53

4.8K 276 16
                                    

Eve gelmiştik Alex içerde yiyecek bir şeyler yapıyor, Nil de evine duş almaya gitmişti. Ben ise koltukta uzanıyor, Alex ile Amerika'ya gitme işini düşünüyordum.

Ev sahibi bir taraftan sıkıştırıp duruyordu, Almanya'dan gelecek oğlun batsın diyesi geliyordu insanın ama işte bir anda kendimi sokakta bulamak istemediğimden susuyordum. Kaç tane emlakçı ile görüşmüştüm buldukları evler ya benim iş yerime çok uzaktı gidiş geliş zor olacaktı ya da kirası çok yüksekti.

Alex ile gitsem ise en fazla 2 ay kalabilirdim çünkü daha fazla izinim yoktu. Yıllık iznimi kullansam dahi 2 ayı geçemiyordu. Burdan temelli de gidemezdim malum hastalarım ve işim buradaydı.

Çıkmaza düşmüştüm. Hayır desem Alex'in anlayacağını ama gittiği için aklı da burada kalacak işine odaklanamayacaktı. Yönetmen özel olarak aramış bu bölümde onun olmadığı tüm sahneleri çektiklerini ancak artık acilen gelmesi gerektiğini söylemişti.

O sırada beni tüm bu düşüncelerden soyutlayacak bir şey oldu. Onun sesini duydum. Bana seslenmiyordu belli ki ama bir şarkı söylüyordu. Ancak kendini ne kadar kaptırmışsa sesi fazlaca duyuluyordu.

"Sen odaya girdin
Ve çalınmış oldu şimdi yüreğim
Beni bozulmamış olduğum zamanlara geri götürdün."

Sesi çok güzeldi. İlk defa onu şarkı söylerken duyuyordum. Mutfağın kapısına yaslandım.

"Şimdi istediğim her şey sensin
Ve bunu daha en başından beri biliyordum
Çünkü bir ışık yandı o şarkıyı işittiğimde
Ve onu yeniden söylemeni istiyorum."

Kaç günüdür hastanede yanımda olduğu için o da dağılmış haldeydi. Bu yüzden gelir gelmez duşa girmişti. Muhtemelen benim uyuduğumu sandığı için de sadece altında bir gri eşofman vardı. Tamamen yemeğine odaklandığı için beni görmemişti bile.

"Biri olduğunu işittim fakat seni hak etmediğini biliyorum.
Benim olsaydın kimsenin canını yakmasına izin vermezdim.
O gözyaşlarını silmek, o dudakları öpmek istiyorum
Bu aralar bütün düşündüğüm bu.
Çünkü bir ışık yandı o şarkıyı işittiğimde.
Ve onu yeniden söylemeni istiyorum."

Bir yandan da ayağı ile ritim tutuyordu. Eğer onunla Amerika'ya gidersem bu anı sürekli yaşayabilirdim. Ve o zamana kadar internet üzerinden ev bakmaya devam edebilirdim. Zaten bu evde sadece kişisel eşyalarım vardı, diğer mobilyalar evin kendine aitti. En azından 2 ay, biraz son olaylardan uzaklaşmak istiyordum.

"O kişi olabilir miyim?
O kişi olabilir miyim?
O kişi olabilir miyim?
Ah, olabilir, olabilir, o olabilir miyim?"

Bu esnada sanırım dolaptan bir şeyler almak için arkasını döndü ve beni gördü. Yüzümde bir sırıtışla ona baktığımdan emindim.

"Bence çoktan o kişi oldun." İkimiz de konuşmayınca lafa atlayan ben oldum. O da güldü, aynı benim gibi.

"Sana yemek hazırlıyordum, dalmışım. Uyandırmadım değil mi?"

"Yok uyumuyordum zaten. Düşünüyordum."Kaşlarını çattı.

"Neyi?" Omuz silktim.

"Son yaşadıklarımı, seni, senin sorunu falan." Bana doğru yaklaştı ve ellerini hafifçe belimin arkasında birleştirdi.

"Cevap bulabildin mi bari?"

"Buldum." Sorarcasına baktı gözlerime. "İzinim bitene kadar geleceğim. Sonrasını düşünürüz." Rahatlama ile çöktü omuzları. Ardından dudaklarıma kapandı dudakları.

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin