21

12.9K 694 36
                                    

@nidayerel: yine de sana daha istanbulu gezdiremeden gitmen hiç etik değil

@alexcameron: güzelim işten çağırdılar diziye devam edecek olmama sevinmedin mi

@nidayerel: sevinemedim bi anda araladılar dedin ben gidiyorum

@nidayerel: giderken sarılamadım da

@nidayerel: ömrün boyunca bu anı mı bekledin kardeşim?

@alexcameron: kardeşim???? (gönderilmedi)

@alexcameron: ha senin derdin İstanbul değil yani

@nidayerel: tabikide değil (gönderilmedi)

@nidayerel: saçmalanma istersen

@nidayerel: güzelim İstanbuluma göz ucuyla baktın mı da sen?

@nidayerel: SEN ABDÜLHAMİTİ SAVUNDUN!

@alexcameron: ne?

@nidayerel: ÇIKAR GÖSTER!

@alexcameron: ne diyorsun? bekle çeviriden bakıp geliyorum.

@nidayerel: NXKSNDOWMKDMSKDA

@alexcameron: ABDÜLHAMİT kim ve ben onu neden savunayım?

@nidayerel: MXKKSJFPSNDOSMJZKS

@nidayerel: ulan alex sende olmasan neye güleceğim ben

@alexcameron: ben senin eğlence aracın mıydım?

@alexcameron: peki öyle olsun..

@alexcameron çevrimdışı..

@nidayerel: ya

@nidayerel: ben beni güldürüyorsun manasında demiştim

(Alex'den)

Gülerek telefonu masaya bıraktım. Nasıl yapıyorsa beni güldürmeyi bir şekilde başarıyordu.

Bardaki insanların yüzüne baktım teker teker. En sonunda bizim masada durduğumda ekipteki herkesin başka şeyle meşgul olduğunu ama Finn'in dik dik bana baktığını fark ettim.

"Noluyor? Ne o, beni öldürmeye mi niyetlendin?" Normalde olsa bu dediğime kendim bile yarılana kadar gülerdim, ama bir anda bu düşünceden koşarak uzaklaşmak istedim. Keza diğerleri de o kadar gülmüyordu. Cidden, neler oluyor?

"Son zamanlarda çok tuhafsın."

"Cidden dostum, seninle nerdeyse iki ay görüşmedik ve o dağ başından indiğin an koşa koşa Türkiye'ye gittin, neden?" diyen Ted'e döndüm.

Bişeyler oluyordu, bişeyler kesinlikle oluyordu ama ben bunu onlara nasıl anlatacaktım?

"Kız meselesi." dedim kokteyl bardağı ile oynarken. Utanmış mıydım?

Finn ve Ted'in tuhaf seslerinden sonra "Hangi kız seni böyle gülümsetebiliyor?" diyen Amy'e baktım ve omuz silktim.

"Türkiye'ye gittiğine göre Türk kızı olmalı."

"Hasiktir, son röportajındaki türk kızı mı?" Usulca kafamı salladım.

"Ted'i Amy'e kaptırdım, seni de bir Türk kızına mı? Tanrım ben bunları hak etmemiştim!" Hepimiz gülerken Ted'in "Adı ne bu 'Türk kızı'nın?" Opia. Ama, hayır, o isim bana özel.

"Nida."

"Fotoğrafı var mı?" Amy yine bildiğiniz gibi.

Onlara fotoğrafını gösterdim, attığı günden beri favorilerimde ilk defa iş kağıtları dışında bir resim belirmişti.

"Kız da iyiymiş." Finn'in kafasına vurdum. "Sullanma piç herif."

"Teddy sen çok bakma hayatım gel sen yaslan şuraya." Hemen Amy'in dediğini yapan Ted'e bakarken gülüyorduk.

Ah, Opia, güzelim, farkında bile olmadan bana aile oldun beni güldürdün. Bu hissi bilmiyorum ama kalbimi sağ bırakacak gibi değil. Beni hiç bırakma. Bunu kaldıramam.
Bunları sana diyecek cesaretim olur mu birgün?

***

mood

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

mood

biliyorum texting olmaktan çıktık biraz ama
düzeliriz inşallah be

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin