→Another Agent←

119 21 0
                                    

 BU BÖLÜM VE BUNDAN SONRA GELEN BÖLÜMLER DÜZELTİLMEMİŞLERDİR.

-"Böyle bir görevi sizin gibi beceriksiz çocuklara bırakılırsa bunlar olur işte."

Yanında yürüdüğüm adama yan yan bakıp zihnimden yürüttüğüm bol keseden küfürlerimi dudaklarımı ısırarak ağzımın içine hapsettim. Adı gerçekten de Ken olan bu süs bebeği tipli adamla dalaşamayacak kadar derin düşünceler içinde olduğumdandı bu. Az ileride duran arabasına binene kadarda ağzımı açmadım.

-"Amanda ve diğerleri ne alemde?"

Sorumu kayda almayınca sertçe yutkunup hırsımı oturduğum koltuğun minderini sıkarak dizginledim. "Bak bay K. Security'den benden önce mezun olmanın benim için zerre kadar önemi yok. Diğerlerinin de benden farklı düşündüklerini sanmıyorum. Demek istediğim boyunu aşan saçma kibrini bir kenara bırakıp benimle düzgün bir iletişim moduna geçmen."

Adam, ya da çocuk, ikisinin arasında olan şahıs ön koltuktan başını bana çevirip uzun uzun suratıma bakındı. Koyu mavi gözleri öyle duygusuzca bakıyordu ki bir an adamın gercekten de yapma bebek olacağına dair bir fikir bile geçti aklımdan. Nihayetinde dudaklarını araladığında gözüm robot olup olmadığını anlamak için çenesine kaydı. Çene kasları hareket ettiğine göre insandı demek.

-"Yerinde olsam uslu uslu yerimde oturur ve konuşmam istenilene kadar ağzımı açmaz..."

-"Fakat sen ben değilsin. Ve ben şahsım adına konuşacak olursam cevapları boş tehditlere yeğlediğimi de belirtmek isterim."

Cevabım bitince en ufak bir hırs göstergesi için gözlerini inceledim. Fakat tek bir kıpırtı dahi olmamıştı gözlerinde. Durum gitgide canımı sıkarken soğuk sesiyle tekrar başladı.

-"Senden dört yıl öndeyim. Bana diklenecek kadar güvendiğin şey ne?"

Sertçe yutkunup ifadesiz gözlerine hitaben yanıtladım. "Burada seninle dalaşmak güzel olurdu biliyormusun, iki yıl önceki halime göre tabii. Fakat şu anki aklımla böyle bir şeye vakit ayırmaktansa cevaplarımı kendim bulmayı tercih ederim."

Yüzünde ilk defa çenesi haricinde başka bir kası oynadı ve sağ kaşını havaya kaldırdı. "Ortak olduğun ajanlara bu kadar bağlanma derim çocuk. Zira ne zaman ne olacağı belli olmuyor."

Gözlerinden kısacık bir gölge geçtiğinde başını öne çevirip aracı çalıştırdı. "O kadar merak ettiysen, onlar senden de önce binadan çıkarıldı. Sylvia senin özel olarak çıkarılmanı istedi. Nedense artık!"

**
-"Dur!"

Ani çıkışımla beraber aracı durdurmasada hızını yavaşlattı. Bunu bir 'ne' diye algılayıp açıkladım. "Buradan sonrasını kendim hallederim."

Başını çevirmeksizin tepedeki aynadan bana bakınca o lacivert gözleriyle tekrar karşılaştım. Gözleri anlamsız bir his yayıyordu icime. O gözlere baktıkça içimdeki o his te katlanarak artıyordu. Bu hisse bir isim vermemiştim gerçi ancak illaki bir isim gerekliyse basitçe kordişe desem tam otururdu. O gözler içimde hem korku, hem endişe uyandırıyorlardı. Security'e yıllardır hizmet eden bu genç, bana bir nevi evrimi andırıyordu. Öylesine ifadesiz bir bakış başka neyin belirtisi olabilirdi ki? Security'e vereceğim onca yıldan sonra muhtemelen benim gözlerim de o şekilde bakacaklardı artık. Öylesine boş ve anlamsız. Beni hem korkutan, hem de endişeye düşüren bu fikirden derhal sıyrılıp duran aracın kapısını açarak yüzümü serin gece rüzgarının yalamasıyla gülümsedim. Araçtan dışarıya çıktığımda geri dönüp cevap gelmeyeceğini bile bile "iyi geceler" diye mırıldandım. Ve beni şaşırtmayacak şekilde cevap gelmedi de.

SAF KATLİAMWhere stories live. Discover now