20

16.4K 523 63
                                    

selam bebekler🤍

kahvelerinizi kapın ve yerinizi alın ✨
yeni bölüm geldi 🤍 iyi okumalar
__________________________

Tüm olumsuzluklara rağmen Ali'yle Urfaya dönmeyi kabul etmiştim. Ailemin veya arkadaşlarımın yanına sığınırsam onlarıda felaketin içine çekmekten korktum. Ali'ye verdiğim ağrı kesicilerin etkisiyle tekrar uyuya kalmıştı. Yanında oturup sessizce nefes alıp verişini takip ediyordum. Ben gözlerimi kapatmaktan korkuyordum. Eğer uyursam beni bırakıp gidicekmiş gibi geliyordu. Sessizlik kapı çalması ile bozuldu. Yerimden sıçrayıp çığlık attım. Benim bağırmamla Ali'de uzandığı yerden fırlayıp ayaklandı. Beni arkasına çekip etrafını kolaçan etti. İkimizde panik atak olmuştuk resmen.

"Ali tamam sakin ol. Kapı çaldı sadece. Ben korktum bi an."

Bir iki saniye kendisine gelmeye çalışıp bana döndü.

"Fırat gelmiştir" diye açıklama yaptı bana.

Hala titriyordum. Bu hallerimin geçmesi epey zaman alcak gibiydi. Açıklamasının beni yatıştırmaya yetmediğini fark edip eliyle yanağımı okşadı.

"Ben yanındayım. Kimsenin gücü yetmez sana zarar vermeye."

Gözlerime bakıyordu derin derin. Bu cümleyi sürekli tekrarlaması beni rahatlatıyordu. Neden bilmiyorum ama inanıyordum ona.

Zil tekrar çalınca yanımdam ayrılıp kapıya gitti. Arkasından baktım. Hala üstünde kıyafet yoktu. Heybetli gövdesini izledim. Geniş omuzlarını, kaslı kollarını süzdüm. Kendine güveni olan dik yürüyüşe sahipti. Evet, Ali varken bana kimse dokunamazdı.

Fırat elinde torbalarla girdi içeri. Ali ondan kıyafet ve yemek almasını istemiş belliki. Tüm yaşananlara rağmen adam hala boğazını düşünebiliyordu ya, pes. O üstünü giyinirken bizde Fıratla masayı kurduk.

"Sana bişey olmadı değimi?" diye sordum Fırata.

"Çok şükür yenge, ben iyiyim. Hele şu adamları bi bulduk mu daha iyi olcam."

Kafamı sallayıp tabakları dağıttım. Hırs ve intikam duygusu bürümüştü ikisininde gözünü. Olabilecekleri düşününce bi ürpermiştim. Onların başına bişey gelmemesi için dua ediyordum içimden.

Ali'de yemek masasına oturunca biraz atıştırdık. Benim iştahım olmamasına rağmen Ali'nin zorlaması üzeri biraz yedim.

Yemekten sonra yarın sabah için bilet bakmaya başlamışlardı. İçime sinmesede sesimi çıkarmadım. İşlemi bitirip bana döndü.

"Evet bunuda hallettik. Hadi çıkalım odanada eşyalarını hazırla."

Her adımda peşimdeydi yada gözleri ile takip ediyordu beni. Sanki beni göremezse kaçırıp götürceklermiş gibi.

Ama tuhaf bi mesafe vardı aramızda. Benden kaynaklı olan bi mesafe. Onunla beraber Urfaya gitmem tamamen rasyonel sebeplere dayanıklıydı. Aramızda ilişki gibi bi durum bu saatten sonra olmazdı. Elinde olmadan nişanlanmış olabilirdi belki ama bana yalan söylemesini kabul edemezdim. Buda bi tür ihanetti benim gözümde. Keşke başından açık açık anlatsaydı bana. Belki başımızdan geçen böylesi bela ve üzüntülere yer vermezdik hayatlarımızda.

Beraber üst kata çıktık. Hazırlıklarımı yaparken beni izliyordu. Dolabımdan bir iki parça kıyafeti çıkarıp el çantasına koydum.

"Bavulun nerde? Onlar kaç güne yeticek?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp zebani gibi başımda bekleyen Ali'ye döndüm.

"Bir iki günden fazla kalmayacağım için yeterli olcak."

Aşiret GeliniWhere stories live. Discover now