44

6.7K 376 34
                                    

iyi okumalar💗

***

Sabah uyandığımda yanımda kimse yoktu. Bir süre bunu garipsemedim. Tam duvarla ikinci aşamaya geçecekken birden kafama benim bir sevgilim olduğunu, beraber uyuduğumuzu ve dün gece anlattıklarım aklıma geldi. Anında doğruldum yataktan.

Önce tuvalete gidip işlerimi hallettim ardından evi gezmeye başladım. Neredeydi bu?

Mutfağa baktığımda gene kimse yoktu. Tam telefonu çıkarıp arayacaktım ki masayı fark ettim.

Kahvaltı hazırlamıştı. Buzdolabının üstünde de bir not.

Fırına gidiyorum, acıktıysan sen başlayabilirsin.

Fırın çok uzak değildi aslında ama ara sokakta kalıyordu. Telefonu çıkarıp onu aradım. Kaybolmasın şimdi.

Çaldı bir süre, açan olmadı. Ama kapı açıldı.

"Geldim, geldim burdayım." Tamam yetiştin tamam.

Bana doğru yürürken gülüyordu. Ben ise ellerim belimde azar çekeceğim belli bir şekilde onu bekliyordum.

"Opia, bak ne aldım!" Aldığı şey de tahinli simit. Adam sen buraya özel jetle geldin be, ne bu ruh fakirliği.

"Tadı çok güzel!" küçük çocuk gibi simitten bir parça koparıp bana doğru uzattı. Kafamı geri doğru çektim.

"Nereye gideceğini bilmeden, koca şehirde sabah sabah, olacak iş mi? Çok tahinli simit yemek istiyorduysan beni uyandırsaydın ya!" Böyle bir çıkış beklemiyor olacak ki başta bi şaşırdı ve iki adım falan geriledi.

"Ben sürpriz olsun diye şey etmiştim." Ürkek bir şekilde bana doğru bakıyordu. Elinde ki fırın poşetini alıp içine baktım. 2 kaşarlı poğaça, 1 ekmek ve tam 5 tane tahinli simit vardı poşette. Yuhtu, çüştü, fırını toplasaydı.

"Oha, kim yiyecek bunları?"

"Biz?" Poşetle beraber mutfağa ilerledim.

"Ben sabahları yemek yiyemiyorum derken ciddiydim." Su ısıtıcısının tuşuna bastı. Ve çekmecenin birinden iki yeşil çay çıkardı.

"Alışacaksın, günün en önemli öğünü bu. Benim olduğum her zaman bir dilim de olsa bişeyler yiyeceksin." Ofladım. Dün anlattıklarım yüzünden yapıyordu. Kendimi çok savunmasız hissediyordum.

En sonunda mecbur oturdum masaya. Ağzıma bir salatalık attım. Ve ona döndüm.

"Mutlu musun şimdi?"

"Çok. Bak bundan da ye." tahinli simitten koydu önüme.

"Nasıl? Beğendin mi?" Çıtır çıtır ve harbiden güzeldi.

"Evet güzelmiş, ama nereden esti sabah sabah?"

"Ben ekmek almaya gitmiştim aslında oradaki dolapta vardı güzel görünüyordu aldım bende."

"5 tane?"

"Tadını beğendim, olamaz mı? Sen yemezsen yeme ben New York'ta yerim."

"10 saate ben bile yamuluyorum sence bu dayanır mı?" Önüme kahvaltılıklardan koydu. "Yemezsen, yamulursun. Bak bana ben yamuluyor muyum?"

"Senle beni karşılaştırmayalım bence, iki katım falan sayılırsın çünkü." Çapkınca gülümsedi.

"Ee, son gün bugün, nereye gidiyoruz?" Bilmem dercesine dudak büzdüm. "Nereyi istersin?"

Gözleri dudaklarıma kaydı. Çapkın gülüşü büyüdü. Tam bir şey söyleyecekken ben konuştum gene.

"Bildiğim bir kaç antikacı var, onları mı gezsek?" Gözleri hala dudaklarımdaydı.

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin