2.

173 13 21
                                    

Yuzuha ile birlikte Toei Sendagaya  Apartmanı'na yani Borderlands'deki yeni oyunumuza gidiyorduk.

Her zamanki gibi oyuna başlamadan önce her oyundan önce aldığımız telefon gibi cihazlardan aldık.

Oyun başlamadan önce oyunun başlamasını bekleyen insanları duvara yaslanıp süzmeye başladım.

Bir yanda gayet güçlü ve iri gibi gözüken bir adam ve yanında oldukça sıska bir adam duruyordu diğer yanda iki tane kız kendi aralarında oyun hakkında konuşuyorlardı, oyun alanına yeni gelen iki çocuk vardı. Birisinin siyah saçları oldukça dağınıktı ve bakışları oldukça yorgundu diğeri ise ona göre daha uzundu sarı renk boya olduğu belli saçları vardı.

Gözümü biraz daha yana çevirdiğimde duvarın en köşesinde kapşonlu ve sarı saçları önüne gelen bir adam vardı. Garipti. Herkes bu kadar endişeliyken o fazla sakindi ve müzik dinliyordu.

Elimdeki cihaza gelen ses ile insanları incelemeyi bırakıp elimdeki telefona baktım.

"Kayıtlar kapandı"

"Toplam 13 oyuncu var. Oyun şimdi başlıyor"

Herkes sessizce dinlerken şapkalı ve diğer kişilere göre oldukça saf ve yeni başlamış gibi gözüken bir çocuk dağınık saçlı çocuk ve arkadaşına doğru yaklaştı.

"Affedersiniz, neler oluyor? Kendimi burada buldum, neler oluyor hiç bir fikrim yok" dedi.

"Bu bir oyun-" diye söze giren dağınık saçlı çocuğu yanındaki arkadaşı durdurdu.

Ona "Yapma. Yeni başlayanlar sadece ayak bağı olur." dediğini duymuştum.

Ardından "İçim rahat değil" diye ekledi. Ve yeni başlayan çocuğa cevap vermediler. Çocuk yanlarından ayrıldı umutsuzca ve beklemeye başladı.

Ardından tekrar herkes cihazlardan gelen oyun kurallarını dinlemeye devam etti.

"Zorluk Derecesi: Maça Beşlisi"

Bazı kişiler oyunun maça beşlisi olmasına sevinirken bazıları tedirgindi. Bazılarınınsa dünya umurunda değildi.  Müzik dinleyen kapşonlu adam gibi..

Yuzuha ısınma hareketleri yapıyordu kenarda. Yanına gidip bende onunla ısınma hareketleri yapmaya başladım. Elimde ise telefon vardı.

"Oyun: Elim Sende"

"Kural: Ebeden Kaçın"

Yuzuha'ya döndüm soru sormak için.

"Ne? Peki Ebe kim?" dedim

Bana döndü ve "Nereden bileyim Akira?" dedi. Tekrar önüme döndüm. 

Telefonlardan tekrar oyunun kurallarından birini açıklayan bir ses geldi.

"Kazanmanın Kuralı: Verilen sürede odalardan birinde saklı olan güvenli  bölgeyi bulun."

"Hedefe ulaştığınızda oyunu kazanacaksınız"

"Verilen Süre: 20 dakika"

"20 dakika sonra binada gizli olan saatli bomba patlayacak"

Oyun başlamak üzere olduğunda Yuzuha ile ayrıldım ve apartmana çıkmak için asansörlerden birisine binip apartmanın en son katına ve en köşe kısmına çıkıp apartmanı incelemeye başladım.

Apartman kompleksi yedi kattan oluşmaktaydı ve T şeklindeydi. En uzun koridorun sonunda bir merdiven boşluğu bulunmaktaydı.

Bir süre orada durup ebenin kim olduğunu anlamaya çalışmak iyi bir fikir olur diye düşündüm.

Tam odaklanmış etrafı ve insanların gittiği yerleri inceliyorken tekrar gelen ses ile irkildim.

"Oyun başladı"

"Ebe hareket halinde"

Ebe'yi görmek için olduğum yerde kaldım. Bir kaç dakika sonra ebe ortaya çıkmıştı.

