22.

93 9 93
                                    

Sabah olduğunda Chishiya yanımdaydı ama uyanıktı.

"Günaydın" dedim uyanır uyanmaz gülümseyerek.

"Günaydın" dedi o da bana.

"Sen ne zaman uyandın?" dedim ona.

"Ben 1 saattir uyanıktım ama sen rahatsız olma diye hareket etmek istemedim ve dışarı çıkmadım" dedi.

"Çıkabilirdin rahatsız olmazdım. Ama olsun sağol düşündüğün için yine de" dedim.

Çadırdan çıktım. O da ben çıktıktan sonra çıktı.

"Ablam gibi olmadığıma şükret çünkü o olsaydı şu an uyanmış olmazdık ve sabahın köründe avlanmaya giderdik" dedim.

Güldü. Ben ne desem gülüyordu la bu. Ama çok tatlıydı yalan yok.

"Bir şeyler yiyip gidip bakınalım. Mira resimli kart oyunlarının öğlen başlayacağını söylemişti" dedim.

Tamam anlamında başını salladı. Sonra birlikte kahvaltı yaptık.

Hırkamı yanıma aldım sonra çantama suluğumu koydum. Chishiya hazırdı ama beni bekliyordu.

"Hadi gidelim" dedim.

Kalktık ve birlikte Shibuya istasyonuna yürümeye başladık.

"Her gün oyunlara katılmaktan yoruldum" dedim yürürken.

"Asıl dünyada yorulmuyor muydun?" dedi Chishiya.

"Bu kadar değil." dedim.

Bir şey demeden bir süre ilerledik.

"Çadırını çok uzak bir yere kurmuşsun" dedi Chishiya yürürken.

"Bu kadar çabuk mu yoruldun" dedim gülümseyerek.

"Sanırım" dedi.

"Hadi devam et seni sırtımda taşıyamam" dediğim sırada kenarda 1 tane bisiklet gördüm ve yanına gittim. Chishiya'da peşimden geldi.

"Hadi bin arkama" dedim bisikletin önüne sürmek için otururken.

"Ben mi arkada oturacağım?" diye sordu.

"Evet? Ama merak etme artık bisikletten düşmüyorum. Düşmeyiz yani" dedim.

Sonra tam pedala basarken ona bakıp "Sıkı tutun" dedim.

Belimden tutunca bi anda gıdıklandım. "Chishiya belimden tutma gıdıklanıyorum omuzumdan tutun en iyisi" dedim gülerek.

"Tamam" dedi ve omuzumdan tuttu.

Sonra bisikletle birlikte ilerledik.

Geldiğimizde Arisu, Usagi, Kuina da buradaydı.

"Hadi in çok ağırsın" dedim.

Bisikletten indi ve "Bir dahaki sefere ben sürerim" dedi gülerek.

Gülünce çok tatlıydı. Son zamanlarda o güldüğünde aklımdan hep bu geçiyordu istemesem bile.

Kuina yanımıza geldi bizi görünce "Chishiya seni dünden beri göremiyordum. Nereye gittin?" diye sordu.

"Akira ile birlikteydik. Onunla kaldım" dedi.

Kuina güldü ve Chishiya'ya göz kırptı. Bir şeyler karıştırdıklarını düşünmeme sebep olmuştu bu.

Ancak bunu düşünmedim. Çünkü bir anda gök yüzünde havai fişekler patlayınca dikkatim dağıldı.

Hepimiz öylece durduğumuz sırada bir anda binanın üzerinde sonraki aşama yazısı belirdi.

Sonra yukarıdan bir zeplin yaklaştı üzerinde maça papazının resmi olan bir bayrak gibi bi şey vardı.

"Cevaplarımızı orada bulacağız" dedi Arisu zepline bakarken.

Cidden hala neyin cevabını bulacağını zannediyordu. Nasıl bir cevap bekliyordu hala?

Her neyse bir süre öyle durduk ancak sonraki aşama başlıyor yazısı belirmesine rağmen. Hiç bir şey başlamamıştı.

"Hala oyun başlamadı" dedi Arisu.

"Bir saat oldu mu?" diye sordu Usagi ardından.

"Belki başlatma düğmesine basmayı unutmuşlardır" dedi Chishiya dalga geçer gibi.

"Kuralları da mı açıklamayacaklar?" dedi ardından yerde oturan Kuina.

Bir ses duyuyordum. Ancak sanırım bu sesi bi tek ben duyuyordum çünkü diğer kimse tepki vermemişti.

Etrafıma bakındığım sırada Kuina "Ne oldu?" diye sordu.

Biraz ilerledim ve "Bir ses duyuyorum sanırım" dedim.

Hepimiz aynı yere bakıyorduk. Ve karşıdan arabalar yaklaşıyordu.

"Sahilden geliyor olmalılar" dedim.

Arabalar olduğumuz yere kadar geldiler. Ve içlerinden bir kaç kişi aslında bir sürü kişi indi.

Arisu içlerinden birisine doğru yaklaşıp "Burada ne işiniz var?" diye sordu.

"Zeplinler gördük" dedi adam.

"Sonraki aşamanın başlayacağını duyduk" dedi yanındaki kadın ardından.

"Aslında şu an oyun falan y-" diye söze girdiğim sırada önümde az önce konuşan adam vuruldu. Ve fırladı resmen.

"O nasıl bi ateş etmeydi öyle lan!" dedim anlık endişemle.

Sonra diğerlerine de ateş etmeye başlayınca endişelenmeye başlamıştım gerçekten.

Yanımda duran Chishiya "Kaçın" dedi bize. Ne kadar sakindi bu elleri cebinde yürüyordu sadece bir şeyler söylenerek.

Ben ne yapacağımı bilemeyip kaçmaya çoktan başlamıştım bile.

"Şaka mı bu?" dedi yanımda koşan Usagi.

"Ne kadar da komik bir şakaymış" dedim koşarken.

"Hadi koşun!" dedi Arisu önümüze hızla koşarak geçerken.

Bir duvarın kenarında yavaşça durduk ve "Oyun başladı mı yani?" dedi Usagi.

"Bilmiyorum" dedi Arisu yavaşca ilerlerken.

"Kurallar açıklandı mı ki?" diye sordu Kuina.

"Kural falan yok düpedüz hepimizi gebertecekler" dedim.

Sonra arkama baktım ve Chishiya geliyor mu diye kontrol ettim. Şükürler olsun ki geliyordu.

"O tüfeğin menzili bir kilometredir" dedi Chishiya saklandığımız yerde dururken.

"Bu ses tanıdık geliyor" dedi Kuina endişe ile.

"Şimdi de piyade tüfeği var" dedi Chishiya.

"Kaç kişi oldukları belirsiz" dedi Usagi.  

"Diğer oyuncular da geliyor" dedim koşan insanları göstererek.

"Birden fazla tetikçi olabilir" dedi Arisu Usagi'ye cevap olarak.

"Ne kadar çok insan hayattaymış" dedi Kuina.

"Yaklaşıyorlar gitmeliyiz" dedim ve olduğum yerden kalkarken.

Hepimiz tekrardan koşmaya başladığımız sırada "Hepimiz ayrı yerlere dağılalım!" diye bağırdı Arisu.

Koşuyordum sadece önüme bakıp koşuyordum. Önümde bir sürü insan vuruluyordu. Ben ise buna aldırmadan koşmak zorundaydım. Çünkü yine vurulursam bu sefer ölürdüm.

Dağılıp koşmaya devam etmiştik baya bir süre boyunca. Ancak bir süre sonra Kuina'yı gördüm yeniden ve "Birlikte devam edelim" dedim koşarken.

"Tamam hadi" diyince beraber koşmaya devam ettik ve bir arabanın arkasına saklandık mermilerin fazla gelmediği bir yerde.

"Chishiya nerede?" dedim oraya geçer geçmez Kuina'ya.

"Bilmiyorum" dedi telaşla.

O sırada arkamdan birisi omuzuma dokundu. Bu Chishiya'ydı.

"Şükürler olsun ki iyisin" dedim onu görür görmez. Ve sarıldım. Neden bunu  yaptığımı bilmiyordum.

𝐅𝐀𝐃𝐄𝐃 𝐋𝐎𝐕𝐄Where stories live. Discover now