4

572 35 4
                                    

"Sikerim ben böyle işi sen ne yaptın lan!"

Jungkook, Jin'in yakasından tutarak sertçe duvara ittiğinde, Jin sıkıntılı bir nefes vermişti.

"Ne yaptıysam yaptım Jeon ve biliyorum ki en doğru olanı yaptım.. üzgünüm ama Jimin telefonu açmadı eğer açsaydı ona tüm geçmişi anlatacaktım."

Jungkook 'geçmis' kelimesini duyduğu an sinirle yumruğunu Jin'in yüzüne geçirdi. Olamazdı! Geçmişi asla ne Jimin nede Mark öğrenemezdi.

Jungkook kendini geri çekerek, depodan ayrıldı. Jin'i bir süre görmek istemiyordu.

...

Mark telefonunu bir köşeye bırakarak başını Jimin'e çevirdi. Jimin elinde tutmuş olduğu kitabı inceliyordu.

"Jimin dışarıya çıkalım mı?"

"Ah, bu çok iyi bir fikir abi!"

Jimin kitabı bir köşeye bırakarak abisi Mark'ın kucağına oturdu. Mark ellerini kardeşinin beline dolarken, Jimin başını göğsüne yaslamış, gözlerini kapatmıştı.

"Nereye gideceğiz abi?"

"Akşam yemeğini o çok sevdiğin mekânda yiyelim diyorum."

Jimin başını kaldırarak abisine baktı. İyi ama orası çoktan kapandı diye biliyordu.

"Hayır abi orası olmaz başka bir yere gidelim çünkü orası kapandı."

Mark başını sallayarak, Jimin'i kendinden uzaklaştırdı.

"Sen hazırlan öyleyse ben babamdan para almaya gidiyorum."

Mark odadan çıkarken, Jimin bakışlarını cama doğru çevirdi. Hava kararmak üzereydi ama bu, ama... Jimin sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalktı ve dolaba doğru ilerledi.

...

Jungkook elinde tutmuş olduğu sigara izmaritini yere fırlatarak sinirle yumruğunu sıktı. Arabasından inerek gelmiş olduğu küçük müstakil eve baktı.

"Ah, Jeon Jungkook demek sen geldin."

Jungkook elini kapıya yaslayarak, bir süre karşısındaki kıza baktı.

Freya...

Jungkook elini kızın ensesine koyarak içeriye doğru çektiğinde, Freya bir süre anlamsızca baktı Jungkook'a.

"Evde kimse var mı? Freya?"

Freya'yı Amerika'dan beri tanıyordu okulu ve sex hayatını bir süre onun ile yaşamıştı. Jungkook bu kızı tanıdıkça zaman ile tam bir orospu olduğunu anladı ve her erkek gibi onunla takılmaya başladı.

"Ah, Jeon seni görmeyeli ve hissetmeyeli yıllar oldu."

Jungkook homurdanarak aşina olduğu eve baktı. Yatak odası üst katta olduğundan rahatça kızı tutarak yatağa doğru çekti. Freya gülerek ellerini beline koydu.

"Ama Jungkook ben artık fiyatı arttırdım."

Jungkook küçük bir küfür savurarak, elini kemerine götürdüğünde, Freya gülümseyerek alt dudağını dişledi. Peki alâ bu geceyi Jungkook ile geçirecekti.

Jungkook ise bu gecesini kıza verirken, sadece arkadan vuruşlarını yapacak, asla ama asla önden hareket etmeyecekti. Bu gecesini sadece Jimin'in hayalî ile süsleyecekti Freya ile.

...

Jimin abisi Mark ile gelmiş oldukları sahil önündeki küçük arabaya baktı. Ahtapot en sevdiği yemekti.

"Jimin en fazla üç tane fazlasına param yetmez."

Jimin koca bir kahkaha atarak başını salladı. Abisi ile birlikte çok fazla zaman geçirmezlerdi buda nadir anlardan birisiydi işte.

"Abiciğim umarım bu gece sorunsuz geçer değil mi?"

"Jimin lütfen şu kara geceleri düşünme ve yemeğini ye."

"Peki abi ama beni korkutuyor."

Mark tabağında kıvranan canlı bir ahtapotu yerken, Jimin bakışlarını etrafta gezdiriyordu.

Soya sosu ve üzerine serpiştirdiği susamlar ile nefis kılıyordu ahtapotu.

Bu geceyi abisi ile birlikte yaşayacakları ve birlikte zaman ayırıp sohpet ettikleri için Jimin çok mutluydu.

"Teşekkürler abi. Yani bu geceyi birlikte süslediğimiz için. Bana zaman ayırdığın için, yani telefon dışında."

Mark bir an olsun kendini kötü hissetmişti. Kardeşinin bu kadar özlem duyduğunu şimdi anlıyordu kendisine.

"Jimin öyle konuşma lütfen hem dâha önce dışarıya çok çıktık."

Jimin gülümseyerek başını salladı. Evet çıkmışlardı ama seneler öncesinde.

"Seni sevmiyorum abi." Mark dudaklarını kıvırarak başını uzattı ve Jimin'in alnından öptü.

"Seni seviyorum küçük kardeşim."

...

Sıkı tut beni o zaman. Birbirine güvenen trapezçiler gibi olalım. Sırtım sana dönükken kendimi boşluğa rahatça bırakayım. Ama bileyim senin beni tutacağını ve hiç bırakmayacağını.

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKМесто, где живут истории. Откройте их для себя