30

81 8 63
                                    

Markete girdik. Chishiya gerçekten çok ıslanmıştı.

"Dönerken hırkanı sen giyersin" dedim.

"Hiç bir şeyde yardım almak istemiyorsun. Hep kendi bildiğini okuyacaksın değil mi Akira?" dedi.

Ben ise çoktan market raflarına yönelmiş bize yiyecek ararken ona "Evet hep kendi bildiğimi okuyacağım" dedim gülerek.

"Peki benden yardım alabileceğinin farkında mısın? Ben senin neyinim Akira? Düşmanın falan değilimdir herhalde artık" dedi Chishiya elindeki market sepetini bana uzatırken.

"Farkındayım. Ayrıca ben senden ilk yardım aldığımdan hatta onu bile ben istemedim sen kendin yardım ettiğinden beri onu başıma kakıp duruyorsun. Ayrıca düşmanım değilsin evet" dedim.

Chishiya güldü ve "Neyinim o halde ben senin?" dedi.

Bunu kasten sorduğunu biliyordum.

"Of bunu bilerek soruyorsun Chishiya biliyorum!" dedim.

"Sorumun cevabını hala alamadım" dedi.

"Bir insan normal arkadaşıyla öpüşmeyeceğine göre sevgilimsin Chishiya" dedim.

"Bak bunu duymak iyi geldi" dedi sonra yanıma yaklaşıp elimdeki sepete o sarı paketli kurabiyelerden koyarken.

"Cidden bunlardan bıkmadın mı?" dedim sepetteki kurabiyeye bakıp.

"Beğendiğini sanmıştım" dedi Chishiya.

"Beğendim zaten. Ama o oyunla ilgili tek bir şey bile görmek istemiyorum. Hayatımda girdiğim en berbat oyundu!"dedim.

"Yine de kurabiyeler güzeldi" dedi Chishiya.

"Evet sanırım oyunun içindeki en güzel şey o kurabiyeler olabilirdi" dedim gülerek.

"Hayır o sendin" dedi Chishiya gülümseyip.

Her seferinde aptal gibi utanıp kızarmama sebep oluyordu.

"Her neyse biraz su falan alalım lazım oluyor" diyip konuyu değiştirdim ve suların olduğu yere gittim. Chishiya'da arkamdan geldi.

Sularımızı da aldıktan sonra Chishiya'ya döndüm ve  "Alacak başka bir şeyimiz kaldı mı?" diye sordum.

Chishiya dolup taşmış olan sepetine bakıp "Taşıyabileceksen al" dedi.

Güldüm ve "Tamam" dedim.

Sonra kasaya gittim ve aldıklarımızı taşımak için poşet çıkardım. Chishiya'da elindeki sepeti kasaya koydu.

"Hoşgeldiniz" dedim market kasiyeri gibi gülerek

Chishiya güldü ve "Bir poşet alabilir miyim aldıklarımı koymak için" dedi.

"Tabii buyrun" dedim ona bir poşet uzatarak.

Sonra aldıklarını poşete doldurdu.

"Teşekkürler. Yine bekleriz" dedim gülerek.

"Sanırım sen gerçekten burada çalışıyor olsaydın kendi işimi bırakıp burada işe girerdim" dedi Chishiya.

"Markette çalışmak istemezdim ben." dedim etrafta göz gezdirip "Sıkıcı" dedim ardından.

"Normalde ne iş yaptığını söylemedin?" dedi Chishiya.

"Babam ve Usagi ile sürekli dağlara çıkıyordum. Ama bu iş sayılmaz. Aslında çalışmıyorum üniversite okuyorum" dedim.

Konuşurken hırkasını ona uzattım.

"Hayır sende kalsın" dedi. 

Chishiya tam tekrar ısrar edeceği sırada "Aa bak şemsiye alsak her şey çözülür" diyip elimdeki hırkayı ona fırlattım ve şemsiye alıp geldim.

Sonra birlikte marketten çıktık ve sığındığımız yere gittik.

"Al işte uykumu kaçırdın" dedim gülerek.

"İyi oldu" dedi Chishiya.

Sonra gülüp yere oturdum.

"İyiki o oyuna katılmışım yoksa seni bulamazdım. Ve çok sıkılırdım burada tek başıma" dedim.

"Daha az önce oyundan şikayet ediyordun" dedi Chishiya yanıma oturup.

"Yani biraz uzun bir oyundu ama olsun.  Seni şu an bulamamış olsaydım kafayı yerdim sanırım" dedim.

"Beni bulamama gibi bir ihtimalin yoktu ama" dedi.

Güldüm.

"Biliyorum. Çünkü her yerde karşıma çıkıyorsun seni tanıdığımdan beri" dedim.

"Aslında siz taşındığınız günden sonra bir daha asla karşıma çıkmazsın sandım" dedi.

"Ama çıktım ve iğrenç bir yerde." dedim.

"Olsun en azından senin sayende burada daha mutluyum" dedi.

Chishiya benimle birlikte olduğu için daha mutlu olsa da ben burada onunla birlikte olduğum için daha mutlu değildim. Hala normal dünyaya geri dönmek istiyordum.

"Ben normal dünyamıza geri dönmek istiyorum Chishiya. Hem orada çok daha mutlu olabiliriz. Kendimize yeni bir hayat kurarız. Ben okuluma devam ederim tabii. Geri dönebiliriz buna inanıyorum " dedim.

Chishiya cevap vermedi ve sadece başını eğdi.

"Geri döneceğimize eminim...geri döneceğim, oynamaya devam edeceğim yorulmuş olsam bile artık yine de devam edeceğim." dedim tüm inancımla konuşarak.

Chishiya yine konuşmadı. O konuşmayınce bende konuşmadım. Bir kaç dakika sonra başını kaldırmadan konuştu ve "Ya bütün oyunları kazanırsak ama yine de dönemezsek. Hiç kötü olasılıkları göze almıyorsun Akira" dedi birden

"O zaman ne yapacaksın?" diye ekledi sonra.

"Öyle bir şey olmayacak buradan çıkacağımıza eminim her şeyin bir sonu vardır değil mi?" dedim.

"Sanırım vardır. Ama umarım bizim sonumuz olmaz Akira... Ölene kadar hatta öldükten sonra bile" dedi Chishiya.

Gülümsedim  ve "Umarım" dedim.

"Düşünsene Chishiya normal hayatta ne kadar da mutlu olurduk... Tüm bu oyunlar olmadan. Keşke tüm bu olanlar rüya olsa" dedim.

Chishiya yine bir şey demedi.

"Ama rüya olsaydı biterdi. Sanırım seni sadece bu rüyamda görürdüm bir daha da göremezdim" dedim.

"Evet" dedi Chishiya gülümseyip.

"Her neyse uyumak istiyorum artık. Her yerim ağrıyor" dedim.

"Sen uyu ben nöbet tutarım maça papazı gelirse diye" dedi.

Sonra örtümü alıp kafamı Chishiya'nın bacağına koydum ve uzandım.

"Rahatsız olmadın değil mi?" diye sordum.

"Hayır aslında hoşuma gitti" dedi gülerek.

"Uykun var mıydı? Sana da ayıp oldu şimdi hayvan gibi uzandım" dedim.

"Hayır  hiç yok. Sen çok yoruldun uyu" dedi elini saçlarıma götürüp saçlarımı okşarken.

"Uykun gelince beni uyandır ve biraz da sen uyu" dedim.

Tamam anlamında başını salladı. 

"İyi Geceler" dedi ve beni alnımdan öptü.

Sonrada gözlerimi kapatmamla uyudum. Çok yorulmuştum.




𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Where stories live. Discover now