2.3

25.4K 1.4K 340
                                    

Azat abiyle iki saniye kadar bakıştıktan sonra ilk önce harekete geçen ben oldum ve avlunun ön tarafına koşmaya başladım.

Azat abide ayaklandı ve peşimden koşmaya başladı.

Ön tarafa geldiğimde herkesin burada olduğunu ve ellerinde silahlar ile iki tanımadığım adamın burada olduğunu gördüm.

Biraz hafızamı zorlayınca bu adamın dedemi dört yıl önce sıkıştıran adam olduğunu hatırladim. ama tabii bunu diğerleri bilmiyordu.

Koşarak geldiğimiz için bütün bakışlar bize döndü.

O adam beni hatırlamış olacak ki sırıttı ve konuşmaya başladı.

"oo demek yıllar önce seni kurtaran asker torunun çıktı he, Agâh ağa!"

Dedem sinirle soludu. "defol git konağımdan Hâşim! Seninle olan husümetimiz dört yıl önce kapandı bizim."

Hâşim denen adam sırıtmasını bir an olsun bozmuyordu.

"seninle olan husümetimiz kapanmış olabilir Agâh ağa ama, torunun ile olan husümetim devam ediyor. Eğer bitmesini istiyorsanız, oğlumun namusu olacak." dediğinde sinirden gözlerimden ateş fışkırdığına yemin edebilirdim.

"ne diyorsun lan sen!" diye bağırdı Erdem abi.

"Ağzından çıkanı kulağın duysun Hâşim, büyüğümüzsün diye ses etmedik, Haddini aşıyorsun!"

"haddini aşan dört yıl önce aştı, Kutay." bana baktı imalı bir şekilde babama cevap verirken.

"lan seni öldürürüm!" diyerek üstüne atılmaya çalıştı Burak abim ama Barlas abim onu tuttu.

Ellerinde silah vardı çünkü, böyle birşey yapması tam bir aptallık olurdu.

Azat abim dişlerini sıkarak konuştu. "eğer oğlunu alıp hemen buradan gitmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim, Hâşim."

Kendini kontrol etmeye çalışıyordu.

Ben ne mi yapıyorum? Tam şuan belimden silahımı çıkarıyorum.

Silahımı çıkarıp emniyetini açtım ve Hâşim'e doğrulttum.

Burak abinin silahı yanında değildi anlaşılan çünkü olsaydı bunu o çoktan yapardı.

Benim silahımı doğrultmam ile Hâşim'in ve oğlunun silahlarıda beni hedef aldı.

Annemin ve babaannemin Ağzından bir çığlık kaçtı ve yengemlerde korkuyorlardı.

Amcamlar ise sinir küpü olmuş bir şekilde bakıyorlardi.

kuzenlerin hiçbiri burada değildi.

Sanırım Bunlar gelmeden önce konaktan ayrıldılar.

Yoksa müdahale ederlerdi.

"bana bak, Hâşim misin nesin!? Buradan hemen gitmezsen başta oğlun olmak üzere ölmek için yalvarırsınız!"

Beni alaya aldı ama bilmiyordu, ben dediğimi yapardım.

"hadi ya, yalvartsana." dedi oğlu.

"sen istedin." diyerek sırıttım ve silahımı Burak abiye verdim.

Aralarında en iyi silah kullanabilecek kişi oydu.

Hemen silahımı aldı ve Hâşim'e doğrulttu.

Bir harekete geçmeden önce yengemlere döndüm. Annemin ve babaannemin olacaklara şahit olmasını istemiyordum.

"yengelerim, annem ve babaannem ile içeriye girer misiniz?" dediğimde hemen beni onayadılar ve annem ile babaannemi alıp içeriye girdiler.

Arden'in SillesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin