7.Bölüm

628 69 112
                                    

"Oha! Oha! Oha!" Yanımda duran heyecandan kalpten gitmesinden korktuğum çocuğa baktım. Yerden bir avuç kar aldı ve bana gösterdi. "Çok güzel!" Kaşlarımı çattım. Sadece kardı. Neyi bu kadar güzel olabilirdi?

İçeri geri girmek için bir kaç adım geri gitmiştim ki bir şeye çarptım. Kafamı kaldırdığımda Katsuki'den başkasının olmadığını gördüm. Üstünde ki paltoyu çıkarıp omuzlarıma koydu. "Hasta olma." Dedi açıklama gereği duymuş gibi. Üstünde sadece beyaz gömleği vardı.

İç sesimi okumuş gibi, "üşümem ben," dedi. Sonra paltoyu kollarımdan geçirdi. "Giymezsen hiç bir işe yaramaz." Teşekkür edercesine önünde edildikten sonra Saio'nun olduğu yere baktım. Yoktu.

"Abi!" Diyerek karın üstünde hoplaya zıplaya yanıma geldi. "Kardan adam yapıcaz demiştik! Hadi gel, çok güzel bir yer buldum." Gittiği yöne doğru arkasından minik adımlarla yürümeye başladım. Kar hala yağmaya devam ediyordu. Neredeyse herkes dışarıdaydı. Kimisi bir köşede oturmuş arkadaşıyla konuşuyordu. Kimisi yıllar sonra dokunabildiği karın tadını çıkarıyordu.

Çıplak ayaklarımla Saio'yu takip ederken istemsiz bir şekilde huzur bulmuştum. Her bastığımda karın çıkardığı ses neden bilmem hoşuma gitmişti. Bana büyük gelen paltoya biraz daha sarılırken yabancı gelen bu kokuyu içime çektim. Karamel kokusu muydu bu? Ah, yemeyeli çok olmuştu. Karamelli tatlılara bayılırdım küçükken. Bu koku hoşuma gitmişti. Demek ki Katsuki böyle kokuyordu. Neden bunu sarıldığımızda fark etmedim?

"Abi, ben gövdeyi yaparım, sen kafayı yap. Yorgun görünüyorsun, o yüzden kendini zorlama." Diyerek kendi işine koyuldu. Bana verilen görevi yapmak için yere oturdum. Yerde o kadar aşırı derecede kar yoktu ama kardan adam yapmak için yeterliydi.

Önce gövdeyi sonra da kafayı yerleştirdikten sonra Saio'nun boyundan biraz daha kısa bir kardan adam elde etmiştik. Daha çok kardan çocuğa benziyordu ama, neyse. "Şimdi göz bulmalıyız." Diyerek yere bakındı. Kardan başka bir şey görünmüyordu.

"Ben göz bulmaya gidiyorum. Sakın bir yere gitme!" Diye beni uyararak koşar adımlarla yanımdan uzaklaştı. Ayaklarımı kendime çekerek Saio'yu beklemeye başladım. Bir yandan da etraftaki diğer deneklere bakıyordum. Kimisi birbirlerine kar topu atıyordu. Kimisi uzanmış kardan kelebek yapıyor, koşuyordu.

Gözüm bana doğru gelen sarışına kaydı. Elinde iki kupa vardı. "Saio nerde?" Dedi yanıma otururken. Sanki cevap verecekmişim gibi sorduğu soruya kendi kendine güldü. Yerdeki karları üyeleri ve bir alan açıp iki kupayı oraya koydu.

Meraklı bir şekilde kupaların içindeki sıvıyı çözmeye çalışırken cevapladı. "Sıcak çikolata. Her bakıcı kendi deneğine veriyor. İkinizin hep beraber olduğunu bildiğimden aynı anda getirdim." Başımı salladım. "İç hadi." Bir kupayı iki elimin arasına aldım ve avuçlarım ısınmasını bekledim.

"Üşüyor musun? Burnun ve yanaklarım kıpkırmızı olmuş." Benimkinin kızarması gayet normaldi, asıl onun ki nasıl kızarmıyordu. Elini yanağıma yaklaştırdı ve soğuktan kızarmış yerleri okşadı. Yüzümde gezinen el hoşuma gitmişti. Bu havada paltoyla bile üşürken onun üstünde sadece bir gömlek vardı ve elleri nasıl bu kadar sıcaktı.

"Artık sana dokunmamı sorun etmiyorsun." Dedi kendi kendine mırıldanarak. Bunu bende fark etmiştim. Bana zarar vermek ya da pis işler için dokunmadığına emin olmuştum. Fakat hala güvenemiyordum. Elimde olan bir şey değildi.

Sıcak çikolatadan bir yudum aldım. Ağzımda yayılan o tatlı tat ve boğazımdan geçen sıcak sıvı. Tatlı şeyleri çok özlemiştim. Tanrım, bu bir rüya mı? Bir yudum daha aldım, o ise hala gözlerini yüzümden ayırmıyor ve eliyle yüzümü ısıtıyordu. Ağzıma dolan sıcak sıvıyla gözlerimi kapattım ve yoğun tada odaklandım.

-DENEK 016- BkDkOù les histoires vivent. Découvrez maintenant