→#This Is Real Me←

1.5K 79 2
                                    


LİFE NEVER STOPS...!

Revire kaldırılan çocuk dışında gün bayağı sıradan geçmişti. Bugün dünün tersine spordan sonra direkt iki saat ingiliz dili görmüş, ardından ise şu anda bulunduğum dev bilgisayar kovanına gelmiştik.

Gözlerimi tekrar çevremde gezdirdim. Duvarlar metalimsi bir maddeyle kaplıydı. Bunun sebebi güya dışarıdan radarlarla fark edilmeyi önlemekti.

Duvarlar haricinde birbirine karşılıklı olarak dizilmiş 15 çift bilgisayar masası bulunuyordu. Benim karşımda oturan dün geceki tatlı kızdı. Gerçi hala benden neden hoşlandığını anlamamıştım ya neyse!!

-"Hey!"

Gelen sesle beraber başımı 20'li yaşlarındaki genç adama çevirdim. Hadi canım!!!

Utanmasa sakalları bile çıkmayacak kadar genç bilgisayar eğitimcisi okullarda kullanılan akıllı tahta benzeri ama ondan daha büyük olan bir ekranı açarken devam etti.

-"Evet millet, hazırsanız PC' ler açılsın."

-"Aman yesinler."

Karşımda oturan kız sessizce söylediğim alaya gülünce ona dönüp gülümsedim. Madem ki hoşlanmak istiyordu, bırakayım da hoşlansındı.

Elimle kasada açma düğmesini ararken bilgisayar kendiliğinden açılmıştı bile. Sahi ben farkına varmadan telekinesi yapmaya falan mı başlamıştım ne?!!

Açılan ekran saniyelik ışıltıdan sonra hızla başlatılınca açıkçası bayağı etkilenmiştim. Benim eski Casper'ım bile bu kadar hızlı başlatamıyordu.

Anlaşılan bilgisayarların bile bir merkeze bağlı olduğu bu yerde ekranda kendiliğinden bir klavye simgesi görüntülendi. Ne yapmam gerekiyor diye etrafıma bakınırken de adam tekrar konuşmaya başladı.

-"Bu gün işe hızlı klavye kullanımıyla başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi sadece ekrandaki sanal klavyeye bakarak ellerinizi izlemeden benim verdiğim talimatları hızla ekrana tuşlayacaksınız."

Gözlerim dehşetle yuvalarından çıkarken adama döndüm. Burada hiçbir şey kolaylık arzetmez miydi yani?!!

***
Öğle yemeği tepsimle beraber boş sıralardan birine geçip oturdum. Programlama dersi yeni bitmişti. Neredeyse sorunsuz geçen bir dersti. Tabii benim sahte bir bilgisayara virüs sokup bilgileri çalma uğraşım sırasında yanlışlıkla kendi bilgisayarımı çökertmem dışında. Kemik gözlüklü eğitimcinin durmak bilmeyen ağzını da unutmamak lazımdı. 'Bir işi de doğru düzgün becerseniz olmaz mı? - Basit bir virüs programını bile yönetemedin beceriksiz - Bu gece programın bitince tekrar buraya gelecek ve yeniden deneyeceksin. Başarana kadar.'

Omzuma konan bir elle yeniden gerçek hayata geri döndüm. "Boş mu?"

-"Ah elbette. Oturabilirsin."

Sarışın kız karşımdaki sandalyeyi çekip gülümseyerek masaya oturdu. İçimden bir şeyler söyleme ihtiyacı duyarak derince bir nefes alıp konuştum.

-"Nasıl gidiyor?"

Gülmesi doğaldı tabii. Böylesine ruhsuzmuşçasına klas bir soruyu yine aynı derecede ruhsuz bir suratla dışarıya aktarınca aradaki garip uyum insanı güldürebilirdi değil mi?

Yine de gülmesine şaşırmış gibi sordum. "Ne!"

Dudağını ısırarak mırıldandı. "Çok tatlısın."

Normal bir insanın yanaklarını kızartırken bende bir yerimin kalkmasına neden olan bu iltifatı, role gerek duymaksızın gerçek duygularımı yansıtan şaşkın yüzümle yanıtladım.

SAF KATLİAMWhere stories live. Discover now