YENİ OKULUM

14. BÖLÜM ~ALMANYA~

Okumaya başlamadan önce lütfen  sağ alt köşedeki yıldızın üzerine basıp bana destek olursanız sevinirim.

Eeee? Oylar verildiğ mi gençler?
Verildiyse bölümü okumaya geçebilirisiniz.

Keyifli okumalar dilerim🌺

Çokça kalp...

******

Almanya!

Ben geldim uyan!

Saat gece yarısını geçiyordu ve biz yeni uçaktan inmiştik. Hava limanında bizi alacak şoförü bekliyorduk. Meriç'in dediğine göre bir kaç günlüğüne  Aslı ve ailesi tarafından misafir edilecektik. Ardından duruma göre burdan Londura'ya Meriç'in teyzesinin yanına gidecektik.

Annem ve babam polislere  psikoloğa gittiğimin, destek aldığımı bildirmişlerdi. Buraya okulun bittiğini ve biraz tatil yapıp toparlamak için gönderildiğimi söyleyeceklerini söyledi Avukata.

Tekrar telefonumdaki saatte baktım.
03.43 geçiyordu. Ve ben beklemekten sıkılmıştım. Burası da çok soğuktu. Üşümüştüm.

Meriç'in koluna iyice girip. " Ne zaman gelecek bu adam?"diye söylendiğimde Meriç başını eğip  bana baktı." Sıkıldın mı?"diye sordu.

"Evet," diye mırıldandım.

"Birazda açıkmış olabilirim."

Arim eliyle çıkışı gösterip."Şu gelen bizim şoför olmalı," dediğinde Meriç'le birbirimize baktık.

Tamam bu komikti. Yani hiç düşünmezdim böyle birşey başıma geleceğini. Bu genelde filmlerde olurdu.

Adamın elinde bir beyaz kağıt vardı. Ve üzerinde isimlerimiz vardı. Etrafa bakınıyordu. Sanırım bizi arıyordu.

Üçümüzde ayağa kalkıp adama doğru yürüdük. Meriç adamla İngilizce konuşup. Kendisini ve bizi tanıştırdı. Ardından arabaya doğru yürümeye başladık.  Ben ellerimi hırkamı cebine sokup sessizce önden adama takip ederken Meriç'te kendi ve benim valizimi sürükleyerek peşimden geliyordu. Sırt çantamı da Arim almıştı.

Havalimanından çıkıp otoparka girip bineceğimiz arabaya doğru ilerledik. Ben çok üşüdüğüm için hemen arabanın kapısını açıp bindim. Meriç ve Arim'de valizleri bagaja yerleştiriyorlardı.

*  *  *

Üzerimdeki battaniyeyi atıp yatağımdan doğrularak kalkmaya çalıştım. Ahh, her yerim ağrıyordu. Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. Dün akşam Aslı'ların kaldığı eve gelmiştik. Anne ve babasıyla tanışıp sohbet etmiştik. Annesini gerçekten çok sevmiştim ama babasını hiç sevmemiştim. Arim'de sevmemişti. Meriç zaten önceden tanışıyormuş onlarla. Babası garip biriydi. Sanırım Aslı babasına çekmişti. Gece yarısı yaptığımız kısa bir sohbet sonrası bize verilen odalara geçip uyumuştuk.

Şuan kendimi gerçekten çok ama çok yorgun hisediyordum. Acaba hastamı olacaktım? Telefonum alıp saatte baktığımda Türkiye'ye saattinde, saat 14.55 geçiyordu.  Bu saatte kadar uyumuştum yani.

Hızla yatağımdan kalkıp ilk önce yatağımı düzeltim. Ardından valizimi açarak mavi çiçekli elbisemi alarak üzerime geçirdim. Daha sonra makyaj çantamı alarak odadan çıktım. Şuan benim olduğum yerde kimse gözükmüyordu. Hızlı adımlarla Aslı'nın daha önce bana gösterdiği banyoya geçip ilk önce tuvalet ihtiyacımı  giderdim. Ardından ellerimi bol sabun ile yıkayıp elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yüzüme güneş kremimi sürüp çok hafif bir makyaj yaptım yüzüme.