32

134 11 0
                                    

Küçük kulübenin içinde gördüğü şeyler ile başını Jungkook'a çevirdi.

"Neden Jungkook?" Gülümsedi. Jimin zamanın kavramını şuan anlamış gibiydi. Yatak, dolap gibi şeyler yoktu küçük kulubede sadece orta büyüklükte bir çukur.

Jimin çukurun yanına doğru yaklaşarak başını eğdi.

"Jungkook bu merdiven?"

"Evet, seni babana götürecek merdiven." Jimin anlamıyordu neden burada  bir çukurda... Daha fazla konuşmadan çukura doğru ilerledi.

"Dikkat et!"

"İyi ama babam neden bu çukurda?"

"Çünkü polise ihbarı baban verecekti... Evet, baban öğrenmiş bizim yaptığımızı."

Jimin şimdi anlamıştı şehir magandaları ile ilgili olduğunu. Jungkook küçük eli sıkıca tutarak çukurun içine doğru ilerledi Jimin ile birlikte. Jimin karanlık yerde Jungkook'u takip ediyordu sanki Jungkook buralara alışık gibiydi her hareketi kendinden emindi.

Çukurun içine girdiklerinde Jimin bağırmaya başladı. Babasından ses gelmesini bekliyordu.

"Baba!"

"Jimin, buradayım."

Jimin küçük bir ışığı görünce elini tutan ellerden kurtuldu. Küçük bir odada koltukta oturan babasına doğru ilerledi.

"Nereden buldun beni Jimin?"

Jimin başını Jungkook'a çevirdi. Düşünüyordu Jimin neden buradaydı babası? Neden küçük bir çukurda?

"Şehir eşkiyası ile ne işin var senin oğlum?" Babasının sesi  sinirliydi. Jimin babasına sıkıca sarılarak kollarını göğsünde birleştirdi. Jungkook kapı pervazında öylece duruyordu.

"Babanı gördün Jimin, gitme zamanı geldi sanırım." Jimin başını iki yana sallayarak babasının elini sıkıca tuttu.

"Neden o günden sonra kayboldun birden baba?" 

Bay Park ne diyeceğini bilmiyordu. Ailesini kaybettikten sonra iyice çökmüştü.

"Jimin bu dünyada sadece ikimiz kaldık ve ikimiz halledeceğiz her şeyi."

Jungkook'un gerilediğini hissedebiliyordu Jimin.

"Hayır bay Park... Jimin ile ilgili ne düşünüyorsanız buna asla izin vermeyeceğim."

"Oğlum ile ilgili kararları ben verebilirim Jungkook!"

Jimin başını Jungkook'a çevirerek ayağa kalktı kendisinde güç bulamıyordu.

"Git buradan Jungkook, hayatımı daha fazla bozmanı istemiyorum. Karanlık dünyana girmek istemiyorum."

Jungkook, Jimin'in kurduğu son cümle ile birkaç geri adım attı. Karanlık dünyası... Jimin'i o dünya'ya ait görmeyi o kadar alışmıştı ki onu oradan çıkaramazdı.

Elini kaldırarak avuç içini önündeki küçük adamın ensesine götürdü. Jimin dolu gözlerini Jungkook'dan almazken hissettiği sıcaklık ile gözlerini kapattı. Dudaklarında gezinen yumuşaklık üst dudağını yalarken, belindeki eller ile geri çekildi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!"

Babam... Jungkook yüzüne yediği sert yumruk ile başını sola çevirerek yüzünü buruşturdu.

...

Oturduğum beton kalçamı donduruyordu adeta kollarımı göğsüme dolayarak ısınmaya çalıştığım zaman önümdeki beden bana hala ters bir şekilde bakıyordu.

"Bakma artık bana öyle haklıydım!" Sesim sonlara doğru sert çıkmıştı. Jin gülerek bizi izliyordu. Jungkook ise bir süre daha bana baktıktan sonra başını babama çevirdi. Babam... O günden sonra her şeyi öğrendiği için bizim ile bu eve gelmişti.

"Bak Jimin bir daha silahlarıma dokunmayacaksın! Hepsi dolu onların anlasana."

Jin büyük bir kahkaha daha atarak bacaklarını uzattı. Sinir ile Jin'e bakıyordum.

Bileğimde gezinen eller ile bakışlarımı babama çevirdim telaşla önüne dönmüş bahçe ile ilgileniyordu.

"Bırak kolumu babam görecek!" Gülümsedi.

"Öyleyse odaya çıkarız bizde." Jungkook evin girişine doğru ilerlerken bileğimdeki elleri daha sıkı kavranmıştı.

"İstemiyorum odayı Jungkook." Direnişlerime gülerek odanın kapısını açtı. Kapı büyük bir sesle kapanırken sırtım soğuk duvara yaslandı.

"Özlediğimi biliyorsun değil mi seni?" Bir şey demedim. Avuç içi yanağımı okşarken, gözlerimi kapattım. Küçük bir ses duydu kulaklarım kapının kitlenme sesi. Gözlerimi açarak bakışlarımı Jungkook'a çevirdim yüzündeki küçük tebessüm ile gözlerime bakıyordu.

Elleri tişörtünün içine girince soğuk eller ile irkildim.

"Ne yapıyorsun?" Gülümsedi.

"Fazla bekledim, çok fazla hemde Jimin'im..."

Neyden bahsettiğini anlayınca gözlerim şaşkınlıkla aralandı ne tepki vereceğimi düşünmeme fırsat vermiyordu onun isteğini gözlerinden okuyordum. Beni istiyordu.

"Dostum duyuyorum sizi." Jin bağırarak odaya doğru seslendiğinde irkildim.

"Siktir git Jin!" Jungkook burnundan soluyarak sırtımı kısa süre içerisinde yumuşak yatağa değdirdi. Sesimi çıkaramadım vücudumun titrediğini hissediyordum.

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin