Aşiret Gelini

17

hello fıstıklarım 🖤 iyi okumalar

__________________

Ali Karabey...

"Sence hangi perdeleri seçelim?"

Kucağındaki örneklere bakıp benden cevap bekliyordu Helin. Burnumdan soluyup çıktım odadan. Düğün tarihi yaklaştıkça kız eve iyice yerleşmişti. Evcilik oynuyordu resmen. Mutfağa geçip köşedeki masadan bi sandalye çektim.

"Saliha, kahve."

Cebimden çıkardığım sigarayı yakacakken Saliha hızla bana döndü.

"Mutfağımda içirmem ağam. Git kapıya iç!"

Sabır çekip fırlattım elimdeki paketi masaya.

"Evin hiç bi yerinde huzur yok anasını satıyım."

Yan yan bakarak pişiriyordu kahveyi.

"Yarında gelinlik için çarşıya inilicik. Ağamda gelicik diyi Helin."

"Gidin alın ne zıkkım lazımsa. Beni karıştırmayın."

Kahveyi önüme koyup çıkıcaktı mutfaktan.

"Telefonunu şuraya koy git."

"Napicin sen benim telefonumu?"

"Lan bi kerede ikiletmeden yapın dediğimi."

"Mesajlarımı okuma ama"

"Ne var okadar gizli mesajlarında. Kırdırtma bacaklarını!"

Söylene söylene açıp telefonunu elime verip gitti. Yokluğundan istifade paketten bi sigara yakıp sosyal medyasına açtım. Son haftalardır Nazlının telefonundan bakıyordum Denizin profiline. Dün akşam ablamlarda kalmıştı Nazlı ve ben saat başı resimlerine bakmazsam deliriyordum. Tatile çıkmıştı ve bir kaç güne döncekti. Havayollarında çalışan iyi bi arkadaşım dolayısıyla ne zaman gidip gelceğini öğrenmiştim. Ay geçmişti son görüşmemizden beri. Sonumuz yoktu ama ben onu bırakamıyordum. Paylaşımlarını izledikçe kıskançlık krizlerine girmemek elde değildi. Helede son günlerdir şu yavşak yanından ayrılmamıştı.

Nereye gitse sabah akşam peşindeydi. Etiketlediği profilden girip paylaşımlarına bakmıştım. Tahmin ettiğim gibi baba parası yiyen züppe bir tip. Hemde İstanbulda yaşıyordu. Kafamda kurmam saniyemi almamıştı. Yok, olamazdı. Hem bu kısa sürede..hayatına birini almış olabilir miydi..seviyorum demişti. Ben abartıyorum diye yatıştırdım kendimi. Arkadaşıdır. Ne olcak başka. Hazır kimse ortada yokken Fıratı arayıp yanıma mutfağa çağırdım. Onunla yalnız konuşabilirdik burda. Yakın bi zaman önce dertleşmiştik, her şeyi biliyordu. Gözüm kapalı güvenebilirdim Fırat'a. Destur isteyip oturdu yanıma.

"Buyur ağam."

"Fıratım. Şimdi senden bişey isticem ama aramızda kalması gerekiyor."

Kafasını sallayıp dikkatli bi şekilde beni dinliyordu.

"Bi süre istanbulda kalman gerekiyor. Birine göz kulak olmanı istiyorum. Kim giriyor kim çıkıyor bana bir bir rapor ediceksin."

"Hayrıdır ağam, sıkıntı yoktur inşallah."

"Yok aslanım. Aklım orda kalıyor. Bende gidemiyorum malum. O kız orda yalnız."

"Senin için rahat olsun ağam. Yenge bana emanet."

"Eyvallah Fıratım. Orda bizim evlerden birinde kal. İki güne çıkarsın yola."