~Erdem'den~
Adliyeden içeriye girdiğimde gördüğüm Meriç ile yanına gidip Selam verdim.
"naber kardeşim?" bana döndü ve erkekçe tokalaştık.
"iyidir birader, senden?" gülümsedim.
"iyidir kardeşim, senin dava ne oldu?"
Kaşları çatılırken sordu, " hangi dava?"
" şu ailesi tarafından şiddet gören kız, Hilal. " dediğimde muzipçe sırıttı ve ben ağzını kırmamak için zor tuttum kendimi.
" hayırdır savcı bey, sen hiçbir davayla bu kadar çok ilgilenmezdin, ne oldu?" dediğinde sinirden dişlerimi sıktım.
" biliyorsun bu konulardaki ki Hassasiyetimi Meriç, doğru konuş!"
Meriç'in sırıtması büyürken ellerini teslim oluyorum der gibi havaya kaldırdı ve benden bir - iki adım uzaklaştı.
" tamam kardeşim, demedim bir şey. " dedikten sonra devam etti, "davası iki gün sonra. Elimizdeki kanıtlar ve darp raporu sayesinde davayı kazanmamız %100, sıkıntı yok." dediğinde içime su serpildi.
Böyle konularda çok hassastım. Sadece ben değil, hepimiz hassastık.
Benim kadar Meriç'de hassastı ama o kızı gördüğümden beri benimle dalga geçip ondan etkilendiğimi söyleyip duruyordu.
Tabii kendince bir şeydi bu.
Kızın aklıma gelmesiyle onunla tanıştığımız gün geldi gözümün önüne.
~flasback~
Meriç'in odasından gelen ağlama sesleri ile adımlarımı oraya çevirdim ve kapıyı çalıp içeriye girdim.
Girmem ile güzeller güzeli, ağlayan bir kızı görmem bir oldu.
Ben kıza bakakalmışken Meriç' in öksürmesi ile ona döndüm.
"kardeşim, bir sorun mu var?" diyerek ağlamaktan güzel gözleri kızarmış şekilde bana bakan peri kızını gösterdim.
"müvekkilim, Hilal." diyerek tanıttı kızı bana.
Kız bana bakarken göz yaşlarını sildi ve utangaçça gülümsedi.
Çok tatlı lan! Gamzesi var!
Kızın oturduğu koltuğun karşısına oturdum ve elimi uzatarak kendimi tanıttım.
"merhaba, Hilal. Erdem ben." dediğimde tedirgince elimi tuttu ve ince, güzel sesiyle konuştu.
"Hilal." birkaç saniye ne gözlerimiz ne de ellerimiz ayrıldı. Ta ki Meriç tekrar öksürünceye kadar.
Kızın elini çekmesi ile Meriç'e döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu.
Boğazımı temizleyip Yutkundum ve ayağa kalktım. "ben gideyim kardeşim, sonra gelirim." dediğimde imayla konuştu.
"tabii, gel." son kez Hilal' e baktıktan sonra odadan çıktım.
~flasback bitti~
Gözümün önünde sallanan el ile kendime gelip elin sahibi Meriç'e baktım.
Her zaman ki gibi sırıtan ifadesi yüzündeydi.
Dağıtacağım bir gün o olacak!
"hayırdır birader, daldın gittin." deyip elini omuzuma koyunca elini ittim ve boğazımı temizleyip sinirle konuştum.
"yok bir şey kardeşim, odamdayım ben." dedikten sonra bir daha ona bakmadan odama gittim ve dosyalarıma odaklandım.
Tabii aklımda Hilal varken bu epeyce zor oluyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arden'in Sillesi
ChickLit27 yıl sonra üvey evlat olduğunu öğrenen Yüzbaşı Arden, onca acıyı boşuna mı yaşamıştı? Peki şimdi ki hedefi neydi? Yeni (öz) ailesine bir şans vermeli miydi? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam mı etmeliydi? Hep beraber göreceğiz, tabi is...
