20. BÖLÜM ~SEVGİLİM ~

26.2K 978 262
                                    

Yine o beni çıldırtan alarm sesiyle uyandım. Alarm kurmayı sevmiyordum bu yüzden ama sırf okula erken gitmek için kurmak zorundaydım. Yataktan kalkıp aynanın karşısına dikildim.

Bu sabah içimde hiç bitmeyen bir mutluluk vardı. Heyecan vardı neden?  Bunu bende bilmiyorum işte odamı toplayıp okul formamı giydim.

Bugün Basketbol takımının hazırlık maçı vardı. Hemde bizim okulda ve bizim bugün beden dersimiz vardı. Şimdi ben mutlu olmayayım da kim olsun? Tabikide ben.

Banyoya grip elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Okula gitmenin en güzle yanı sabah kavlatısını Annenizin hazırlaması.

Babanın yanına oturup.
"Günaydın." Dedim

"Günaydın kızım hayırdır bu ne neşe. "

"Bilmem ama bugün mutlu uyandım."

"Tabi mutlu uyanırsın Ezgi herşeyi ben yapıyorum. İnsan bir der bir sabah da ben uyanayım da kahvaltıyı ben hazırlayayım."

Annemi duymamış gibi yapıp babama dönüp.
"Baba bugün beni bırakmanız gerek yok. Ben bizimkilerle gidecegim." Dedim

Annem yanına oturup." Lafı hemen değiştir zaten sen kime çektin böyle?"

"Ne bilim ben Anne kim bilir kime çektim." Dedim

Hep berber kahvaltı ettikten sonra sırf annem bana bişey demeisin diye mutfağı toparladım. Genelde iş yapmayı sevmem anca bişey olursa kafamı dağıtmak için yaparım bazen.

Şişme montumu giyip ayakabılarımıda giydikten sonra kapıyı kapatıp merdivenlerden indim. Dışarı çıktığımda Meriç in arabaya yaslanmiş elindeki telefona bakıyordu. Üzerine okul forması yerine siyah bir eşofman  üzerine beyaz bir swet  ve beyaz spor ayakkabı giymişti. Spor giyinmek ona yakışıyordu. Hemde çok yanına gidip
"Günaydın." Dedim

Kafasını kaldırıp bana bakıp elindeki telefonu kapatıp cebine koydu. Daha sonra bana sarılınca kolarımı boynuna dolayıp bende ona sarıldım.
"Günaydın prenses."

Sıcak nefesini kulaklarımda hissedince gülümsemiştim.

"Eee ikinci sevgilin nerde kaldı. Yada dur komşu oğlun veya  neydi senin yanın  onun yanı falan o nasıl bir saçma bir cümle."

Kimden bahsediyordu ki? Komşu oğlu dediğine göre yağızdan bahsediyor olmalıydı.

"Sen beni yağız dan mı kıskanıyorsun." Dedigimde  bana bakmak yerine yere bakıyordu yada baçaklarıma mı desem.

"Ne alaka Ezgi. Hem seni  bu eteğini boyu ne sen bunu nerden aldın diğeri daha iydi sanki bugün beyaz çorabınıda giymemisin okuldaki kızların  giydigi beyaz çorap varya ondan bahsediyorum."

"Yo bunu ilk aldığım günden beri giyiyorum bu bir ikincisi okuldaki kızların giydigi çorptan sanane Meriç."

"Tabikide bana ne ama yani şu eteğin boyuna bir bakarmısın bunu devamı nerde saçma bir forma hemen okul formalarının değiştirmesi gerekiyor bu ne yani kumaş falan mı yetmemiş yarım dikmişler sen bunu nerden aldın yanlış almısın."

"Evet Meriç ben yanlış aldım ve bu zaman dek sen hariç kimse bana demdi yanlış aldığımı okuldaki kızlar nasıl almış bir baksaydın."

"Ne bilim ben nasıl almışlar Ezgi. Onu boş  verde sen niye çorabını giymedin soğuk değilmi?"

Harbi ben niye giymedim hava soğuktu aslında ama iykide giymemişim Meriç bey e bak sen.

"Soğuk değil. Okuldaki kızların etek boyları ne kadardı Meriç sen şimdi röntgenci olduğum için mileti öçüp bilçmisindir kim biler yada cetvelle mi geziyorsun okulda doğru söyle."

YENİ OKULUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin