9.Bölüm

606 71 191
                                    

Anlam veremediğim sarılma seansını isteksiz bir şekilde ilk o bitirince bir an uzun bir süre sarıldığımız için onu rahatsız ettiğimi sandım.

"Odana çıkarayım mı seni?" Başımı salladım. Gerçekten yemekhanenin mutfağında olmaktansa odamda olmayı tercih ederdim. Gerçi orası kat kat daha soğuktu ama en azından orada rahat hissediyordum.

Elindeki metal tasmayı ellerime bıraktı ve sandalyenin üstündeki paltosunu aldı. Ardından boynumu kapatacak şekilde bana giydirdiğinde ne yapmaya çalıştığını anladım. Beni aynı şekilde kucağına alınca kollarımı boynuna sardım refleksen. Rahatsız olup olmadığını görmek için yüzüne baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Güzel gülümsemesini görünce biraz kızarmış ve rahatsız olmadığını anlamıştım.

"Tasmayı paltonun içine sakla." Dedi fısıldayarak. Elimdeki tasmayı paltonun içine güzelce sakladıktan sonra tekrar boynuna sardım kolumu. Böyle kucağında daha rahat hissediyordum. Beni taşımasına zaten utanıyordum. Buna neden izin verdiğimi de bilmiyordum, istemediğimi ifade etsem eminim bir daha beni taşıma girişiminde bulunmazdı.

"Boynunun kapandığından emin ol. Seni çaktırmadan çıkaracağım." Dedi aynı şekilde sessizce. Yemekhaneden çıkmış koridorda hızlı adımlarla asansöre doğru ilerliyordu. Boynumun göze çarpmaması için güzelce kapatmış başımı boyun girintisine yaslamış, gözlerimi kapatmıştım. Bir ara durduğumuzda gözlerimi açmış onu yoklamıştım. Benim ki gibi yanakları kızarmıştı. O da mı utanıyordu yoksa sıcaklamış mıydı?

Ya da belki üşümüştü, üstünde sadece siyah kazağı vardı ve paltosunu ben giyiyordum. Ona ne zaman geri vermek istesem inadına bana giydiriyordu.

Asansörden indiğimizde boynuna biraz daha sarıldım. Ne zaman kokusunu içime çeksem karamel kokuyordu. Hep güzel kokuyordu. Buradaki diğer çalışanlar gibi ter kokmuyordu. Nasıl oluyordu anlamıyordum. Her gün duş mu alıyordu yoksa? Hayatımda hiç karamel kokulu şampuan duymamıştım. Gerçi 6 yıldır buradaydım dışarıda olanlardan haberim yoktu, belki çıkmıştır diye düşündüm. Ya da belki parfüm?

"Güvenli alana girdik." Gözlerimi açtığımda odamdaydık. Kokusuna o kadar dalmıştım ki kendimden geçmişim. Bu çok utanç verici! "Uyandırdım mı?" Dedi bana bakarak. Sıkı sıkı tutuyor, düşmemden korkuyor gibiydi. Başımı iki yana salladığım da gülümsedi. Bu adam niye hep gülümsüyor?

Bir süre kucağında bakıştıktan sonra beni indirmeyi unuttuğunu anlayıp yavaşça indirdi. Ayaklarım soğuk zemine değdiği gibi titredim. Tekrar beni kucağına almasını istesem çok mu ayıp olurdu acaba?

Odanın soğukluğunu o da yeni fark etmiş gibi yüzünü buruşturdu. Zemin her geçen saniye daha da soğuyordu sanki. Onun ayağında ayakkabı vardı bu yüzden hissetmiyordu.

"İstersen bir duş al. Ben burada beklerim." Neden dercesine ona bakınca ellerini telaşla salladı. "Yanlış anlama! Sapık falan değilim. Sadece bu odada yapılabilcek çok bir şey yok, yani benimde işim yok. Bu yüzden diyorum. Gitmemi istersen, giderim." Başımı iki yana salladım. Duş alabilirdim. Onun öyle bir şey yapmayacağına ilginç bir şekilde emindim.

Küçük masanın üstüne tasmayı bıraktıktan sonra üstümden paltoyu çıkardım. Küçük çekmecelerden iç çamaşır vs. aldıktan sonra küçük banyoya girdim. Kapıyı kapatmadan önce Katsuki'ye baktım. Yatağa doğru ilerlerken, "buradan kıpırdamayacağım," dedi.

~...~

İşimi beş dakikadan kısa bir süre de bitirmiştim. Normalde uzun uzun suyun altında kalırdım ama sanırm içerde beni bekliyordu. Üstümü giyindikten sonra başımın altına havluyu koyup kapıyı açtım. Yatağa oturmuş beni bekliyordu.

-DENEK 016- BkDkWhere stories live. Discover now