Ebe, Uzi kullanan, at maskeli bir kişiydi.  Pala ve makineli tüfekle koridorlarda devriye geziyordu.

Ortaya çıkmasıyla bir kaç kişiye ateş edip öldürmüştü bile. Tehlikeliydi gerçekten.

Bir süre daha burada kalmalıyım diye düşündüm. Ancak oyun başlamadan önce gördüğüm kapşonlu adamın buraya yaklaştığını gördüm. Garip bir tipti güvenilir birisine benzemiyordu.

Gitmek için yanından geçtiğim sırada bana "Hey! Birlikte durabilirdik" dediğini duydum.

Cevap vermeyip görmezden geldim ve olduğum yerden ayrılıp Yuzuha'nın yanına inmek için merdivenlere ilerledim.

Bir kat indim ebe olduğum kattaydı onu görmüştüm elindeki silah ile bana soğru yaklaşmaya başladı koşarak merdivenlere gittim ve koşarak merdivenlerden indiğim sırada yukarı çıkan uzun saçlı çocuk ve yanındaki uzun boylu arkadaşını gördüm bu kez yanlarında şapkalı bir adam daha vardı.

Merdivenlerden koşarak indiğimi ve ebeyi fark edince benimle birlikte aşağıya doğru fırladılar. Ebe arkamızdan ateş etti.

Koşarak ve çığlık çığlığa aşağıya koşuyorduk. Dağınık saçlı çocuğun arkadaşı onu ittirip "Arisu çabuk!" dediği sırada ismi Arisu olan çocuk bizi durdurdu. Şapkalı adam çoktan aşağıya fırlamıştı.

Arisu bizi durdurup "Bekleyin" dedi. Uzun boylu çocuk ve ben durduk. Sonra Arisu'yu takip ettik. Arisu ben ve Arisu'nun arkadaşı ile bir duvarın ardına saklandık.

Ebenin ayak sesini duyabiliyorduk. Ses çıkarmadan olduğumuz yerde kaldık. Ardından ebe gitti.

Ebe gidince fısıldayarak adı Arisu olan çocuğa döndüm ve "Teşekkür ederim" dedim sonuçta beni kurtarmıştı.

Yuzuha'yı merak ediyordum. Onu bulmalıydım ama bu tehlikeliydi.

Arisu ben ve arkadaşı duvarın kenarında durup ebeyi izlemeye başladık.

Duvarın kenarından baktık. Ebe alt kattaydı. Bizi gördüğünü zannederek hemen geri saklandık.

Ancak bizi görmemişti.

"Ebenin zayıf yanı bu maskeden dolayı görüş alanı kısıtlı!" dedi.

Ve sonra ayağa kalktı ve öbür tarafa doğru koşmaya başladı. Ben ve arkadaşı koşarak onu takip etti.

"Hey millet! Ebe şu anda merkez binanın ikinci katında!" diye bağırdı.

Arkadaşı Arisu'yu tuttu ve "Dur kendini öldürteceksin!"dedi. Arisu durmadı ve konuşmaya devam etti.

"Maske yüzünden ebenin görüşü kısıtlı!" diye bağırdı.

"Birbimizi ebenin konumundan haberdar ederek güvenli bölgeyi hep beraber arayalım!"  diye bağırdı.

Bence buna kimse cevap vermezdi. Ama güzel fikirdi bana kalırsa.

"Ebe merkez binanın 4. katında hareket ediyor! Etraftakiler kaçsın!" diye bağırdı tanıdık bir ses.

Tabii ki Yuzuha'nın sesiydi. Ona bir şey olmadığını bilmek içimi rahatlatmıştı.

Yuzuha'yı görebiliyordum ebenin olduğu kattaydı oradaki bir kadına kaçmasını söylediği anda ebe oraya geldi ve Yuzuha'nın atlayıp borulardan birine tırmandıktan sonra bir üst kata çıktığını gördüm.

"Oyunun bitmesine son sekiz dakika"

Elimdeki telefona baktım gelen ses ile.

"Şu anda sağ kalan yedi oyuncu var"

Koridorlar ve merdivenler hep ölmüş insanlar ile doluydu.

𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Where stories live. Discover now