30

130 12 0
                                    

"Jimin ben çıkıyorum sende gel." Jimin evde çok sıkılıyordu. O ormana gidip fotoğrafı aldıklarından beri evdeydi.

"Geliyorum" dedi nereye gittiklerini bile bilmeden.

Saatlerce yol gitmişlerdi bir sürü sokaktan geçmişlerdi. Jimin sıkılarak başını Jungkook'a çevirdiğinde, Jungkook açık camdan bir kolunu uzatmış, diğer kolu ile direksiyonu tutuyordu.

"Nereye götürüyorsun beni? Babama götüreceğini söylemiştin eğer bana yardım edersen diye."

Jungkook gülümseyerek başını salladı. Yolları uzundu ama az kalmıştı.

"Uzaklarda bir evim var Jimin seni oraya götüreceğim."

"Nasıl bir ev?" Jungkook camdaki elini cekerek direksiyona koydu. Boştaki eli ile yumuşak yanağı okşayarak gülümsedi.

"O evi belkide sevmeyeceksin ama mutlu olacaksın." Jimin başını cama yaslayarak gözlerini kapattı. Geçmişini düşünmek istemiyordu ama son birkaç gündür gördüğü rüyalar vardı. Hava kararmıştı.
...

Aradan bir hafta geçmişti.
Jungkook silahını çıkartarak bir evin camına sıktı. Jimin bu sese alışık olduğu için çok tepki vermemişti ama kulak çınlaması ile homurdandı.

"Fazla güzelsin bebeğim." Jungkook arabayı ani bir firen ile durdurarak baş parmağını kaldırdı.

"Ne yapıyorsun?" Jungkook'un dudaklarındaki gülümseme silinirken, bakışları koyulaştı.

"Elimde olamayan bir çok şey var sana karşı." Jungkook derin bir nefes vererek araçtan indi. Jimin giden adamı takip ederken girdiği büyük markete doğru baktı. İçinden bir ses araçtan  inip koşarak uzaklaşmak gelsede yaşanan olaylardan sonra bunu yapmaya cesareti yoktu.

Gözlerimi açtığımda ilk hissettiğim sıcaklık ile irkildim. Sabah olmuştu.

"Jungkook sen misin?" Bir andar çekilmem ile tüm uykum kaçmıştı.

"Benden başka kim olacaktı!" Ben gidiyorum gelene kadar evde otur."

Jungkook dış kapıya doğru ilerlerken şaşkın gözlerle bir süre arkasından baktım. Nereye gidiyordu.

...

"Hey dostum seni görmeyeli uzun bir zaman olmuş değil mi?" Jin gülerek Jungkook'a sarıldığında, Jungkook homurdanarak kendisini geri çekti.

"Jin, neler oldu oralarda?"

"Dostum çok şey olmadı açıkçası ama ben yani..."

Jungkook gözlerini kısarak merakla Jin'e bakıyordu.

"Ne var Jin!"

"Tamam ya abartma hemen! Sadece baba olacağım dostum yani istemiyordum ama seviştiğim kızın babası öğrenince işler değişti."

Jungkook umursamazca başını başını sallayarak arabasına doğru ilerledi.

"Hey, Dostum! Yani Jungkook amca gibi olacaksın sende heyecanlı-"

"Kes sesini Jin!" Jin, Jungkook'a sinirle bakarak koltuğa oturdu. Açıkçası Jimin ile Jungkook'un ne durumda olduğunu merak ediyordu.

Eve gitmek yerine Jungkook ve Jin caddeyi talan ederek silahları indirdiler. Jin oldukça mutluydu dostu ile buluştuğu için.

Jungkook kapıyı açarak bakışlarını boş odada gezdirdi.

"Jimin?"

"Jin, Jimin nerede?"

"Burada dostum."

Jimin sinirle Jin'e ilerliyordu. Jungkook bu duruma gülerek kollarını beline yerleştirdi.

"Siz ne zaman iyi anlaşacaksınız?"

"Şu aptala söyle abim ile ilgili bir şey söylemesin o zaman!" Jimin'in gözleri dolmuştu.

"Jungkook babamı buldun mu?"

Jungkook henüz hâlâ babasını aramamıştı bile. Başını olumsuz anlamda sallayarak Jin'e doğru yaklaştı.

"Bu gece hazırlan Jin şehire ineceğiz." Jimin dudaklarını aralayarak başını önüne eğdi. Öyle bir şey yapmalarını istemiyordu.

"Tamam dostum ben her zaman hazırım bunu bil." Jungkook dudaklarını kıvırarak avuç içini Jimin'in ensesine doğru götürdü. Parmakları usulca okşarken tenini gözlerini kapattı.

"Jimin bu gece sende gel bizim ile evde tek kalmanı istemiyorum." Jungkook ayağa kalkarak Jimin ile birlikte üst kata odaya doğru ilerledi.

Kapı hızlıca kapandığında Jimin bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Jungkook yüzündeki o tebessüm ile Jimin'e digru eğilerek derin bir nefes aldı. 

"Bu gece çok eğlenceli geçecek Jimin."

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKWhere stories live. Discover now