OPİA (texting)

42

daha önce hiç İstanbula gitmedim lütfen ona göre değerlendirin (yaz dizileri sağolsun bu bölüm çıktı)

***

"Sadece 5 dakika su almaya markete girdim ve sen dolandırıldın mı cidden?" Bulmuşlar saf çocuğu adam çocuklarım aç demiş, elinde de 'Allah Razı Olsun, Allah Ne Muradın Varsa Versin' yazan bir kartla kandırmış bu da 200 dolar, bakın dolar diyorum, vermiş adama. Ulan sen Müslüman bile değilsin kendine gel.

"Çocukları açmış hem karınları doyar nolmuş yani?" Bir elimi yanağına koydum ve bir iki kez pat pat vurdum.

"Ah safım benim, onlar aslında senden benden zengin. Ama bundan sonra su almaya bile peşimden geleceksin tamam mı?" Kafasını salladı küçük çocuk gibi. Yanağından indirdiğim elimle bir elini tuttum.

Galata kulesinin önündeydik buraya gelmeyi istediğini bir kere mesajlaşırken söylemişti. Ve şimdi de galata kulesine çıkıyorduk. Buraya gelmeden önce de vapura binmiştik ve tam bir turist olarak ne yapılması gerekirse yapmıştı. Martılara simit atmış, belki yüzlerce magnet almış ve tüm kalitesiz şeyleri toplamıştı. Hayır yani sana orjinalini bedavaya gönderiyorlar zaten burda çakmasına bu kadar para bayılmaya gerek var mıydı?

Bende bu heyecanını izliyordum, cidden 5-6 yaşlarında bir çocuk gibiydi her şeye ilgiyle bakıyor gördüğü her şeyi soruyordu. O kadar tatlıydı ki eğer dayıların tuhaf bakışlarına maruz kalmayacağımızı bilsem onu sokak ortasında mıncıra mıncıra sevebilirdim bile.  

Galata kulesine çıkmıştık, buraya bende ilk defa çıkmıştım. O meşhur efsanenin de etkisi olsa da pek istememişti canım bilmiyorum heves etmemiştim işte. 

Manzaraya bakarken başta bir şaşırsam da etkisi hemen geçmişti. Tamam bina var deniz var, eeee?

"Baksana adam burdan, taa şuraya kadar, kanatlanmış gibi uçmuş, vay be." Bir elimle belimi tutarken bir elimle kız kulesini gösterdim. O ise her şeyin fotoğrafını çekme peşindeydi.

"Orası neresi ki?" Birkaç kez cık cıkladım.

"Kız kulesini nasıl bilmezsin? Tarihin yok anladık bari coğrafyan olsaydı."

"Duymadım. Nesi var bunun? Ayrıca neden uçmuş adam deli mi?"

"Bir şeyi keşfetmişti tam olarak hatırlamıyorum ama asıl olan efsanesi," beni dikkatlice dinlemeye başladı.
"rivayete göre Galata kulesi, Kız kulesine aşıkmış. Üstlerinde uçuşan martılarla birbirlerine haber gönderirmişler, bir gün Galata kulesine martılar demiş ki, Kız kulesinden mesaj var. Galata hemen sevinmiş ne dedi diye sormuş martıya,"

"Olmuyor, baksana bir martıya bakıyoruz birbirimizle konuşmak için. Sen uzak, ben uzak bu böyle sadece bir bakışla olmuyor demiş. Galata bu sözleri üstüne kaç defa martı gönderirse göndersin Kız kulesinden bir cevap alamamış hal böyle olunca ne yapacağını bilememiş. E o seviyor, Kız kulesi de onu seviyor biliyor ama aralarındaki bu mesafe nasıl aşılacak diye kırk gece düşünmüş en sonunda bir fikir bulmuş."

"Ne bulmuş?"

"Bir gün araştırma için gelen bir gence aşkını fısıldamış, o adam da -Hazerfen Ahmet Çelebi- bu aşkını kullanmış ve takmış koluna tahtaları bir lodosla Galatanın aşkını Kız kulesine İstanbul boğazını aşarak göstermiş."

"Kız kulesi ikna olmuş mu peki?" Bilmem dercesine omuz silktim. "Dinlediğim teyze bu kadarını anlattı."

"İşte bu yüzden buraya kiminle çıkarsan onunla evlenirsin, Galata sahte aşıkları kabul etmez derler. Yani artık tamamen kocamsın."