8. Bölüm

932 192 74
                                    

Yaklaşık beş dakikalık bir sessizlikten sonra gözlerimi açtım. Uyuyamıyordum ve anlaşılan uyuyamayacaktım. "Neden oraya geldin Ada? Neden hayatını tehlikeye attın?" dedi Deniz tekrardan yatağımın yanına diz çökerek.

"Gelmeseydim de hayatım tehlikedeydi, seni ihaleden vazgeçirmem için beni öldürmekle tehdit etti." dedim ve gördüğümden beri elimde tuttuğum notu çıkartıp Deniz'e uzattım.

"Sen bu nottan Melih Karahan'ın seni öldürebileceğini nasıl anladın?" dedi gergin bir sesle.

"Uygar dört yıl önce başına neler geldiğini dün gece bana anlattı. Ama sakın ona kızma olur mu? Ben zorla anlattırdım. O anlatmak istemedi hiç... Özür dilerim."

Deniz derin bir nefes aldı. "Ne için özür diliyorsun Ada? Sen özür dileyecek en son kişi bile değilsin. Benden özür dileme."

"Yaşadıkların için çok üzgünüm... Uygar nerede?'' dedim konuyu değiştirerek. Dört yıl önce olanları düşünüp üzülmesini istemiyordum. ''Seninle gelmeyecek miydi?"

''Gelecekti, geliyordu da... Ben onunla Melih'le buluşmadan bir saat önce konuştum en son. Her şey planladığımız gibiydi. Mekana gidiyordu. Ben de yoldaydım. Kapattıktan kırk beş dakika sonra ben buluşma yerine vardım. Bir daha da ona ulaşamadım." dedi Deniz ben yatakta doğrulurken.

"Sinyal kesici olduğu için."

"Evet. Şimdi de telefonu kapalı, ulaşılamıyor."

"Peki oradaki adamlar, yani nasıl oldu? Ben anlamıyorum. Nasıl olur böyle bir şey?" dedim hapşırarak.

"Hakan'ı arayacağım şimdi, öğrenirim." dedi telefonunu çıkartıp. Birkaç saniye sonra telefon açıldı. "Hakan hangi cehennemdesiniz siz?" dedi Deniz sinirle ve sesi dışarı verdi.

"Büyük bir tuzağa düştük Deniz Bey. Sen iyi misin?"

"Ne tuzağı Hakan? Neden gelmediniz mekana? Neden siz değil de Melih'in adamları vardı orada?"

"Geldik Deniz Bey, buluşmaya yaklaşık bir saat kala Uygar Bey'den mesaj geldi. Mekan değişti, bütün adamları topla ve birazdan atacağım konuma götür. Deniz birazdan orada olacak, ben de geliyorum. diye bir mesaj. Bu planı en baştan Uygar Bey yürüttüğü için sana söylemedik. Bütün adamları topladım ve Uygar Bey'in attığı konuma götürdüm."

"Mekan değişmedi ki Hakan. Öyle bir şey olsa benim haberim olurdu. Uygar niye öyle bir mesaj atsın?"

"Buraya vardığımızdan beri Uygar Bey'i aradık ama ulaşamıyorduk. Neyse ki az önce bizi aradı."

"Ne dedi?"

"Çabuk orayı terk edin, her şeyi anlatacağım dedi ve kapattı."

Deniz "Dediğini yapın. Neredeyseniz hemen herkes eski yerine geri dönsün. Onu arayacağım şimdi." dedi ve telefonunu kapattı.

Deniz aramayı sonlandırır sonlandırmaz telefonu çalmaya başladı. "Uygar arıyor." dedi telefonu açarken. "Uygar neredesin sen?" dedi bağırarak. "Neler oluyor? Hakanları neden başka bir yere gönderdin?" dedi ve sesi hoparlöre verdi.

"Neredesin Deniz? İyi misin?"

"İyiyim Uygar. Senden geçerli bir açıklama bekliyorum. Hemen."

"Her şeyi anlatacağım ama yoldayım. Melih'in adamları önümü kesti. Yanına gelemedim."

"Ada'nın evindeyim. Konum atacağım, gelirsin."

GEÇMİŞİN TUTSAKLARI  (+18)Where stories live. Discover now