11

109 13 17
                                    

Şapkacı yanımıza vardığında durdu.

"Sen karışma şapkacı kendi işine bak." dedi Aguni onun geldiğini görür görmez.

"Bunu yapamam. Bir numara olarak sahildeki düzeni sağlamakla görevliyim" dedi ve Aguni'ye baktı.

Daha sonra Aguni'ye doğru birkaç adım attı.

"Aguni benim için yeni gelenleri rahat bırakabilir misin?" dedi Aguni'ye.

Ardından kafasını yanımda duran militana çevirdi ve "Niragi?" dedi sorar gibi.

Niragi bakışlarını başka tarafa çevirerek "Ben sadece patronumdan emir alırım" dedi umursamaz bir halde ve tekrar şapkacıya baktı.

Şapkacı derin nefes alıp " O zaman patronuna sorayım" dedi ve tekrar bakışlarını Aguni'ye çevirdi "Senin patronun kim Aguni?"

Aguni şapkacıya doğru döndü ve "Sensin değil mi?" dedi.

Bir süre sessizlik oldu ardından şapkacı Aguni'ye hiç bir şey olmamış gibi "Git ve duş al" dedi. Aguni onun bu sözünden sonra bir şey olmamış gibi arkasını dönüp gitti. Şapkacı da "Bütün üst düzey üyeler toplantı odasına!" diye bağırdı.

Ortalıkta sessizlik oluşmuştu. Üst düzey üyeler şapkacının bu sözünden sonra ilerleyip toplantı odasına gitmeye başlamıştı.

"Arisu ve Akira...Ann potansiyelinizden bahsetti. Beni takip edin" dedi bize bakmadan.

Valla ben bu adam iyi mi kötü mü anlayamıyordum.

Arisu Usagi'ye bakıp "Geri döneceğim" dedi ve tam şapkacı ile ilerlerken durdu ve bana baktı "Gelmiyor musun?" dedi.

"Gelirim ben kendi başıma yolumu bulabilirim herhalde" dedim.

Aldırmadan omuz silkti ve şapkacının ardından gitti.

Usagi'nin yanına gittim ve "O adamlardan uzak dur. Sana zarar vereceklerdi" dedim.

"Tamam dururum." dedi. Sonra hiç beklemediğim bir şekilde "Sağol." dedi ve bana sarıldı.

Ayrıldığımızda "Ben odama gidip biraz uyuyacağım. Çok yorgunum. " dedi ve gitti.

Tek kalmıştım toplantı odasına ilerlerlemek için bir kaç adım attığımda birisi arkamdan omuzumu tuttu ve "Tekrar karşılaştık ha?" dedi.

Bunu diyen ses çok yabancı bir ses değildi. Arkamı döndüm.

Bu Chishiya'nın ta kendisiydi. Yine o sinir bozucu sesiydi nasıl tanımazdım?

"Sanırım. Her neyse benim toplantı odasına gitmem gerek" dedim ve omuzumdaki elini çektim.

"Bekle. Bende oraya gidiyordum biliyor musun?" dedi tam ilerlerken ben ve tekrar yanıma doğru birkaç adım atıp gemdi.

"Beraber gidelim mi? Hem sanırım sen yeni gelmişsin buraları bilmiyorsundur yolunu kaybedersin. Ben sana öğretirim" dedi.

"Kendi başıma öğrenebilirim değil mi? Sana ihtiyacım yok sen hala anlayamadın mı bunu?" dedim gülerek dalga geçer gibi.

"Ne kadar da kabasın hala hiç değişmemişsin" dedi.

"Evet sende hiç değişmemişin hala sana ihtiyacım olmadığını anlayamamışsın... Neyse seninle burda tartışmayacağım gidiyorum ben." dedim ve hızla ilerlemeye başladım. Chishiya arkamda kalmıştı.

Bir kaç dakika geçmesine rağmen toplantı odasını bulamamıştım. Belki de Chishiya ile gitmek iyi bir fikir olabilirdi. Ama onun kendini bir şey zannetmesi sinirlerimi bozuyor.

