ŞEKERPARE/Yarı Texting

6/SERBEST MESLEK ERBABI

Okyanus Karakurt

Bir kadeh kırmızı şarapla ekrandan şekerparimi izliyordum.
Çok güzeldi, Şu hayattaki en güzel şeydi benim için. Odasından çıkmasını beklerken büyük bir yudum aldım şaraptan.

Odasından çıktığında üstünde sadece büstiyer olduğu için gözlerimi ekrandan çekicekken sağ omzu gözüme takıldı. İlk başta gördüğüm şeye inanmak istemiyordum ama omzunda çok bariz bir şekilde sigara söndürülmüştü. Bunu kim yapmıştı?

💙💙💙

Baran Çetin şerefsizi.
Aramayı bitirince hemen ayağa kalktım ve dışarı çıkıp korumalara bu adamı bulmalarını söyledim.
Şirkette işlerim vardı bu yüzden arabama binip şirkete doğru sürmeye başladım.

Buket Arslantaş

Bu mesaj kimden gelmişti ve neyin nesiydi?

Okyanus'u mu tanıyordu?

Adama "Kimsiniz pardon?" Yazdığımda mesaj gitmedi ve o adamın attığı mesajlar silindi.
Ne oluyordu be?

Çok uykum geldiği için telefonu bırakıp hızlı bir şekilde uykuya daldım.

💙💙💙

Günlerden Cuma
Yaşasıııııııınnn beeeee sonundaaa!

Bugün mutluydum çünkü yarın okul yoktu bu yüzden hızlıca hazırlanıp okula gittim.

Sınıfa girdiğimde Dilara oturmuş matematik ödevini yapıyordu. Neyse ki ben 1 hafta önce yapmıştım. Yanına oturduğumda "Günaydın" dedim o ise meşgul olduğu için sadece "hehe" dedi ve hızlıca kitaba bir şeyler yazmaya devam etti. Kitabımı ve defterimi tam masaya koyduğumda matematik hocası Serkan hoca sınıfa girdi ve Dilara çok sessiz bir şekilde "Siktir ya" dedi.
Çünkü Serkan hoca ödevi şuan yapmasına izin vermezdi ve Dilara eksi alacaktı.

Serkan hocayı hiç sevmiyordum ama adam beni ödevleri yaptığım için seviyordu. Dilara üzgün bir şekilde kitabı kapattı ve geri oturduk.

Serkan hocanın suratı sanki bir şeyden korkmuş gibiydi, endişeliydi.
Normalde her ders en az bir kere göz göze geldiğim hoca bugün yüzüme bakmamıştı ve hatta bildiğiniz benim oturduğum tarafa bakmamaya çalışıyordu. Neyse diyip dersin bitmesini bekledim.

Matematik dersi sonunda bitmişti ve sırada seçmeli müzik vardı.

Müzik hocası Mert hocayı çok seviyordum çünkü benimle piyano hakkında konuşuyordu. Piyano öğrenmek çok istiyordum ama annemler asla almıyorlardı bu yüzden de asla öğrenemiyordum. Mert hocada bunu biliyor ve bana piyanoyu anlatıyordu. Bazen müzik sınıfındaki piyanoyu çaldırmaya çalışıyordu ama henüz hiç eğitim almadığım için pek beceremiyordum.

Teneffüsteydim ve Dilara yanda Buse'yle konuşuyordu ama galiba çok yakın arkadaş olmuşlardı. Ne ara bu kadar yakın olmuşlardı bunlar?

Galiba çok kıskancım. Kaşlarım çatık bir şekilde onları izlerken zil çaldı ve önüme döndüm. Bananeydi ki ne isterse yapsaydı. Dilara yanıma oturduğunda hala kahkaha atıyordu. O sırada ise Mert hoca girdi.

Gülümseyerek Mert hocaya baktım ama o kimsenin yüzüne bile bakmayarak yerine geçti, oturdu ve "Serbestsiniz çocuklar" diyip telefonuyla uğraşmaya başladı. Ne oluyordu ya bugün. Kimse yüzüme bakmıyordu. Kafamı sıraya koydum ve uyumaya çalıştım.

💙💙💙

Son dersteydim ve ders felsefeydi. Normalde sevdiğim ders şuan hiç çekilmiyordu çünkü üstümde haftanın yorgunluğu vardı ama dayanmalıydım. Hoca yazı yazdırıyordu ve artık elim kopmak üzereydi. Tam aha elim koptu derken hocanın telefonu çaldı. Hoca telefona baktığında yüzü buz kesti ve bildiğiniz korktu. Ondan sonra ise bize "çocuklar önemli bir telefon" dedi ve sınıftan dışarı çıkıp kapıyı kapattığı an sınıfta bir gürültü koptu.