67

3K 198 44
                                    

bölüm bi tık uzun çünkü iki bölümün birleşimi iki bölüm beklemeyin diye ikisini de birleştirdim;)

bölümün ilk kısmında Müslüm Gürses-Affet şarkısının bir kesiti var eğer isterseniz o şarkıyı da açabilirsiniz ama bölüme bu şarkı uyduğunu düşündüğüm için bu şarkıyı koydum medyaya🫶

çok boş konuştum, keyifli okumalar🫠

***

Sabah uyandığımda daha önce yatırıldığım hastanedeydim. O zaman da yine teyzemi gördüm sandığım için getirilmiştim buraya. Onun tarafından.

Bu yüzden tek yaptığım gözlerimi kapatıp o günü düşünmekti. Az biraz bişeyler hatırlıyordum. Kapının girişinde duran, saçları kısa, simsiyah giyinmiş birini hatırlıyordum. Ve bana baktığını. 10 yıl önce olduğu için hatırladıklarım bunlar ile sınırlıydı. Nasılsa burada yatarken başka işim yoktu sabahtan akşama kadar düşünebilirdim.

Açılan kapının sesi ile irkildim ama kimin geldiğine bakmadım. Muhtemelen Nil veya Akın'dı ve beni yemek yemeğe zorlayacaklardı. "İstemiyorum bişeyler yemek, zorlamayın artık. İçim almıyor işte." Uzun süredir sustuğum için sesimin kısık çıkmasına engel olamamıştım. Boğazımı temizlediğimde tekrardan konuştum. "Başım ağrıyor zaten." dedim gözlerimi ovuştururken.

"Pizza getirmiştim." Sesi ile durdum. Kahkaha atmak istedim çünkü belli ki bu da beynimin bir oyunuydu. Gözlerim kapalıyken sırt üstü döndüm. "Teyzem bitti, birde seninle uğraşmayacağım. Senden de hâlâ seni görmek isteyen beynimden de nefret ediyorum."

Yan odadan geldiğini tahmin ettiğim müzik ile gözlerimi araladım. Gözlerimi dışarı çevirdim hava kararmıştı ama tam saatini kestiremiyordum.

"Affet beni gece vakti,
Ay doğmuş, süzülürken
Sabaha kalmadan affet
Tam 'ayrıldık' derken"

Şarkının bu kısmında şarkıya eşlik eden sesi ile bu sefer gözlerimi ona diktim. Yatağın ucunda duruyordu. Bu ilacın dozunu azaltmışlar mıydı?

Tekrardan gözlerimi kapatıp elimle anlıma baskı yaptım. "Bu bana sadece acı veriyor, neden onu görmek zorundayım?" Yatağın çökmesiyle bu sefer iyice yaklaşmış gözlerine baktım.

Acı kahve gözler. Aşık olduğum o acı kahve gözler.

"Buradayım Opia, yanındayım."

"Değilsin." Fısıltı gibi çıkmıştı ağzımdan bu kelime. "Yanımda olmanı isterdim ama değilsin."

Elleri ile yüzü avuçladı. "Yemin ederim buradayım, karşındayım. Bak gözlerine bakıyorum. Bak kalbime," Serumsuz elimi aldı ve göğsüne götürdü. "yanında olmasam bu kalp bu kadar hızlı atar mı sanıyorsun?"

Aydınlandım o an. Eğer hayalimde olsa bana bu kadar iyi davranmazdı. Gözlerim irileşirken gücüm yettiğince ittim onu kendimden.

"Ara verelim demedin mi sen? Niye geldin? Çık odadan." Doğruldum yatakta. O da ayağa kalkmıştı.

"İstediğim için gitmedim yemin ederim. Lütfen anlatayım dinle."

"Ben giderken ağzını açıp tek kelime edemediysen şimdi de susacaksın. Ne kadar bekledim biliyor musun? Dur konuşalım, hallederiz dersin diye. Eğer istemesen başka yol bulurdun, demek bunu seçmeyi tercih etmişsin. Benim senin gibi birinden dinleyecek bişeyim yok."

Omuzları çöktü. "Benim gibi derken?"

"Korkak birinden. Korkasın Alex, yüzüme bakıp ayrılamak istediğini söyleyemeyip ara verelim diyen bir korkaksın. Şimdi de yalanlara sığınıyorsun! Sevmiyorum seni desene, istemiyorum seni bu yüzden böyle bir yol buldum desene!"

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin