33. Bölüm

932 163 77
                                    

Yılın ilk bölümünden herkese selam. Yeni bölüm ellerinizden öper. Ekteki şarkıyla okumanızı öneririm. Hepinize bol kalpler ve sevgiler.

28 Ekim, Pazartesi

Deniz merdivenlerden "Sevgilim, hadi ama geç kalacaksın." diye bağırdığında yıllar sonra bana geri dönen sarı tokamla saçımı topluyordum.

İşim bittiğinde daha fazla beklemeden ''Geliyoruuuum.'' dedim ve çantamı alıp koşarak Deniz'e yetiştim.

''Seni okula Hakan bırakacak çünkü benim acilen şirkete gitmem lazım.'' dedi, merdivenlerden neredeyse koşarak iniyordu. Ben de ona ayak uydurmak için hızlı hızlı iniyordum.

''Tamam, okuldan sonra da beni şirkete getirir.''

''Seni ben bırakacaktım ama önemli bir toplantı var. Haftalardır erteliyorum. Eğer bugün de katılamazsam müşteri kaybedeceğim.''

''Sorun değil sevgilim.'' dedim giriş kapısına az kala bir mesafede. Ülkü abla da oradaydı.

''Kahvaltı hazırlamıştım çocuklar. Çıkıyor musunuz?''

''Çıkıyoruz Ülkü abla.'' dedi Deniz. Kapıya doğru yürüdü ve dışarıya çıktı. ''Vaktimiz yok. Akşam yeriz artık.''

Deniz çıktığı için Ülkü abla biraz bağırmak zorunda kalmıştı. ''İstediğiniz bir şey var mı? Ne yapayım size?''

''Benim yok.'' dedim ve Ülkü ablanın yanağını öperek Deniz'in yanına koştum.

"Benim de yok." diye bağırdı Deniz.

"Beni beklemeseydin keşke, bu kadar acelen varmış." dedim yanına ulaştığımda.

"Normalde toplantı saat 10:00'daydı ama 09:30'da görüşmek istiyorlarmış. Ben de bilmiyordum anlayacağın."

"Tamam o zaman daha fazla bekletme. Beş saat sonra görüşürüz." dedim ve Hakan'a doğru döndüm.

"Hop hop hop. Nereye gidiyorsun? Dur bakalım, gel buraya. Bir öpücük için vaktim var." Arkamdan elimi tuttu ve tam adım atacağım sırada beni hızla kendine doğru çevirip dudağıma küçücük bir öpücük bıraktı.

"Acelen var diye düşünemedim." dedim dudağımı sarkıtıp. Deniz baş ve işaret parmağıyla çenemi tutup kafamı sağa sola salladı.

"Bir öpücük için her zaman vaktim vardır." dedi ve o güzel gülümsemesiyle yanağımı sevdi. Ben de ona gülümsediğimde çok kısa bir süre yüzümü inceleyip arkasına döndü. "İşte şimdi gidebilirim."

Deniz'i bir süre izledikten sonra tekrar Hakan'a döndüm ve beni götüreceği arabaya bindim.

Dün yaşadıklarımdan sonra bugün yataktan kalkamayacak bir depresyona gireceğimi düşünüyordum ama yanılmıştım. Çünkü uyandığımda yanı başımda kocaman, sarı bir çiçek buketi ve incir tatlısı vardı. Ve benim için böylesine çabalayan bir sevgilim varken huzursuz ve mutsuz görünmek istemiyordum.

"İşe gidecek misin yenge?" dedi Hakan dikiz aynasından bana bakarken. Bu kelimeye hala alışamamıştım ve bana her söylendiğinde içimden gülümsemek geliyordu.

"Evet, okuldan sonra şirkete geçeceğim. Okuldan çıkmamı bekleyecek misin yoksa çıkınca seni arayayım mı?"

"Bekleyeceğim yenge. Deniz Bey bugün sizin yanınızdan ayrılmamam gerektiğini söyledi."

"Hmm, peki o zaman." dedim ve acele ettiğimiz için uyandığımda yiyemediğim tatlıdan bir çatal aldım. "Tatlı?"

"Yok yenge ben almayayım."

GEÇMİŞİN TUTSAKLARI  (+18)Where stories live. Discover now