3.3

22.6K 1.3K 235
                                    

"anne, gerçekten iyiyim. Yeter bu kadar." dedim.

Dedim ama beni dinleyen kim?

Kimse!

"kızım, iyisin değil mi? Bir şeye ihtiyacın var mı, Su falan?" dediğinde derin bir nefes aldım.

Tam cevap verecekken imdadıma babam yetişti.

"Nilüfer, gel güzelim ben sana bir şey söyleyeceğim." annem babama dönerken kaşla göz arası göz kırptı babam bana sırıtarak.

Bende sırıttım. "ama Arden n-"

"abileri burada güzelim." annem kararsızca bana baktı ama babamı takip ederek yukarıya çıktı.

Daha sonra Azat abim geldi yanıma.
Beni göğsüne yasladı ve saçımı sevmeye başladı. "iyisin, değil mi güzelim?" tebessüm ettim.

"iyiyim, beni merak etmeyin siz."
Erdem abi atladı lafa.

"nasıl merak etmeyelim be güzelim, şu haline bak!" dedi sitemle.

"ben alıştım artık abi, Sizde beni böyle görmeye alışacaksınız." dediğim anda Burak abi atladı.

"hayır, alışmayacağız. Çünkü sen kendine çok dikkat edeceksin."

"abi keyfime yaralanmıyorum. farkındasın, değil mi?" dediğimde bir çocuk gibi omuz silkti.

Çok tatlı lan bu.

Bu hareketiyle hepimiz tebessüm ettik. "gitmeyin güzelimin üstüne" diyerek diğer yanımada Barlas abim oturdu.

"konuş be abi!" dedim sırtına hafiften vurarak. Kahkaha attı ve Azat abimin göğüsünden kendi göğüsüne çekti beni.

Azat abime baktığımda kaşlarını çatmış Barlas abiye baktığını gördüm.

Bu istemsizce gülümsememe sebep oldu.

Elimi uzatıp Azat abimin elini tuttuğumda bakışları bana döndü, yumuşadı ve gülümsedi.

O sırada Çağlar'ın konuşması ile ona döndük.

"seninle biraz konuşabilir miyiz abla?"

Ne?

Abla.

Abla mı dedi o?

Hee abla dedi.

Bana abla dedi, değil mi?

Ne demesini bekliyordun acaba?

Lan abla dedi oğlum bana!

AA kal geldi

Kendine gel!

Geldim.

Artık yüz ifadem nasıl bir hâle geldiyse hepsi kahkaha attı.
Boğazımı temizledim ve cevap verdim.

"konuşalım." dediğimde kalktı ve yanıma gelip yaralarıma dikkat ederek kaldırdı ve belimden destek olarak bahçeye kadar yürümeme yardım etti.

Tabii ben izin verdiğim için.

Bahçeye geldiğimizde çardağa geçtik ve oturmaya geldik.

Bir süre etrafı inceleyerek sessiz kaldı.

bu sessizlik 'nasıl başlayacağımı bilmiyorum' sessizliğiydi.

Derin bir nefes aldım ve konuştum. "ne söylemek istiyorsan açıkça söyle, ben dinliyorum." dediğimde bana döndü.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "abla, ben sana çok kötü davrandım. Biliyorum af istemek haddim değil, ama ben abla-kardeş olmak istiyorum seninle. Çok pişmanım, yaptıklarım için çok özür dilerim." dediğinde tebessüm ettim.

Arden'in SillesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin