edercesine ellerimi iki yanıma sarkıtıp başımı yaslandığım kapıya vurdum. Lanet anahtarları kemerime takmam gerekiyordu işte.

-"Seni doktora gitmeye ikna edemeyeceğim bariz, bari bu gece hemşiren olmama izin ver."

-"Hey!" Başımı sertçe sallayıp yerimde diklendim. "Bunu elbette kabul etmeyeceğim. Geceyi bir otelde de geçirebilirim."

-"Pekala." Ellerini teslim olurmuşçasına havaya kaldırdı. "Evde seni yemeyeceğime söz veriyorum."

Tek kaşımı kaldırıp yüzünü süzerken bana yaklaşıp kolumu kaldırarak omzumun altına girdi ve çekiştirdi. "Hadi, karşı komşumun gözlerimin önünde kan kaybından ölmesine izin vermem."

**
-"İç şunu."

Elime verdiği viskiyi koklayıp yanımdaki masaya geri koydum.

-"Hayır. Alkol almam."

SAF KATLİAMWhere stories live. Discover now