20.Bölüm

468 56 197
                                    

Önemli Not: Bölümü atmam iki haftadan fazla sürdüğü için bir önceki bölüme bakmanızı tavsiye ederim.

Bölüm attımmm. Bunun şerefine güzel güzel yorumlar yapıp oy atalımmmm

İyi okumalar...

------

İlk adımı tekrar o attı ve dudaklarımızı birleştirdi. Kollarımı boynuna sarıp bende kendimi ona bastırdım. Kolları belimi daha da sardı. Bende bacaklarımı beline sararken dilini dudaklarıma değdirdi. Ağzımı açmamı istiyordu.

Hissettiğim bu saçma huzur beni ele geçirmişti. Ağzımı aralayıp ona izin verirken gözlerimi kapatmış, bu anın tadını çıkarmak istiyordum.

Sıcaklıyordum. Kıpkırmızı olduğuma emindim. O kadar sıcaklamıştım ki o beni öperken ben montumu çıkarmaya çalışıyordum. Bunu fark edince hızlıca montu çıkardı ve yere attı. Hiç vakit kaybetmeden beni büyük bir özlemle öpmeye devam etti.

Dili hiç durmadan ağzımda geziniyordu. Nefes almak için ayrıldığında beni tezgahtan kaldırdı ve hemen arkamızda ki masaya oturttu. Daha doğrusu yatırdı. "Katsuki-" kuracağım cümleye izin vermeden tekrar dudaklarıma yapışmıştı. Alnındaki uzun saçlarımı geriye atarken durması için omuzlarını sıktım. Ne olmuştu birden? Hâlâ sıcaktı. Çok sıcaktı. Aşırı terlemiştim. Üstümdeki kazak yerine başka bir şey giymek istiyordum ama dudaklarımdan ayrılmıyordu.

Bir iki dakika kadar öpüştükten sonra tekrar nefes almak için ayrıldı. Başını hafif kaldırdığında bittiğini düşündüm. "Tamam, yeter." Derin derin nefes alırken sesim zor çıkmıştı.

Tekrar eğildiğinde bu sefer hedefi dudaklarım değildi. Başını boyun girintimin arasına gömdü, kokumu derin derin içine çekerken kollarımı boynuna sardım. Gözlerimi kapatıp karamel kokusunu içime çektim.

Boynumu dudaklarını bastırdı. Aynı yeri bir kaç kere öptü. "Tam burada," dedi boğuk bir sesle. "Tam buradan bir iz geçiyor. O tasmanın izi."

Sulu öpücüklerine devam ederken dudakları boynuma geziniyordu. "Katsuki." Beni duymuyordu. Kolları belime dolanırken artık sadece dudaklarını değil dilini de hissediyordum. Olduğum yerde tir tir titriyordum. Terliyordum. Çok terliyordum. Fakat bu sefer sıcakladığım için değildi.

"Du...dur." ya beni duymazdan geliyordu yada gerçekten duymuyordu. Beni korkutmaya başlamıştı. Durması için elimi saçına çıkarıp saçını çektim. O kadar terlemiştim ki saçları ıslak parmaklarımın arasından kayıyordu.

Kazağımın içinde ellerini hissettim. Terlemiş tenimde soğuk elleri gezinirken refleksen onu omuzlarından ittim. "Yapma!" Kazağımın içindeki elleri belimden ayrılırken tezgahın kenarlarını sertçe kavradı. "Sana... Dur dedim ama.."

Ne yaptığını yeni fark ediyormuş gibi gözleri büyüdü. Ellerim titriyordu. Sabahkinden bile daha çok titriyordu. Beni yatırdığı yerden bile zar zor inmiştim. "Izuku." Elimi tuttuğunda geriye bir kaç adım attım. "Özür dilerim! Kendimden geçtim." Karşılık olarak bana yaklaştı. Ellerini bana doğru uzattıkça daha çok kaçtım. "Dokunma, lütfen."

Sırtım duvara çarptığında o da benimle beraber durdu ama aramızda bir adım bile yoktu. "Yemin ederim, kendimi kaybettim. Öyle bir konumdayken kendimi tutamadım. O an aklımdan çıktı." Ellerini iki yanıma duvara koydu.

Kolunun altından geçip gidecekken ani bir refleksle tekrar beni duvarın arasına aldı. "Yapma! Elleme beni, bırak gideyim."

"Izuku iki dakika yerinde dur lütfen." Sesi ağlamaklı çıkıyordu. "Sadece beni bırak!" Titreyen ellerimi fark edip bi tanesini avucunun içine aldı. "Korkuyorsun." Durdu. "Benden korkuyorsun..."

-DENEK 016- BkDkWhere stories live. Discover now