3.9

19.8K 1.1K 353
                                    

yana döndüm."hayatımın nakaratı. Bilir misin?"
Kafamı ona çevirince gülümsedi.

bakarken bakışlarında ki duygu derinleşti. "bilirim, çok severim hatta."

Hafif tebessüm ettim. "bende severim."

"dinlediğinde göre?" diyip gülünce istemsizce bende güldüm.

Gülüşü takıldı bir an gözüme.
Yalan yok, güzel gülüyordu.

"hangi rüzgar attı sabah sabah seni buraya?" diye sorunca abim geldi aklıma yine.

Durgunlaştım. O da bunu fark ederek vücudunu bana doğru çevirdi ve dikkatle bana bakmaya başladı.

"istersen anlatabilirsin, sır çıkmaz benden." yüzüne bakıp gülümsedim.

Biliyordum sır çıkmazdı ondan.

"anlatabileceğim birşey değil, Alaz."
Alaz diyince yine bakışlarında bir şeyler oluştu.

Biliyordum bu bakışları, tanıyordum çünkü onu.

Bu bakışların adı aşktı.

Ama ona taviz vermeyecektim bu sefer. Kararlıydım.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ve üstümü düzelterek ona döndüm.
Üstündeki terli kıyafetlere bakacak olursak sabah koşusuna çıkmıştı.

Buruk bir tebessüm takındım suratıma. Anladı ama.

O hep anlardı beni zaten.

Elimle üstünü göstererek konuştum. "sabah koşusu mu?" o da gülümsedi burukça.

Bir zamanlar aksatmadan çıktığı sabah koşusu, vazgeçilmezi.

"evet. Sen çıkıyor musun?" güldüm.

"sence?" o da güldü

"tabi ki hayır." yine gülümsedim burukça.

"iyi, bunu unutmamışsın en azından." açtım konuyu bu sefer. Sonunda cesaret edebildim konuşmaya.

Onu nezarethanede gördüğüm günden beri hatırlıyordum ama o beni hatırlamamıştı.

Yani nezarethanede.

Ondan sonra bizim eve geldiğinde hatırladığını adım gibi biliyordum.

"ben seni hiç unutmadım." dedi yine aynı bakışlarla.

"aynen, o yüzden unutmayacağın birini kendi isteğin ile terk ettin." dediğimde gözlerine acı ve hüzün çöktü.

Almak istedim onları oradan.

Yine salak gibi onun yerine ben acı çekeyim, ben üzüleyim istedim.

"ben isteyerek bırakmadım seni Arden'im." göz bebeklerime kadar titredim, hissettim.

Hayır dedim, hayır.

Kapılma yine ona, aşık olma yine ona, sevme yine onu.

"sakın, sakın bir daha seslenme bana öyle. Sen Arden'ini altı yıl önce kaybettin Alaz."  arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Arkamdan bağırdı. "kaybettiğim gibi geri kazanacağım Arden'imi!"

Güldüm. Alaycıydı bu sefer. Yürümeye devam ederken bende bağırdım. "hemen uyanmanı tavsiye ediyorum! Fazla kapılma bu rüyaya!"

"göreceksin!"  'aynen' dermiş gibi kafa salladım ve cevap vermeden eve doğru yürümeye başladım.

Az hava alayım dedim onuda zehir ettiler ya!

Arden'in SillesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin