34

9K 557 48
                                    

önceki bölümü okuyun lütfen🫶💗

***

@alexcameron: beni burdan engellememişsin

@nidayerel: unutmuşum

@nidayerel: hatırlattığına göre görüşürüz

@alexcameron: hayır hayır hatırla diye demedim konuşma başlatmak istemiştim

@nidayerel: seninle konuşmak istiyor muyum peki ben?

@alexcameron: haklısın gerçekten çok haklısın

@alexcameron: çok pişmanım bana ne istersen yap söz gıkım çıkmayacak

@alexcameron: lütfen en azından kendini benden uzaklaştırma bu mesafeler yeterince zorluk çıkartıyor zaten

Hala mesafe diyor ya, hala.

@nidayerel çevrimiçi..

@alexcameron: teşekkür ederim

Söyledikleri çok kırıcıydı, ama pişmanlığı da gözlerinden okunuyordu.

Gözlerine mi geleyim, sözlerine mi Alex?

@alexcameron: bugün ne olduğuna inanamazsın

@alexcameron: aslında iki şey oldu önce önemsizden başlayayım

@alexcameron: reklam teklifi aldım öyle büyük bişey değil ama markanın yüzü olmamı istiyorlar

Tabut reklamlarının aranan yüzü.

@nidayerel çevirimiçi

@alexcameron: bir de dergi teklifi var derginin kapağında yer alacakmışım geçenlerde aldığım ödül hakkında

Çok bilinen bir markanın birkaç yılda bir düzenlediği ödül töreninde 'Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek Oyuncu' dalında ödül almıştı ve bu medyada baya ses getirmişti.

@alexcameron: İkisini de kabul etmek istiyorum aslında ama program çok yoğun olacak hele ki başlarda

@alexcameron: Henüz daha sana kendimi affettirmemişken ihmal etmek demek bu

@alexcameron: Bu yüzden birini seçmem gerekiyor

Önemsiz olan buysa önemli olanı merak etmiştim.

@nidayerel: istersen bu sorunu kökten çözeriz

@alexcameron: beni affederek mi? 🥺

@nidayerel: hayır, sen bana kendini affettirmeye çalışma çünkü bir işe yaramayacak

@alexcameron: Ama ben affetmeni istiyorum 🥺🥺🥺

@nidayerel: Hayatta her istediğimiz olmaz.

@alexcameron: Önemli konumuz ise bu affetme mevzusu ile ilgili

@alexcameron: Beni affedene kadar İstanbul'da kalmak!

@alexcameron: Sürekli burnunun dibinde olursam beni affedersin bence??

@nidayerel: Sana kırgınlığımın uzaklık ve yakınlıkla bir alakası olmadığını anlarsın umarım yakında.

@alexcameron: Lan napayım napayım

@alexcameron: Sürekli seni düşünüyorum tek odağım sensin ve sen affetmeye bir adım bile yakın değilsin.

@alexcameron: 2 hafta oldu o iki haftada girmediğim hal kalmadı ya

@alexcameron: En sonunda yanına geleyim diyorum ona da kabul değilsin

@alexcameron: Ben ne yapayım sen söyle

@nieayerel: sen beni kırdın farkında mısın?

@nidayerel: kızgınlığım umrumda değil sinir gelip geçicidir.

@nidayerel: Dünyanın öbür ucunda yaşasam da senin ilk tartışmada beni hassas noktamdan vurman gerekmiyordu.

@nidayerel: Yani uzaklaş ve bana zaman ver

@nidayerel: Aile mevzusu benim için hassas biliyorsun

@alexcameron: İstediğin gibi olsun

@alexcameron: Kendine kendin gibi güzel bak.
Görüldü.

***

İşte yeterince anam ağlamamış gibi birde evde kendimi saçma sapan aşk filmleri izleyerek ağlatıyordum. Depresyona girmiş gibi sürekli bişeyler yeme, ve karakterlere sövme peşindeydim. Geldiğimiz hale bak.

"Orospu çocuğu Alper!" Kızı terk ettiği yetmez gibi birde banyoda dans ediyordu. Ananın musait bir yerine girersin umarım en yakın zamanda!  Allah belanı versin, ananda iyi kadın!

Film'in sonlarına doğru ağlamalarım artmıştı. Keşke gerçekten film yüzünden ağlasaydım.

"Ne demek ya, seni terk eden aileni beklemek! Bekliyorum, ben değil o çocuk bekliyor. Napabilirim! Öleyim mi?"

"Başka bir yaşamda, başka bir mutlu son. Biz bunu hak etmiştik."

Her zaman böyle olmak zorunda mı? Evlenseniz o kız kendi kızınız olsaydı, onu getirseydiniz filme olmaz mıydı?

Alper kalabalığa karıştı, ben ağladım. Kendinden emin olmayan bir korkaksan kimseye umut veremezsin! Onu ilk tartışmada en hassas noktasından vuramazsın!

Telefonum çalıyordu. Kim arardı ki beni? Kim kalmıştı ki?

Nasıl olsa müşteri temsilcisi falandır diye ekrana bakmadan açtım. Sonra 100 kez arayıp benim sinirleri zorluyorlar.

"Kardeşim istemiyorum tarifemi değiştirmek, zorla mı Allah Allah!"

"Yenge?" Dondum kaldım. "Küssünüz biliyorum, nedenini bilmiyorum pek ama, çok kötü halde seni sayıklıyor sürekli. Gelemezsin de, bi konuşsan en azından?" Burnumu çektim. Bir yandan da ağlamaya devam ediyordum. Arayan Finn'di.

"Olur, ver telefonu ona." Birkaç hışırtıdan sonra onun sesini duydum.

"Konuşmak istemiyorum kimseyle, çek şu telefonu yüzümden. Ulan çeksene." Sarhoştu, ağzını yayarak konuşuyordu.

"Benim, Nida."

"Opia?" Arkadan Finn'in sesini duydum. "Telefonda, arkanda değil. İki saattir boşuna mı telefon tutuyorum."

Ağlamaya başladı, gerçekten. Küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı. "B-ben gerçekten çok pişmanım, sana onları dememem lazımdı, hassassın bu konuda bunu bilmeme rağmen dedim ama gerçekten o an düşünemedim. Seni oyalamıyorum da  sadece uzak mesafe olunca korktum. Neden aynı yer olmasa bile en azından aynı ülkede değiliz ki?"

"Beni affeder misin, lütfen buna çok ihtiyacım var."

Pişman görünüyordu. Fazlasıyla. Bu kadar pişman biri bunu bir daha yapmazdı, değil mi?

Hiçbir şey söylemedim. Yorulmuştum. Derin bir nefes çektim içime ve telefonu yüzüne kapattım.

İçimdeki kırgınlık büyük oranda geçmişti son iki haftadır sadece kızgındım ona.

Zamana bıraktım eğer tekrar beni buradan vurursa o zaman bu benim için doğru kişi değildir diye düşündüm.

***

bu enayilik tanıdık geldi

insta: astupidcaine 💖💖 (kalp yok kullanıcı adında benden size) (niye böyle bi detay verdim?)

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin