14.Bölüm

613 70 178
                                    

Sabahın altısında uyanmaya rağmen uykumu çok iyi almıştım. Sanki bütün gün uyumuş gibiydim. İlk defa bu kadar çok uykumu almıştım sanırım. Ben uyandığımda Izuku hala uyuyordu.

Üstümde dünden kalma t-shirtum ve pantolonum vardı. Evet, onlarla yatmıştım. Biraz belim tutulmuştu ama sorun değildi. Üstümü değiştirecek vaktim de yoktu. Tam odadan çıkacakken arkamı döndüm. Izuku'ya baktım. Huzurlu bir şekilde uyuyordu. Ya da dışarıdan öyle görünüyordu. Yanına gidip elimi alnına koydum. Ateşi mi vardı?

Sanki biraz vardı ama en fazla bir derece fazla gibiydi. Onu zaten gelip alacaktım, o zaman doktorlar ona bakacaktı. Yani bir şey olmayacaktı. Alnındaki saçlarını geriye atıp uzun bir öpücük kondurdum. Evet, gerçekten sıcaktı.

Önemli değildi. Ekibim birazdan burada olurdu. Onlara yardım etmeliydim. Umarım planı tam olarak anlamışlardır.

Hızlıca paltomu giyip odamdan çıktım. Kimse kimseye karışmıyordu o yüzden sorun yoktu. Hava alacağım diyerek kolayca bahçeye de çıkabilirdim. Asansöre binip aşağıya indim henüz çok uyanan yoktu. Sadece yemekhanede iki tane kadını kahve içerek dedikodu yaptığını görmüştüm. Beni fark etmemişlerdi zaten.

Bahçeye sorunsuz bir şekilde çıkacaktım çünkü her zaman şu arkasında büyük kitaplık bulunan yerde oturan kadın yoktu. Belli ki uyanmamıştı. Birden ani bir dürtüyle durdum. İçinde yüz tane dosyalarının olduğu kitaplığa ve önündeki tezgaha baktım. Biraz karıştırsam bir şey kaybetmem...

Merakıma yenik düştüğüm gibi kendimi büyük kitaplığın önünde buldum. Gözüm yanında yatay bir şekilde 016 yazan dosyayı arıyordu. Oysa dosyası bendeydi. Bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum.

İlginç bir şekilde üstünde 016 yazan dosyayı buldum. Bunların yedekleri olmalıydı. İçini açtım, belki farklı bir şey görme umuduyla sayfaları tek tek gezdim. Her şey aynı gibiydi. Izuku'nun dosyasına defalarca baktığımdan kaçıncı sayfada ne var az çok biliyordum. Farklı hiç bir şey yoktu. Bir yandan da hızlı olmak istiyordum çünkü daha planı uygulamaya başlamadan yakalanmak hayatımda yapacağım en büyük aptallık olurdu.

Dosyalar tamamen dolu değildi. Hiçbiri. Hepsinde en az 10-15 sayfa boştu. Boş olam sayfalara bakma gereği duymadım. Ama yoktu, bir şey bulmalıydım. Ne bulacağımı bilmiyordum ama buralarda bir yerde işimi kolaylaştıran bir şeyler olduğunu söylüyordu.

Dosyanın ilk sayfasına gelip sayfaları elimle hızlıca çevirmeye başladım tekrar. Bu sefer son sayfaya kadar çevirecektim. Hızlıca sayfaları çevirirken birden sağ tarafa doğru bir şey fırladı. Dosyayı kapatıp yere eğildim. Dosyanın içinden fırlayan şeye doğru eğildim ve elime aldım. Bu bir karttı. Üstünde Denek 016 yazıyordu kalın harflerle. Bu Izuku'nun odasının kartıydı. Ve tabii aynı zamanda benim de odamın giriş kartıydı. Hızlıca pantolonumun cebinden bendeki kartı çıkardım. İkisini yan yana tuttum. Evet, tamamen aynıydı. Aynı dosyalar gibi bu anahtarların da yedeği vardı.

Bu da demek oluyordu ki birileri hem benim odama hem de Izuku'nun odasına istediği gibi girip çıkabilirdi. O an şükredercesine bir nefes verdim. Dün akşam Izuku'yu odama çıkarmakla iyi etmiştim çünkü o Shiori denen azgın piç bu kartla Izuku'nun odasına girebilirdi. Basit bir yalan söyleyerek bu kartı kolayca alırdı.

Ne olur ne olmaz iki kartıda cebime koydum. Sonra hızlıca elime rastgele bir dosya daha aldım. Dosyanın ilk kapağını açmamla beni tanıdık bir isim karşıladı.

-Saio Tanaka
-Denek 021

"Bizim haylazın numarası bu muymuş," diye mırıldandım. Seri bir şekilde sayfaları çevirdim. Ayni şekilde bu dosyadan da kart çıktı. Üstünde Denek 021 yazan kartı da 016 yazan kartların yanına koydum. Önceliğim bu ikisi olacaktı.

-DENEK 016- BkDkWo Geschichten leben. Entdecke jetzt