54

4.9K 269 19
                                    

Tüm günün yorgunluğu, sadece günün değil aslında omzunuzda ne kadar yük varsa hepsinin ilacı sevgilinizle uyumaktır. Ondan önce uyumuyormuşum aslında sadece yapmak zorunda olduğum bir şeyi gerçekleştirmek için uyuyormuşum. Bunu kocaman bir bebeği kollarınızın arasında uyuttuğunuzda anlıyordunuz.

Alex'in saçı ile oynarken tüm bunları düşünüyordum. Terapi gibiydi. Çok fazla şey vardı düşünmem, yapmam gereken ama benim tek yaptığım bu adamın göğsünde soluklanmaktı.

Yavaş yavaş uyandığını belli eden belirtiler verince elimi çektim saçından. Huysuzlanarak açtı gözlerini, uyku mahmurluğu ile elimi tuttu ve geri saçlarına koyup gözlerini kapattı. Artık uyansın diye tekrar çektim elimi. Tek gözünü açtı. "İnadına mı yapıyorsun?" Kafamı salladım sırıtırken. "Yapma." Gözlerini kapattı gene.

"Uyan artık ya, çocuklar uyanacak. Şimdi ayıp olur. Ben gittiğim evde ev sahibinden önce uyanınca çok geriliyorum." Çenesini karnıma yaslayarak doğruldu. Sırttı önce.

"Çocuklar mı? Benden çocuk mu istiyorsun?" Gözlerimi bellettim. Neyden bahsettiğimi gayet iyi anlamıştı, salağa yatmak hoşuna gidiyordu.

"Evet, Alex 11 çocuk istiyorum senden. Futbol takımı kurarız belki olmaz mı?"

"Çok iyi olur. Ben hazırım ne zaman başlıyoruz çalışmalara?" Kafasına vurdum bu sefer.

"Defol git ya, 11 çocukmuş." Kaşlarını çattı, üzgün bir surat yaptı.

"Hayallerimle oynadın."

"Ne?"

"Kendimi kullanılmış gibi hissediyorum." Bunu derken başını göğsüme gömmesi de ayrı bir olaydı.

"Alex? Kafan mı güzel sevgilim?" Bir anda kaldırdı başını.

"Bi daha söylesene kulağa çok hoş geliyor." Sırıttı, sırıtık. Sinirden güldüm. Uzanıp öptü gülüşümden. "Hani kullanılmış hissetmiştin kendini? Yapıştın kaldın."

"Kullanacaksan sen kullan be! Şu güzelliğe, şu endama bak! Daha sabahın körü, bu kadar güzel olamazsın be zalim." Ani çıkışı bir an şaşırttı. Anında kendimi toparladım ve kedi gibi sokuldum ona iyice.

"Senin güzelin olmak da cabası tabi." Dudakları bu kadar yakınıma gelmişken dayanamayıp öpmeye başladım. O da anında eşlik etti bana.

Bir an üst dudağımı çekiştiyor ardından alt dudağıma geçiyordu. Tüm bunları yaparken bir yandan da nazikçe bedenimi keşfediyordu elleri. Hangisine odaklansam şaşmıştım. Nefes almak için uzaklaştı kısa bir anlığına. "Kusursuzsun." Ardından dudaklarım kaçıyor gibi tekrar yapıştı dudaklarıma.

Bu sefer ben ayrıldım. "Devam etmeyi çok istiyorum ama içerde insanlar var."

"Kovup geliyorum bekle." Cidden kalkmaya yeltenince çıplak kolunu tuttum. "Saçmalama ya. Gel şuraya." Sırıttı hemen.

"Niye öpecek misin?"

"Hayır?"

"Bak giderim." Tehdit eder gibi işaret parmağını kapıya doğru salladı. Tuttuğum kolundan yatağa çektim.

"Gel şuraya ya, ne doyumsuzsun." Geri yanıma yatarken söylendi. "Ben de seni seviyorum sevgilim."

Tekrardan uzandı yanıma. "Opia?"

"Efendim aşkım?"

"Niye bana olanları anlatmadın?"

"Olanları derken? Sana içtiğim sudan aldığım nefese kadar anlatıyorum ben?"

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin