24.BÖLÜM

3.2K 226 26
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
_______________________________________

BARLAS'IN ANLATIMIYLA

Özgem ilk aşkım. Çocuğumun annesi. Görmediğim, kokusunu bile bilmediğim çocuğumun.

1 hafta kalmıştı kızımın doğmasına. Sadece 1 hafta. Koruyamadım onları, ne karımı, ne kızımı. Gözümün önünde öldüler engelleyemedim.

Benim asıl mesleğim doktordu. Terzi kendi söküğünü dikemez derlerdi ya benim mevzum da bu. Yüzlerce insanın hayatını kurtardım ama kendi karımı ve kızımı kurtaramadım.

Gözümün önünde araba çarptı güzelime. Sorhoşmuş şoför görmemiş meleğimi. Onun sarhoşluğu yüzünden benim hayatım bitti.

Sadece Özgem ve kızım ölmedi o gün ben de öldüm. Fiziken değil ama ruhen öldüm ben.

Ben de ölmek istedim. Ama yapamadım.

Yapamadım çünkü Özgeme söz vermiştim. Sanki hissetmişti öleceğini. bana ölmeden 1 ay önce şu sözleri söylemişti;

"Barlasım şimdi sözümü hiç kesmeden dinle. Tamam mı hayatım." Dedi özge.

"Böyle dediğine göre söyleyeceklerin kesinlikle sinirleneceğim bir şey olmalı ama tamam seni dinleyeceğim. Bakma öyle kıyamıyorum sana." Dedim ona daha sıkı sarılarak.

"Kalbim. Ruhum. Biliyorum umarım böyle bir şey başımıza gelmez ama yine de söylemek istiyorum. Eğer bana bir şey olursa yani ölür-" derken elimi dudaklarına yaslayarak susturdum onu.

"Şşşş sana bir şey olmayacak. Ne sana ne de kızımıza bir şey olmayacak anlıyor musun? Böyle şeyleri ne diline, ne de aklına getir. Bir ay sonra sen, kızımız ve ben mutlu bir şekilde bu eve gireceğiz ve mutlu mesut yaşamaya devam edeceğiz." Dedim ve alnından öptüm.

Özge dudaklarında duran elimi çekti ve konuşmaya devam etti.

"İhtimalleri düşünmeliyiz. Doktorun dediklerini unutma ölebilirim. Küçük bir ihtimal olsa bile ölebilirim. Yani eğer benle yavrumuz arasında seçim yapacaksan onu seç tamam mı? Ve yaşamaya devam et. Hayatını batırma ve peşimden gelmeye kalkma. Seni tanıyorum. Eğer bana bir şey olursa kendine bir şey yapacağının farkındayım. Ama lütfen yapma. Sana başka birini sev demiyorum, çünkü sevmeyeceğini biliyorum. Ama yaşa her şeye, herkese rağmen yaşa. Şimdi senden bir söz istiyorum. Eğer bana bir şey olursa her şeye rağmen yaşayacaksın. Tamam mı?" Dedi Özge.

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Olmaz ölmeyeceksin. Yaşayamam ben. Kızım ben senin sesini 1 saat duymasam deliriyorum. Senin gözlerini görmediğim gün nefes dâhi alamazken, sensiz bir ömür nasıl yaşarım. Senin bu kokun olmadan nasıl nefes alırım. Ben senle yaşıyorum. Benim sensiz geçirdiğim en uzun süre askere gittiğim zamandı. O zaman bile sessini duyuyordum. Şimdi gelmiş bana diyorsun ki; 'Bana bir şey olursa yaşamaya devam et.' Senin kokun, benim nefesim. Senin sesin, benim huzurum. Senin kalbin benim yuvam. Ben her şeyi bırakırım ama seni bırakmam yalvarıyorum sana benden bunu isteme." Dedim ağlayarak. Erkek adam ağlamaz derler ama asıl erkek adam ağlar.

Özge alnını anlıma yasladı. Gözyaşlarımı sildi ve gözünü kapattı.

"Öleceğim demiyorum. İhtimalleri düşünelim diyorum. Söz ver. Söz ver ki rahat bir nefes alayım. Söz ver ki içim rahat olsun. Lütfen üzme beni. Söz ver." Dedi Özge.

İstemiyordum. söz vermek istemiyordum ama yaptım. Nerden bilebilirdim ki hayatımın biteceğini.

"Söz veriyorum yaşayacam. Ama sanma ki normal bir yaşamak olacak. Ben sensiz yürüyen bir ölü olurum. Bu yüzden sakın benden gitme. Sakın beni nefessiz bırakma." Dedim.

Nerden bilebilirdim ki beni bırakacağını. Gitti beni bir başıma bıraktı ve gitti.

Salaklık bendeydi doğuma 1 haftası kalmış karımı neden evden yalnız dışarı gönderdim ki.

Ah geçmişe gitme şansım olsa ölsem bile izin vermezdim dışarı çıkmasına.

O benim ilk aşkımdı onu gördüğümde daha 5 yaşındaydım. Ben onu 5 yaşımda sevdim. Büyüdük o da beni sevdi. Evlenmek istedik Özge liseyi bitirir bitirmez, ailelerimize haber verdik.
Başta aileler küçüğüz diye onaylamasalar da sonunda ikna oldular.

Evlendik ben 23, o 20 yaşındaydı.
Evden ayrıldım. Sırf meleğim rahat olsun, laf söz edilmesin diye şehir değiştirdik. Meleğim okumaya devam ediyordu çünkü. Artık kızların okumasına eskisi gibi karışmasalar da yine de karışan, laf söz eden hâlâ vardı. Ve ben meleğimin üzülmesine asla izin veremezdim.

Ailelerimizden çok fazla ayrı kalmamak için Gaziantepe yerleştik. Kendimize küçük bir ev tuttuk orada yaşamaya başladık. Benim üniversitem bittiği için antep'te bir hastanede çalışmaya başladım.

Çocuk şimdilik istemiyorduk. Önceliğim her zaman karımdı o okumak istiyordu. Mesleği olsun istiyordu ve öyle olacaktı. Onu hiçbir şeyden mahrum edemezdim.

Zaman geçti Özge'nin okulu bitti. Öğretmen oldu. Zaman geçtikçe her şey değişti. Benim aşkım, sevgim bir gıdım bile azalmadı aksine arttıkça arttı.

Asla unutmam bana hamile olduğunu söylediği günü. Baba olacaktım. Meleğim bana bir melek daha verecekti.

Nerden bilebilirdim meleğim lafının sözde kalmayacağını.

Nerden bilebilirdim onları bir daha göremeyeceğimi.

Nerden bilebilirdim meleklerimi kendi ellerimle kara toprağa gömeceğimi.

Ben o gün mezara iki can koymadım ben o gün mezara üç can koydum.

Öldüm ben. Nefes alan bir ölü oldum. Mesleğimi bıraktım sadece mesleğimi değil kendimi bıraktım.

Mardine döndüm ailemin yanına, o evde yaşayamazdım o kadar anımızın olduğu evde delirirdim. Hoş zaten delirdim.

Eğer iki meleğim de yaşasaydı kızım 3 yaşında, karım 27 yaşında olacaktı.

Karım öleli tam 3 yıl oldu.

Hani Hz. Mevlana'nın bir şiirinde şu sözler vardır;

"Kimi benden çok seversen, onu senden alırım." ve ekler: "Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım." ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur... Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya... Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur... Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. En garibi de budur ya... Öldüm der durur, yine de yaşarsın..."

Ben Özge'yi o kadar sevdim ki belki de Allah (c.c) onu bu yüzden benden aldı.

Ölürüm dedim ölmedim yaşadım.

.............................................................
Ve bölüm sonu.

Sakın bana bölüm kısa demeyin bu bölümü Barlas'a özel yazdım.

Arada böyle abilerin dilinden yazmayı düşünüyorum.

Ay yakında düğünümüz var. Benim sadece bu iki günüm boş olduğu için her şeyi iki günde halletmeye çalıştım geberiyom ayaklarım agrıyo resmen.

Kitabı 35 gibi final yapcam dedi. Ama konu isteğim dışı uzadı.

Kısa bir süre Mirza'yı göremiyeceksiniz ama gircek kitaba.

Neyse iyi akşamlar hepinize

Yıldıza bence basmalısınız. Yani bence iyi olur😘😘😘

İnsta hesabım

İremm_ azarkan





UMUT HEP VARWhere stories live. Discover now