7.

109 12 9
                                    

Kaçarken Yamane'de bize katılmıştı.

Kısa bir mesafe koştuktan sonra tekrar panterle karşılaştık. Ancak bu seferki hedefi biz değildik.

Bu kez Yamane'nin arkadaşı Seizan'a saldırıyordu.

Seizan'ı yere yatırıp resmen yiyordu.

Arkadaşı yaklaşamadan "Seizan!" diye bağırdı acıyla.

Milletin arkadaş sevdasına katlanacak halim kalmamıştı artık.

"Ölmek istiyorsanız burada kalabilirsiniz ama sizi kurtatacak kimseniz olmayacak!" diye bağırdım birden sinirle.

Arisu bunu duymuş Yamane'yi çekiştirmeye çalışırken o hala "Seizan! Seizan!" diye bagırıyordu.

Ben ise çoktan kaçmaya başlamıştım bile.

***

Hala koşmaya devam ediyorduk. Peşimizde panter yoktu ama çok fazla geriye dönmüştük.

"Daha fazla koşamam" dedi Yamane birden.

Yuzuha "Yapabilirsin" dedi hemen ona.

Sinirden patlayacaktım. Oyundaydık ve oyunu adam gibi oynayıp hayatta kalmak yerine milletin nazı ile uğraşıyorduk resmen. Neyseki Arisu adamı tekrar gaza getirdi ve koşmaya başlayabikdik tekrardan.

Koşmaya devam ettik. Arisu bir anda durdu. Bir kamyonun arkasına yüklü olan siyah bir motorsiklet görmüştü.

"Bu motorsiklet...Royal Enfield marka" dedi.

"Biliyorsun demek" dedi Yamane "Dizel motorlu, nadir bulunan bir motorsiklettir." diye devam etti sözüne.

Şaşkınlıkla gözlerini büyüten Arisu konuşmaya başladı "Anladım...Elektrik devreleri. Bu çevredeki tüm elektrik devreleri yok edilmiş."

"Yani?" dedim kollarımı birbirine bağlayıp.

"Yani analog malzemeler çalışabilir. Eski  motorsiklet ve arabalar çalışabikir sadece. Bu motorsiklette başlangıçtaki otobüsde" dedi Arisu.

Ve ardından Yamane ile hemen motorsikletin yanına çıktılar.

"Ama aküsü yok" dedi Arisu.

"Buna dizel motorla çalışan nadir bir model demişti değil mi?" dedim Yamane'yi işaret edip.

"Evet" dedi Yamane bana bakıp.

"O halde benzin yerine mazot kullanıyor" dedim.

"O otobüste benzin yerine mazot kullanıyor" dedi Yamane.

"Yani bu motorsikleti başlangıca mı taşımamız gerekiyor?"diye sordu Yuzuha.

"Eğer bunu başlangıç noktasına taşırsak onu kurtarabiliriz" dedi Arisu.

Yamane heyecanla "Takuma'yı kurtaracağını mı söylüyorsun?" dedi Arisu'ya

"Ama gidersen oyunu kazanamazsın" diyerek endişeyle Arisu'ya baktı Yuzuha.

Arisu elindeki telefona bakıp "Hala vakit var. Sürenin yarısı hala duruyor" dedi.

"Usagi siz üçünüz hedefe doğru gidin. Ben arkanızdan geleceğim. Otobüs çalışırsa hedefe çabuk ulaşırız" dedi Arisu ardından.

"Birini tek başına ölüme terk edemem bir kez daha yapamam" dedi ardından gözlerini uzaklara çevirerek.

"Hepiniz kendinizi kurtarıcı melek zannediyorsunuz." diye mırıldandım sessizce. Arisu bana bakıp "Ne dedin?" diye sordu.

"Hiiç" dedim hemen.

Ardından ilerlemeye başladık tekrar. Arisu'da motoru alıp geriye gitmeye.

***
Koşmaya uzun bir süre devam ettik. Ardından çok saçma bir hedef olan yere gelmiştik.

"Hedef bu mu?" diye sordu Yamane.

"O zaman onları burada bekleyelim" diye ekledi nefes nefese.

