2

724 47 3
                                    

Soğuk tüm vücudumu sarıyordu. Yorgana dâha sıkı sarılarak, gözlerimi kapattım. Abim Mark, hâlâ telefon ile oynuyordu.

"Abi hava yine bozdu çok üşüyorum."

Abim küçük bir küfür mırıldanarak telefonun ekranını kapattı ve omuzunun üzerinden bana baktı bıkkınlık ile.

"Sence ne yapabilirim Jimin?"

Ona dilimi çıkararak gülümsedim. Abim ile aramızda fazlası ile fark vardı. Mobil oyunları oynamayı çok seviyordu ben ise kitap okumayı. Yanımda yatan ve bana gülerek bakan abime bende gülümsedim.

Tam o sırada dışarıdan gelen büyük bir ses ile yerimden sıçradım.

"Abi?(!)"

Abim Mark benden önce cama yaklaşarak perdeyi araladı ve  gözlerini kıstı.

"Neler oluyor yine abi? Ben artık çok korkuyorum."

Abim benden iki yaş büyüktü aslında ama ikimizde evde tam bir düşmandık.

Saçmalamayı bir köşeye bırakarak abimi ittim ve başımı camdan dışarıya çevirdim. Siyah bir araba ve karşı evlerin camları kırıktı. Yutkunduğum sırada abim belimi tutarak beni içeriye çekti.

"Kardeşim camdan dışarıya çıkarmayalım kafamızı bu adamlar her kimse bir anda bizim camımıza da ateş edebilir."

Yutkunarak yatağıma geri döndüğümde, dakikalar sonra gelen polis siren sesleri ile rahatladım.

Uykum yavaş, yavaş gelirken, kendimi uykuya esir tuttum.

...

'Hatırlar mısın senle geçen o maziyi? Hatırlar mısın bakardım ya bir el gibi.. şimdi yalnızım tıpkı şarkılar gibi özledim yârim, özledim seni!'

Jungkook telefonun ekranını kapatarak, bakışlarını Jin'e çevirdi.

"Ahh, gerçektende!"

"Neden bakıyorsun bana öyle dostum?"

"Neyse Jin. Hadi kalk şu yataktan gidiyoruz."

Jin kaşlarını çatarak omuz silkti. Daha dün gece sokaklarda terör estirmişlerdi ve şimdi sabahın bir köründe, hadi gidiyoruz! Derdi neydi anlamıyordu artık.

"Jungkook bence evde kalmak dâha mantıklı."

"Kes sesini aptal! Jin boş konuşmayı bırak Amerika'ya dönüyoruz."

Jin yataktan doğrularak, kaşlarını çattı. Amerika mı? Ama neden?

"Ne için Jungkook? Hem dâha bir ay önce... Ahh, neyse boşver."

"Jin istemiyorsan kal çokta işime yaramayacaksın ama şu yurt dışından gelen silahları aptallar Kore'ye değil, Amerika'ya teslim etmişler! Yani onları alacağız."

"İyi öyleyse sen git ve ne yapacaksan yap ben Kore'de kalacağım."

Jungkook tek kelime dâhi etmeden depodan ayrıldı. Arabayı çalıştırmadan önce telefonu ile bir kaç görüşme yapmak için ekranı açtı. Jimin'i görememek canını yakacaktı.

...

Jimin üzerini değiştirerek bakışlarını abisine çevirdi. Mark işi bıraktığı için yüz üstü uzanmış telefonu ile ilgileniyordu.

"Ben arkadaşım ile buluşmaya gidiyorum abi."

"Paran var mı?"

Jimin gülerek başını salladı. Açıkçası parası vardı ama hayır demeyecekti.

"Az var bana para verir misin abi?"

Mark eli ile Jimin'i yanına çağırarak yakasından tuttu ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Jimin gülerek abisine bakarken, Mark o tombul yanağa bir öpücük kondurarak elini cebine attı ve bir miktar çıkardı.

"Teşekkürler abi."

Mark, Jimin'in arkasından bakarken, Jimin anne ve babasına kısa bir açıklama yaparak evden ayrıldı.

Bu sokaklar artık heyecan verici değil, korutucuydu. Jimin tedirginlik ile etrafına bakarak sola doğru adımlarını hızlandırdı. Korkuyordu sanki bir dâha o araba ateş saçacaktı sokaklara.

Arkadaşı ile buluşacakları nokta her zaman ki meydandı.

Jimin adımlarını hızlandırarak meydanın olduğu caddeye çıktı. İnsanlar her yede kendi aleminde iken, Jimin bu kalabalıktan faydalanarak sağa doğru ilerlediğinde, adımlarını durdurdu.

"Ah, burası kapanmış."

Jimin elini alnına koyarak geriye doğru döndü. Arkadaşı ona neden böyle bir adres vermişti ki?

Jimin telefonunu çıkarıp son aramalara girdi. Dakikalar geçmesine rağmen açılmamıştı telefon.

"Neler oluyor anlamıyorum neden açmıyor?"

Jimin caddenin kaldırımında öylesine dikilirken önünde duran araba ile geri çekildi.  Arabanın camları içerinin görülmesini engelliyordu.

"Her neyse Park etti sanırsam."

Jimin arkasına dönerek karşı caddeye doğru ilerlediği sırada duyduğu lastik sesi ile arkasına döndü.

O araba, o siyah araba yoktu. Jimin önüne döndüğünde karşısında görmüş olduğu araba ile yutkundu. Aklında dönüp dolaşan şeyler ile kalbinin hızlandığını hissetti.

Dün gece abisi ile camdan baktıklarında buna benzeyen bir araba vardı.

"Hayır! Tanrım lütfen düşüncelerim gerçekleşmesin."

Jimin ne yapacağını bilmezken duyduğu ses ile gözlerini kapattı. Bu ses...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin