28

123 12 0
                                    

Jungkook, Jimin'i yatağa yatırarak koltuğa doğru ilerledi. Günün yorgunluğunu üzerinden atmak için duşa girerken, aklındaki onca sorular ile uğraşıyordu.

Silüet denen adamın bir anda hayatlarına girişi, bir anda çıkışı, aklı almıyordu. Jakuzi'nin suyunu açarak çıplak bedenini ılık suyun içine bıraktı. Su yavaş yavaş, yükselip tüm bedenini kaplayınca, suyu kapattı.

Jimin gördüğü üst üste rüyaların içinden sıyrılarak gözlerini gerçek dünya'ya açtı. Hava aydınlıktı. Odada Jungkook'u göremeyince yattığı yataktan kalkarak, bakışlarını odanın etrafında gezdirdi.

"Jungkook?" Ses yok, hiçbir ses yok... Adımlarını kapıya doğru yönlendirerek merdivenlere doğru ilerledi. Aşağı kata inen son basamağa basarak, salona baktı. Önünde kocaman bir dış kapı vardı.

Dış kapının kulpuna uzandığı sırada, adım sesleri ile başını arkaya çevirdi. Bornozu ve ıslak saçları ile karşısında duran Jungkook'a baktı. Dudaklarını aralayacak gücü bulmaya çalıştı kendisinde. İlk defa onu bu şekilde görüyordu karşısında.

"Nereye gittiğini sanıyorsun sen Jimin?"

"Hiçbir yere gitmeyecektim." Sessizlik...

Jungkook ıslak ve uzun saçlarını geriye yatırarak üst kata doğru ilerledi. Jimin peşinden birkaç saniye baksada ardından ilerlemeye başladı. Odaya girdiklerinde yoğun sabun ve buhar kokusu ile gülümsedi. Uzun zamandır duş almıyor, ve alma isteğini arttrıyordu.

Jungkook bornozu umursamadan yatağa oturdu ve Jimin'i yanına çekti. Jimin yanında oldukça boş ve huzursuz duruyordu.

"Anlat. Silüet ile ne oldu bilmek istiyorum." Jimin alt dudağını dişleyerek elini saçlarına götürdü. Kalbinin sıkıştığını hissediyordu.

"Hiçbir şey olmadı, uyumak istiyorum." Jungkook derin bir nefes vererek elini uzattı. O yumuşak çeneye dokunarak alnından küçük bir öpücük aldı.

"Jimin, o adam ile ne konuştunuz?" Jimin küçük bir tereddütün ardından kendisini hızla çekerek bakışlarını perkeye sabitledi.

"Bana bir fotoğraf gösterdi. Eski bir fotoğraf, bir aile fotoğrafıydı." Kolunda gezinen parmaklar ile gözlerini yumdu.

"Kim vardı o fotoğrafta peki? Kimin ailesi?" Jungkook'un sorusu hiç tekin değildi bir şeyleri planlıyor gibiydi.

"Silüet denen adam ve ailesi."

"Yalan söylemiş!" Jungkook sinirle yumruk yaptığı elini ağızına götürerek bir şeyler mırıldandı.

"Jimin emin misin? Sana öyle bir fotoğraf gösterdi evet ama bu çok saçma!"

"Jungkook bunun nesi saçma geliyor sana?"

"Onu tanımıyoruz Jimin ve böyle bir aile fotoğrafını sana neden göstersin?"

"Onu öldürmeden önce keşke sorsaydın Jungkook!"

Jimin ayağa kalkarak pencereye doğru ilerledi. Düşünmek istemiyordu. Hiçbir şey düşünmek istemiyordu.

O fotoğrafı bulacağız Jimin. Bana yardım etmen gerekiyor çünkü o fotoğrafın bir anlamı elbet olması gerek!"

Jimin omuz silkerek pencereden bakmaya devam etti.

"Jimin'im... Bunu benim için yapar mısın?"

"Asla Jungkook! Abimi ve ailemi aldın benden onca şeylerin üzerine sana neden yardım edeyim?"

Jungkook ayağa kalkarak ıslak saçları ile Jimin'in arkasına doğru ilerledi. Jimin ilk ürpersede sesini çıkarmadı.

"Babanı, evet, onu sana bulacağım."

Jimin arkasına dönerek gözlerini kapattı. Babası ile buluşmak istiyordu belkide son kere görecekti bu isteğin üzerine ama onu görmek çok istiyordu. Özlemişti.

"Bir ornanın içindeki küçük bir mağra."

Jungkook kaşlarını çatarak duruşunu dikleştirdi. Mağra mı?

"Daha fazla soru sorma bana Jungkook lütfen! Beni bir mağaraya götürdü ve mağaranın içinde bir taşın arkasından fotoğrafı çıkardı.

Jungkook, Jimin'in kolunu tutarak yatağa doğru çekti.

"Üzerimi degiştirip geleceğim ve beni o mağraya götüreceksin Jimin."

"Bilmiyorum. Mağaranın yerini bilmiyorum."

"Peki, yolu hatırlamıyor musun?" Jimin titrek bir nefes alarak, başını olumsuz anlamda salladı.

"Çok karanlıktı Jungkook hatırlamıyorum."

Jungkook, parmaklarını saçlarından geçirerek bakışlarını duvara sabitledi.

"Gidiyoruz! Hadi Jimin aklımda iki mağra var ama sanırım o gece senin ile kaldığımız ormanda, benden kaçtığın o, ormanda bir mağra olacaktı... Bilmiyorum, lanet olsun ki o orman çok büyük nerede olduğunu bilmiyorum!"

Jungkook soyunma odasına doğru ilerlerken, Jimin aşağı iniyordu. Babasını biran önce bulmak istiyordu.

Çok geçmeden araca binmişler ve ormana doğru ilerlemişlerdi.

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKWhere stories live. Discover now