Bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
Bu arada her pazartesi ve cuma günü bölüm atmaya karar verdim. Eğer ki elimde bölüm olmazsa atamam ama.
Kitabımı okuyan, seven ve oylayan herkese sonsuz teşekkürler..
☆☆☆☆☆☆☆☆
Her şeye ve herkese rağmen
Devamkeeeeeeeeee =]
_________________________________________Okyanus 5 yaşındayken
2003 Tekirdağ
Vın vın vın
Elimdeki oyuncak arabayı bir sağa bir sola sürüyordum. Annemle babamın gelmesini bekliyordum. Babam işe gitmişti annemde bana kardeş getirmeye. Kardeşim olucaktı. Kız kardeşim olucaktı hemde. Sever miydi beni? Oyun oynar mıydı benimle? Benimle konuşur muydu?
Ağlar mıydı benim kardeşim?Duvardaki saate baktığımda saat 10'a geliyordu. Artık gelmeleri gerekmez miydi? Annemin, babamın ve kız kardeşimin gelmesi gerekmez miydi?
Elimdeki mavi arabayı oyuncak kutuma bıraktım ve koltuğa oturup ayaklarımı salladım. Sabırsızdım. Hemde çok sabırsızdım.
Kardeşimin adı Beril'miş.
Beril Karakurt.Saymaya başladım. Onlar gelene kadar saymaya başladım.
1
2
3
(...)5311
Kapı çaldı. Gelmişlerdi. Koşarak evin kapısına doğru gittim. Hizmetçi kapıyı açıyordu. Zıplayarak gelmelerini bekliyordum. İçeriye annem girdi ve bir battaniye. Eee kardeşimle babam nerede?
Annem battaniyeyi hizmetçiye verdi ve yavaş adımlarla salona doğru gitmeye başladı. "Anneeee kardeşim nerdeeee?" Diye sordum arkasından salona giderken. Hizmetçide arkamdan geliyordu. Annem koltuğa uzandı ve gözleriyle hizmetçinin beşiğe bıraktığı battaniyeyi işaret etti. "Orada" nasıl yani benim kardeşim bir battaniye miydi?
Yavaş yavaş beşiğe doğru gittim ve içine baktım. Minicik bir bebek vardı. Gözleri kapalıydı. Uyuyor muydu?
"Beriiil, uyan" mırıldanmıştım ama beril hiç tepki vermemişti. "Beriiil, uyansanaaa" bu sefer sesim biraz daha fazla çıkmıştı. "Oğlum bırak kardeşin uyusun biraz" Kaşlarımı çattım. "Anne şimdi uyansın konuşsun benimle sonra uyusun" annem gülümsedi "oğlum kardeşin daha çok küçük, büyüyünce konuşucak" nasıl yani ya?"Tamam ağlasın o zamanda sesini duyayım" elimi berilin yanağına götürdüm ve biraz okşadım. Çok minikti. Küçücüktü hatta. "Oğlum bırak ağlayacak şimdi" desede berili uyandırmaya çalıştım.
Ağlamaya başlamıştı. "Tamam ağlama" ağlamaya devam ediyordu. Çok sesli ağlıyordu ama. Bağıra bağıra ağlıyordu. "Özür dilerim ağlama" Dediğim anda babam çalışma odasından çıktı. "Yeter lan! Bu çocuğun ağlamasını mı dinliyicem ben?" Dedi. Annem hemen ayağa kalktı ve beşiğin önünde durdu. "Susar şimdi" babam kaşlarını çattı. "Susar mı şimdi?" Hızlıca yanımdaki masayı devirdi.
"Bıktım lan sizden!" Ellerimi kulaklarıma koydum ve seslerin kesilmesini bekledim. "Lanet olsun sanada bebeğine de" duymak istemiyordum ama duyuyordum. "Bağırma, Tamam susar" annemde sinirlenmişti. Babam koltuktaki kumandayı aldı ve duvara fırlattı. "Kes sesini, götürücem ben bu çocuğu" Beril daha da ağlıyordu. Hissediyor muydu ki? Hissetmemeliydi.
"Nereye götüreceksin be kızımı?!" Babam beşiğin yanına gitti ve kardeşimi kucağına aldı. "Yapma, nereye götüreceksin?!" Annem çok sesli bir şekilde bağırmıştı ama babam annemin yüzüne bile bakmadan dış kapıya doğru ilerledi. "Cehennemin dibine götürücem" annem babamın arkasından kapıya doğru koşmaya başladı. "Baba yapma" hızlı adımlarla annemin arkasından gittim. Babam kapıyı açtı ve dışarı çıkıp arabasına doğru gitti. "Yalvarırım yapma Mehmet!" Babam arabaya bindi ve gitmeye başladı.
YOU ARE READING
ŞEKERPARE/Yarı Texting
Teen Fiction☆☆☆☆☆☆☆☆ Şekerpareyi yediğinde gözlerini kapattı geri açtığında gözleri dolu gibiydi ve bana bakıp "Ellerine sağlık, çok güzel olmuş şekerparem" dedi... Zamanı değildi belkide ama artık gerçekten çok merak ediyordum. "Zamanı değil belki ama bana ne...