32/PARLAYAN YILDIZ

429 51 45
                                    

Merhaba adaşlarrrrr
Hayat nasıl gidiyor?
Yada gidiyor mu????

Benim gitmiyor=]]

O kadar çok yorgunum ki.
O kadar çok yoruldum ki.

Sadece fiziksel değil zihinsel de yorgunum ben.

Annem hep uyuyunca geçeceğini söylerdi ben küçükken.

Anne uyuyamıyorum yinede geçer mi?

Elime siyah bir çöp poşeti verdiler. İçinde giysileri ve ayakkabısı olan bir çöp poşeti verdiler elime.
Sanki ölmüş gibi.

Neyseeee

Herkese ve her şeye rağmen Devamkeeeeeeeeeeeeeeeeee
_________________________________________

Sabah tam vaktinde kalktım ve hazırlanıp okula gittim. Her sınav haftasında aynıydım. Her sınav haftasında çok gergin, heyecanlı ve endişeliydim. Hatta bu kötü heyecan yüzünden bazen gözlerim bile seğiriyor.

Gerçekten iğrenç bir hayat.

Okulun içine girdiğimde herkesin elinde plastik tabaklarda helva vardı. Ne oluyor bu lanet okulda diye düşünürken Büge'yi gördüm ve hemen yanına gittim. "Ne oluyor ya?" Sesim ellerim gibi titremişti. "Bilmiyorum helva dağıtıyorlar" O da çok şaşkın gözüküyordu. Acaba Okyanus'un işi miydi?

Bu ara sürekli helva konusu vardı. Belkide bu helvayıda Okyanus dağıttırıyordu. Büge'yle yanyanayken bize de helva verdiler. Helvasını yanında birde dondurma vardı. "Lan sınav haftasından sonra öleceksiniz, bari şimdiden helvanızı yiyin mi diyorlar acaba?" Dediğimde minik bir kahkaha attı. "Onun için midir bilmem ama bence sınav haftasından sonra ortada ben diye bir şey kalmayacak" gülümsemesi silinmişti.

"Boşver sınavları ya"  dedim ve helvadan büyük bir kaşık aldım. "Güzelmiş" dedim ve bir kaşık daha yedim. "Ölmeden önce bende helvamı yiyeyim bari" bir kaşıkda o helva yedi. Sonra sınıflara çıktık. Helvalar bitmişti.

Ve ilk ders yani tam olarak şuan sınav olucaktık. Büge'yle sırada yan yana oturduk ve aramıza çanta koyduk. Birbirimizden kopya çekmezdik ama yinede şimdi koymasak bile hocalar koyduracaktı. "Başarılar, hakkını helal et" dedim dalgaya vurarak. "Sanada başarılar, helal olsun. Sende helal et" O da dalgaya vuruyordu. "Helal olsun" dedim ve felsefe hocası elinde sınav kağıtlarıyla sınıfa girdi.

Tamam her şey geçecek.

Bu heyecandan gerçekten nefret ediyordum. Çünkü ellerim, ayaklarım titriyordu ve yapabileceğim herhangi bir şey yoktu. Hoca kağıtları dağıttı ve sandalyesine oturdu. Kağıda bakmaya götüm yemiyordu. "Başarılar. Kopya çekmek serbest ama yakalanırsanız alırım kağıdı" Dediğinde el mahkum kağıda baktım.

Çokta zor değildi. Hatta kolaydı bile.
Ama yinede güvenemiyordum. Her an her şeyi unutabilirdim mesela. Adımı yazdıktan sonra içimden "Allah'ım bildiklerimi yaptır, bilmediklerimi attır, attırdıklarımı tuttur. Amin" dedim ve sınavı yapmaya başladım...

(...)

Sınav gayet iyi geçmişti. Hızlıca bitirip birde üstüne kontrol etmiştim tek tek. Bazılarından emin değildim ama yinede çok zor değildi sınav. Hoca kağıtları topladığında çantayı aramızdan aldık. Ders bittiği için herkes sınıftan çıkıyordu. "Çok iyiydi ya" dedi Büge sevinçle. "İyiydi iyidi. Ben çok daha zor bekliyordum" dedim ve büyük bir oh çektim. "Aynen ya bende. Acıdı herhalde" dedi ve saçlarını düzeltti.

ŞEKERPARE/Yarı Texting Where stories live. Discover now