Aslında o kadar koşmaya hepimiz nefes nefese kalmıştık.

Orada oturup beklemeye başladık sessizce. Yanımızda oturan Yamane cebinden bir fotoğraf çıkardı. Göz ucuyla baktım.

Karısı ve kendisinin fotoğafı olmalıydı büyük ihtimalle.

"Karın o mu?" diye sordu Yuzuha ona.

Adam nefes aldı ve "Bebeğimiz sonbaharda doğacaktı." dedi.

Bir kaç saniye sessizlik oldu ardından Yuzuha önüne dönüp "Eminim oara bir şey olmamıştır. Eminim." dedi. Durdu ve "Herkes bir yerlerde güvendedir" dedi.

"Hepsi bir anda kaybolmadı. Hayatta kalıp geri dönmemiz lazım" dedim.

Yamane burukça bize baktı ve gülümseyip başını evet anlamında salladı. 

"5 dakika kaldı"

"Başarabilecekler mi acaba?" dedi Yamane.

Ve o sırada garip bir ses geldi sanki ufak bir tıkırtı gibiydi.

Oturduğumuz yerden kalkıp arkamıza döndük. Demirden ve üzerinde çiviler olan duvarlara baktık. Ses oradan geliyordu.

Çiviler tek tek sökülüp su sızdırmaya başladığında geriye doğru tekrar kaçmaya başlamıştık.

Su arkamızdan giderek daha da artıyor ve bizi takip ediyordu.

Arkamı dönmemle suyun ne kadar arttığını görmem gözümü korkutsa bile hızla koşmaya devam ettim.

"Otobüs bizi kurtarmayacak gibi sanki! Şu suya baksanıza!" dedim hızla koşmaya devam ederken.

"Koşmamız lazım! Arkana sakın bakma." dedi ablam yanımda koşmaya devam ederken.

Koşarken yanımızdaki adam Yamane düşmüş ve suyun altında kalmıştı. Bunu görmemle hızımı arttırdım.

En sonunda karşıdan otobüs ile buraya gelen Arisu'yu görmüştük.

"Usagi!" diye bağırdı Arisu ve elini uzattı.

Yuzuha bir eliyle benim elimi diğer eliyle ise Arisu'nun elini tuttu ve Arisu bizi otobüse çekti ve son anda üzerimize gelen sudan kurtulup otobüse girmeyi başardık.

***

Gözümü açtığımda otobüs yan olarak devrilmişti ve su içindeydim. Yanımdaki Arisu ve Yuzuha'ya baktım onlarda benle aynı haldeydi.

Zar zor kalktık  bacağım çok acıyordu

"Ah, çok acıyor!" dedim bir an için.

Yuzuha yanıma geldi zar zor yürüdüğümü görerek ve omzuma girdi.

Arisu yan yatan otobüsün yukarıya bakan kapısından çıktı sonra Yuzuha'ya da yardım etti. Ardından ikisi de çıkınca yukarıya birlikte benim çıkmama yardım ettiler.

Zar zor çıkıp oturdum. Yuzuha yanıma gelip bacağımı açtı. Bacağım kanıyordu. Otobüsün kırılan camları muhtemelen kesmişti. Veya bir yere takılmıştı.

Yuzuha çantasından su çıkarıp yaramı temizleyip bandaj ile sardı.

"Daha iyi misin?" dedi bana bakıp.

"Evet daha iyiyim teşekkür ederim" dedim ve gülümsedim.

Arisu en başta otobüste kalmak isteyen adamın otobüsten çıkmasına yardım etti ve yanımıza geldiler.

Ayağa kalkıp olduğumuz yerdeki yani otobüsün aslında yanında olan "Hedef" yazısına bakdık.

"En başından beri hedefin içindeymişim" dedi adam.

Sinirle yumruklarımı sıktım.

"Oyunu kazandınız tebrikler"

Önceki ebe oyununda her ne kadar kabul etmek istemesem de sarışın adam sayesinde hayatta kalmıştım bu kez de şansım yaver gitmişti. Kendimi toparlamalıydım.

𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon