14

101 11 67
                                    

Nihayet Chishiya'nın planı anlatması bittiğinde akşam yemeği için kendime bir şeyler alıp yine bir masaya geçtim.

Yine tek başımaydım. Göz gezdirdim etrafta. Usagi ve Arisu şezlonglarda oturup sohbet ediyorlardı. Sinir bozucuydu.

Usagi Arisu ne derse peşinden gidiyor ve yapıyordu. Arisu'ya bu kadar güvenmek saçmaydı. Chishiya bile Arisu'dan daha güvenilirdi bana kalırsa. Sonuçta burdan çıkmak için tek kaçış yolu Chishiya ile birlikte onun planını uygulamaktı

Ancak Arisu bu lanet olası sahile bizi getirse bile Usagi ben kendi isteğim ile geldim diyordu. Bu ne kadar doğru olabilirdi ki? Hiç.

Üzücü olan ise bu değildi. Neredeyse ömrü boyunca birlikte olduğu kardeşine karşı o 2 gün önce tanıştığı garip çocuğu seçmesiydi. Ve beni yanında istememesiydi. Bunu fazla takmıyorum desem bile takıyordum.

Yemeğimi yedikten sonra odama gidip kulaklıklarımı aldım. Sonra bu sabah Chishiya Kuina ve Arisu ile konuştuğumuz çatıya çıkıp biraz oturdum.

Oturmuş müzik dinliyor ve yukarıdaki yıldızlara bakıyordum. Bu beni biraz da olsa sanki Borderland'da değilde sanki normal dünyadaymışız gibi hissettiriyordu. Rahatlatıcıydı.

Bir kaç dakika sonra "Hey! Demek sende burayı seviyorsun" diye bir ses duymamla kulaklığımı çıkarıp arkamı döndüm.

Gelen Chishiya'ydı.

"İlk defa geliyorum aslında" dedim.

Yanıma doğru bir kaç adım attı daha sonra yanıma oturdu.

"Yine benimle karşılaşmayı başarmışsın ha?" dedim ve kıkırdadım.

"Aslında inanmasan bile tesadüfen oluyor" dedi ve gülümsedi.

"Sanırım seninle tesadüfen karşılaşmak hoşuma gitmeye başladı" dedim sonra derin nefes alıp  "Çünkü sanırım beni bu lanet yerde az da olsa mutlu edebiliyorsun. Bunu fark ettim..." dedim ve "Fazla tartışsak bile" diye ekledim.

Güldü. Tatlıydı.

"İnsanları fazla mutlu eden birisi olduğum söylenemez. Çok tuhafsın" dedi.

Gülümsedim.  Bu "Çok garipsin" sözü sanki tanıdık geliyordu...Çok tanıdık geliyordu hatta.

FLASHBACK

"Ya sen Akira? Sen ne dilerdin?" dedi bana bakarak daha sonra.

Bir kaç saniye boyunca manzaraya baktım ve sonra ellerimi aynı babamın yaptığı gibi birleştirip dua eder gibi bir hal aldım.

"Lütfen her şey sonsuza dek böyle kalsın!" dedim babam gibi ses tonumu yükselterek.

"Dağlar bizi olduğumuz gibi kabul edecek tek yer" diye ekledi Yuzuha ne demek istediğimi anlayarak.

Sonra onun dediğini devam ettirdim babama bakarak "Ve sende bizi olduğumuz gibi kabul eden tek kişisin baba" dedim.

Babam hafif gülerek yere baktı. Yuzuha devam etti sözüne ve "Bende her şeyin sonsuza dek böyle kalmasını istiyorum" dedi babama bakarak.

Babam yere baktığı başını kaldırıp bize baktı "Çok tuhafsınız kızlar" dedi ve kıkırdadı. Babamın bu tepkisine karşılık  Yuzuha ve bende birbirimize bakıp kıkırdamaya başladık.

***
Chishiya'nın "Hey dalıp gittin" demesiyle kendime geldim.

"Bir şey mi oldu fazla dalgınsın sanki?" dedi ardından Chishiya.

Buruk bir halde gülümseyip "Boşver. Sen anlayamazsın" dedim.

"Ama dinleyebilirim" dedi. "Hadi anlat. Bu akşamlık benden nefret etme" dedi ardından.

"Pekala...Ben babamı kaybettim bundan yaklaşık 2 ay önce belki duymuşsundur Usagi ve benim babam bir dağcıydı... Hatta adı Shigenori Usagi. Babamı çoğu kişi bilir. Üzerine kötü haberler yayılıyordu...Yalan haberler. Babam bunlardan bıkmıştı ve bir gün dağa gittiğini söyledi ve geri asla dönmedi." Chishiya beni dinliyordu gerçekten. Sanırım düşündüğümden fazla iyi birisiydi.

Derin nefes aldım gözlerim dolmuştu.

"Babam öldü. Usagi ile ben kaldık sadece. Şu an Usagi'de var mı bilmiyorum sanırım artık yalnızım." dedim gözümden bir damla yaş akarken.

Chishiya hiç beklemediğim bir şey yapıp gözümden akan yaşı sildi ve "Üzülme. Hem yalnız değilsin. Ben seni her zaman dinlerim. Umursamıyor gibi gözüksem bile" dedi.

Yutkundum ve "Normalde fazla ağlayan birisi değilim zaten. Bu oyunlar borderland falan iyice psikolojimi bozdu. Kendim değil Usagi ölür diye korkuyorum o zaman ailemden kimse kalmaz. Yani varlığını bile bilemem. Ama onu affedemiyorum da. Özür dilemesi gereken ben değilim" dedim.

"Her neyse daha fazla ağlamak istemiyorum. Sana rezil oldum" dedim ağlamamı engellemeye çalışırken.

Chishiya bir kaç saniye bana baktı ve "Ağla." dedi. Böyle demesi üzerine "Ne?" dedim. "Ağla Akira. Ağlaman gerek içindekileri dışarı çıkarıp rahatlaman gerek. Söz kimseye anlatmayacağım" dedi.

Başımı omuzuna yasladım. Şaşırmıştı ama belli etmemeye çalıştı. Açıkcası şu an neden böyle bir şey yaptığımı anlayamıyordum. Bir süre böyle durduk. 

"Teşekkür ederim Chishiya" dedim başımı omuzundan kaldırıp ona bakarak.

"Rica ederim. Her zaman bana anlatabilirsin" dedi ve önüme gelen saçımı kulağımın arkasına atıp gülümsedi.

"Bunları kimseye anlatma" diyip ayaklandım.

Ayaklandığımı görünce o da kalktı ve "Bana güvenebilirsin...en azından bu konuda" dedi.

Ne yapmam gerekiyor bilmiyordum. Bir anda gidip ona sarıldım. Bir kaç saniye sonra onda bana sarıldı ayrıldık ve "İyi Geceler" diyip odama gittim hızlı adımlarla.

Chishiya'ya sarılmak gerçekten beni farklı hissettiriyordu. Sanki hayatımdaki en güvenli hissettiren şeydi. Aklımdan çıkmıyordu. Anlayamıyordum.Daha önce kimseye karşı böyle bir şey yaşamamıştım. Belki de abartıyordum amauyumak için yatağıma uzandığımda bile  Chishiya'nın omuzuna başımı yaslamamı, beni dinlemesini, göz yaşımı silmesini ve gitmeden önce sarılmamızı aklımdan çıkaramıyordum.

Belki de onu kötü biri sandığım için böyle hissediyordum. Evet büyük ihtimalle de öyleydi.

𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Where stories live. Discover now