FİNAL-40

227 12 8
                                    

Jungkook adımlarını Jimin'e yönlendirdi. Çıplak bedeni ile masumca uyuyordu. Derin bir nefes alarak hızlıca bornozunu çıkarıp siyah bir pantolon üzerine rahat geniş bir beyaz tişört geçirdi.

"Jimin'im," hadi bebeğim aç gözlerini." Jimin başını Jungkook'a çevirerek yüzünü buruşturdu.

"Sabah mı oldu şimdi?" Jungkook gülümseyerek başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır olmak üzere ama bu gün gezme günümüz unuttun mu bebeğim?"

Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak başını yastığa gömdüğünde, Jungkook eğilip yumuşak kızarık kalçaya küçük bir öpücük kondurdu.

"Öyle olsun." Jungkook televizyonun hemen yanındaki telefonu alarak personeli aradı bu günkü kahvaltıyı odada yapacaklardı.

...

Saatler geçmişti. Jimin Jungkook ile aynı kıyafetleri seçmişti duştan sonra.

"Daha iyisin değil mi?"

Jimin gülümseyerek başını salladığında otoparka doğru ilerlediler elindeki küçük çantaları ile.

"O çantayı neden aldın Jungkook?" Jimin'in meraklı bakışları Jungkook'un elinde olan küçük spor çantayla buluşunca Jungkook arabayı açarak çantayı arka koltuğa fırlattı.

"Atlas Okyanusunda küçük bir seyehate çıkacağız Jimin'im..."

Jimin arabaya binerek Jungkook'un arabayı çalıştırışını izledi.

Okyanuslardan korkuyordu, daha doğrusu okyanuslar ona oldukça ürkütücü geliyordu.

"Bu nasıl bir seyehat Jungkook?"

Jungkook direksiyonu otoparkın çıkış kapısına doğru kıvırırken, bakışlarını anlık Jimin'e çevirdi.

"Tekne turu ve yüzme."

"Ben yüzmeyeceğim"

"Merak etme Jimin'im okyanusun ortasında değil, kıyıda yüzeceğiz."

Jimin sıkıntılı bir nefes vererek Jungkook'un telefonunu aldı. Wattpad uygulamasına girerek, _jikook-kookmin_ adlı hesaba kısa bir göz attı. Bir kurgusunu okumaya başlarken istemsizce gülümsemişti.

"Jungkook baksana bu yazarın yazdığı kitap ve kullanıcı adı biziz!"

"Hey o uygulamayı sen mi yükledin benim telefonuma bebeğim?"

"Ah, evet. Yani kendi telefonumda vardı ama o gün kırılınca..." Jimin bakışlarını Jungkook'dan alarak telefona çevirdi.

"Anlamıyorum bizim ismimiz var Jungkook."

"Öyle mi belkide o kurguları ben yazmışımdır Jimin'im?" Jimin şaşkınlıkla bakışlarını Jungkook'a çevirdiğinde, Jungkook sırıtarak önüne döndü. Yol boyunca 'çerçeve' adlı kurguyu okuyarak, takip etti ve her bir bölüme yorum yapıp oy verdi.

...

"Hadi Jimin'im geldik." Jimin telefondan başını kaldırarak kapıyı açtı. Büyük bir sitenin   içindelerdi.

Jimin küçük odaya girerek adımlarını balkona yönlendirdi.

"Gerçektende çok güzel bir manzarası var." Jungkook küçüğünün belini okşayarak balkondan görünen atlas okyanusuna doğru baktılar. Jimin önündeki eşsiz okyanusa bakarken,  Jungkook kendi manzarasına bakıyordu.

"Hazırlanıp çıkalım. Güzel bir gün olacak." Jimin omuzunun üzerinden Jungkook'a bakarak gülümsedi. Okyanus sırlar ile dolu bir dünyaydı.

...

Jimin üzerine beyaz bir tişört giyinerek altına mavi bir şort giyindi elini Jungkook'un avucuna koyarak okyanusun buz gibi suyuna bir kaç adım attı.

"Su çok soğuk bebeğim farkındayım ama iyi gelecek sana." Jimin yüzünü buruşturarak Jungkook ile birlikte okyanusun derinliklerine doğru açılmadan ilerlediler.

Saatler geçmişti tekne yanlarına geldiklerinde Jimin beyaz tekneye doğru ilerlerken, Jungkook hemen arkasındaydı. Islak şortu ile tekneye binerek teknenin derinliklere doğru açılmasını izledi.

"Jungkook yunus!" Yandaki adam Jimin'in bu tepkisine gülerken, Jungkook ince beli kavrayarak kendisine doğru çekti.

Dalgalar tekneyi bir beşik  gibi sallarken, Jimin mayışarak gözlerini kapattı. Su sesi, teknenin sallanması ona çok farklı şeyler çağrıştırıyordu.

"Uzak dur kardeşim o adamdan, uzak dur..."

  
Beş sene sonra...

Oldukça soğuk bir gündü o gün. Jimin elinde tuttuğu silahını çıkartarak başını camdan yana çevirdi. Mermi sesleri tüm şehrin sokaklarını doldururken,  Jungkook koca bir kahkaha atarak kornaya bastı.

"Yürü bebeğim devam et!"

Jungkook elini kornadan çekerek sağ eli ile Jimin'in kalçasını sıktı. Jimin gülümseyerek boşalan tabancasına yeni mermiler eklerken, bakışları anlık Jungkook ile buluştu.

"Bu geceden sonra ormana gidecek miyiz?" Jungkook başını sallayarak direksiyonu sola doğru çevirdi.

"Bu gecede o mağrada kalmak için ısrarcısın öyle mi?"

Jimin başını sallayarak onayladığında, duyduğu bir başka silah sesi ile başını çekti.

"Jungkook?" Jimin korku ile şoför koltuğunda oturan bedene baktığında Jungkook arabayı park ederek sinirle araçtan indi.

"Ooooo dostum, mükemmelim değil mi?"

Jungkook sinir ile Jin'in boğazına doğru ilerlerken, arabadan gelen ağlama sesi ile kendisini geri çekti.

Jin'in beş yaşındaki oğlu koşarak babasının bacağına sarılırken, Jungkook küçük bir küfür mırıldandı.

"Lan ben sana oğlunu getirme bir daha demedim mi?"

"Şimdiden alışsın oğlum ileride lazım olacak bize. Tamam oğlum geçti."

Jimin koca bir kahkaha atarak ensesini kaşıdı. Jungkook küçük çocuğu kucağına alarak saçları ile oynamaya başladığında, Jimin yanlarına gelen Jin ile kaşlarını çattı. Sevmiyordu bu adamı hala.

Jungkook küçük adamı arabaya bindirerek Jimin'in yanına doğru ilerledi. Jimin hala sinirle Jin'e bakıyordu.

"Bu gece hala bitmedi arabalara geçin günün sonunda herkes kendi evine."

Jimin arabaya doğru ilerlerken Jin ve oğlu kendi arabalarına bindiler. Dediği gibiydi... Siyah ejder her gece olduğu gibi bu gecede şehrin sokaklarına adını yazdırdı.

Siyah ejder...

...

Final bölümü bu şekilde oldu. Umarım beğenmişsinizdir... 

Işıklar okunma sayısı çok yüksekdi ama oy ve yorum  sayısı hiç yok denecek kadar azdı ve bu durum yazma isteğimi oldukça azalttı.

Şimdiye kadar yanımda olan herkese teşekkürler. Hoşçakalın.✨

Son veda.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKWhere stories live. Discover now