Daha doğrusu direkt kendisi sinirlerimi bozuyor. Neden bilmiyorum ama Chishiya'ya çok sinir oluyorum ilk gördüğümden beri.

Toplantı odasını sonunda bulduğumda direkt içeri daldım. Arisu çoktan gelmiş oturuyordu. Tabii diğer üst düzey üyeler ve Chishiya'da..

Chishiya içeriye girmemle bana el salladı. Göz devirip bir yere oturdum. Ancak diğer herkes kalkıyordu. Sanırım toplantının sonuna gelmiştim.

Şapkacı kalkarken Arisu'ya bakıp "Konuşulanları sen ona anlatırsın" dedi ve beni işaret etti.

Sonra Arisu ile toplantı odasından çıktık. Odama gitmek için Arisu'dan ayrıldım.

Odamın kapısını açarken Chishiya'nın buraya yaklaştığını gördüm. Karşımdaki odaya girerken "Şuna bak her yerde bir araya geliyoruz." dedi gülerek.

"Hadi iyi geceler sana" dedim ve odama girip kapıyi kapattım. Bu adam benden ne istiyordu amacı iyi mi kötü mü anlayamıyorum.

Kendimi yatağa attım ve direkt uyudum çünkü acayip yorulmuştum.

***
Sabah olmuştu ve ben güzel güzel uyuyordum. Ta ki Usagi ve Arisu odama dalıp beni uyandırana kadar...

"Günaydın" dedi Usagi uyandığımı görür görmez gülümseyerek.

Bir şey demeden kalktım.

"Bilgi topladın mı?" dedi Arisu.

"Hayır toplamadım. Hatırlarsan Arisu sen en son bize sahili aratmaya çalışmıştın ve bak şu an lanet olası sahildeyiz. Senin dediklerini yapmaktan yoruldum. Anlamıyor musun? Sadece oyunlara katılmaktan başka çaremiz yok"

Usagi ve Arisu bir şey demeden birbirlerine baktılar. Sonra Usagi bir adım atarken konuştu.

"Sadece oyunlara katılmaktan başka çarelerimiz de vardır belki Akira. Arisu burdan kurtulmamız için çabalıyor ve sen resmen onun çabalarını şu an hiçe sayıyorsun. Sanırım burada olmaktan fazla memnunsun" dedi bir anda hiç beklemiyordum bu dediklerini.

"Burda olmaktan memnun falan değilim tamam mı!-" sinirle ellerimi başımı iki yanına götürdüm.

Sonra sözüme devam ettim derin nefes alıp.

"Ama yine de Arisu'nun peşinde gezmekten yoruldum. Buraya o bizi sürükledi. Sen her ne kadar kabullenmeyip onun yaptığı hataları görmeyi reddetsen bile" dedim Usagi'ye yaklaşarak.

Vücudunu bana çevirdi ve "Ne!? Sen saçmalıyorsun biz buraya gelmeyi kabul etmeseydik eğer gelmezdik. Bu Arisu'nun suçu değil" dedi.

Arisu bizim bu kavgamızı izlerken birden söze girdi "Akira haklı Usagi dediğim gibi sizi buraya ben sürükledim. Ve hala da buna devam ediyorum" dedi.

"Hayır Arisu biz kabul ettik bunu bu senin suçun değildi hiç bir zamanda olmadı" dedi Usagi onu teselli eder gibi.

"Her yere senin peşinden gelmek zorunda gibi hissettiğim için geldim ben" dedim Usagi'ye birden.

"Gelmeseydin o halde yalnız başına kalsaydın! Seni peşimde isteyen ben değildim.  Herhalde artık kendi başına kalabilecek yaştasın. Her zaman yanında ben olmam babam gittiğinde bunu anlaman gerekirdi!" dedi birden bana bağırıp gözlerimin içine bakarak.

"Seni dinlemek bile istemiyorum ikiniz ne haliniz varsa görün ben acıktım kahvaltı yapmaya gidiyorum." dedim ve odamdan çıkıp hızlı adımlarla ilerledim.

Dedikleri fazla ağır mı bilmiyorum. Ama kalbim kırılmıştı.






𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Where stories live. Discover now