10

316 22 0
                                    

Dünya bir oyunsa içinde bulunan her bir oyuncu kaybeden miydi? Şah ve Mat. Dünya'nın her bir yerinde bir geçmiş vardı. Geçmişine tutsak kalmak ile geçmişini yaşamamak neydi?

Geçmişim, benim geçmişim nasıldı? Bilmiyorum, hatırlamıyorum ve önümdeki bu adam bana her şeyden kötüsü şehri katlettiğini söyledi. Tek başına onca insanı, benim ailemi.

"Ailem öldü mü?"

Diyebildim onca kafamdaki soruların arasından bir bunu seçebilmiştim.

"Bilmiyorum."

Harika bir cevaptı bu! Bilmiyorum. Bilinmezlik ve bir insanı cevapsız bırakmanın adıydı 'çaresizlik.'

"Peki beni neden getirdin buraya?" Sorularım beni bile yoruyordu.

"Gece çok kötü bir durumdaydın, apartmanda."

"Ya sanane! Ailemi sen öldürdün ve benim o apartmanda bulunduğum durumdan sanane!"

Sesim fazlası ile yorgundu... Bir insanın sesi yorgun olur mu diye düşündüm o an, yorgundu ve çaresizdi. Ben sadece olayları idrak etmeye çalışıyordum ama olaylar beni farklı bir duruma götürüyordu.

"Beni geri götür."

Hani sana onca acıyı yaşatan adamı bulunca, ailenin katilini ve şehrin, Şehir Eşkiya'sını bulunca her şey çok farklı olacaktı?

"Jimin bilmiyorsun dâha yedi yaşında küçük bir çocuk olduğunu ve o kazayı bilmiyorsun."

"Ne kazasından bahsediyorsun sen Jungkook? Ben hiçbir şey hatırlamıyorum!"

"Sana anlatacaklarımı asla hatırlamayacaksın."

Jimin önündeki bu adama inanmalı mıydı bunu kendi içinde sorgularken, duyduğu ses ile başını arkasına çevirdi.

...

Karanlık bir oda ve içinde yaşanan hayaller. O ses çıktıktan sonra her şey bir anda değişmişti. Jimin karanlık bir yerde en ufak bir ses arıyordu. Lambaların sönmesi ve küçük bir çan sesi ile Jimin oturduğu yerden kalktı.

"Bu sesler, bu sesler nereden geliyor?"

Jimin panik içinde etrafını görmese bile kollarını uzattı. Parmaklarının değdiği ilk şey Jungkook olmuştu. Jungkook göğüsünde duran elleri tutarak derin bir nefes aldı.

"Hey, bana bakın yanlışlıkla elektirikleri kapattım."

Jin sesini yükselterek konuştuğunda, Jimin derin bir nefes alarak ellerini hızla geri çekti. Elektiriklerin gelmesi ile Jungkook'un bakışları ânında Jimin'i bulmuştu.

"O ses neydi?" Jimin bakışlarını şartel kutusunun önündeki adama çevirdiğinde, Jin doğrudan Jimin'e bakıyordu.

"O sesi ben çıkardım dostum. Biliyorsun bir kaç gün önce Amerika'dan silahlar geldi ve bende kontrol yaparken önce kutuyu düşürdüm sonra ise silah patlayınca."

Jungkook sıkıntılı bir nefes vererek arkasındaki koltuğa oturdu. Jin depoya doğru ilerlerken Jimin bir süre Jungkook'u inceledi. Uzun saçları, büyük gövdesi, elleri, gözleri, o gözler çok uzak bir yerden sanki...

"Evime geri dönmek istiyorum."

Jungkook o geçen bir kaç saniye içerisinde Jimin'e özlem dolu bakıyordu. Konuşacakları bir konu vardı ve Jin'in yüzünden yarım kalmıştı.

"Gideceksin ama lütfen önce beni dinle."

"Senin gibi bir katili asla dinlemeyeceğim sen benim ailemi öldürdün hemde beni dâha önce tanıdığını söyleyen sendin."

"Dostum bir şey söyleyeceğim ben saatimi bulamıyorum nerede o gördün mü?"

Jungkook alnını ovuşturarak kanepeden kalktı. "Jimin seni evine bırakacağım yolda konuşuruz bu konuyu."

"Hey, hey! Jungkook, dostum sana diyorum!"

"Kes sesini Jin!"

...

"Jimin oğlum hadi Jungook arkadaşını al ve gelin."

Jimin annesine gülümseyerek Jungkook'un elini tuttu ve büyük araziye doğru koşmaya başladı.

"Abi bak Jungkook'u da getirdim."

Mark babasının telefonu ile oyun oynarken, Jimin ve Jungkook annelerinin hazırlamış olduğu sofraya doğru ilerlediler.

"Jimin hep benim ile kalacaksın değil mi?" Jungkook'un sorduğu soru ile Jimin şaşkın gözler ile Jungkook'a bakıyordu. Dâha beş yaşındaydı ve Jungkook ile kalmak anlamını o an çözememişti.

"Hep senin arkadaşın olacağım Jungkook." Jimin, Jungkook'a sıkıca sarılarak yemeklerini yemeye başladılar.

...

"Hep benim arkadaşım olarak kalacağını söylemiştin ve ben o söylediğin sözü asla unutamadım."

Jimin sırtını arabanın koltuğuna yaslayarak gözlerini kapattı. Aklı geçmişine gitmeye çalıştı ama hiçbir şey hatırlayamıyordu.

Kimdi? Nasıl bir çocukluğu vardı? Ailesi neden şimdiye kadar bir şey söylememişti? Şimdi bu adam bir anda karşısına çıkıyor ve ona geçmişi ile ilgili bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Ailesinin katili olup olmadığı bile belli olmayan bir adam...

Kimsin sen Jeon Jungkook, kimsin? Sen benim neyimsin?

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKWhere stories live. Discover now