39 4 0
                                    

Sevgili Maria'm deniz gözlüm,
Hep gözlerine dalıp giderdim. Bir bakışınla beni uzaklara götürürdün. Kurtarıcı meleğim. Evet kesinlikle bir melektin. Bir insanı intihar eşiğinden kurtarmak nedir bilir misin ? Kesin bilirsin. Bilmeden yaptığını sanmıyorum. Üzgün olduğumu sadece iki karşılaşmamızda anlıcak kadar iyi yüreğin vardı. Hayata bakış açın bir insanı yaşamaya teşvik edebilirdi. Bir öpüşün veya sarılışında aynı işlevi görebilirdi. Maria'm şefkatli kollarının arasında herkes kötü düşüncelerinden arınabilirdi. Senin yanına geldiğim her an gerçek yaşantımı unutuyor gibiydim. Yanında zaman hiç geçmesin isterdim.
Sabaha kadar yalanlar düşünmüştüm. Sen aklıma geldikçe uyuyamamıştım. Birine bu kadar bağlanmak normal miydi ?
İşlerimi bitirip annemin karşısına geçtim. Annemle utana sıkıla konuşmuştum. Bir kızın gönlünü almak için çıktığımı öğrense benden nefret ederdi. Yine de geri adım atmak istemedim. Belki zamanla bunun aşk olmadığını kendime itiraf ederdim. O zamanlar düşüncem bu yandaydı fakat şuan sorarsan Maria bu kesinlikle aşktı. Sen haklıydın. Ben sadece korkak olduğum için kabul etmiyordum. Eğer bu hislerimi bir kıza değilde erkeğe hissetseydim, bunun aşk olduğunu anlardım. Durum sen olunca farklı olmuştu fakat şuan olgunluğa erişmiştim ve o kadar senenin bana getirdiği tecrübeyle itiraf ediyorum ki sen benim ilk aşkımdın.
Annemden izin istemek zordu ama kafaya koymuştum. Masaya oturmuş bir şeyler kesiyordu. İş yaparken daha sinirliydi. Direkt konuya girmek istedim. Hemen konuşup seni görmek istiyordum.
" Anne dün Gül gelmişti ya "
" ee Nilüfer? "
" defterini unutmuş götürebilir miyim ?"
Annem elindeki bıçağı bırakmış, bana sinirle bakıyordu.
" o fark edince gelir alır. Hem abin kızar. "
" Anne lütfen çok bunaldım. Hemen gider gelirim. "
" Of Nilüfer illa başımıza iş açıcaksın. "
" lütfen akşam sofrayı toplar bulaşıkları yıkarım "
" iyi hadi bir saatte git gel "
Defalarca söyledim ama yine söylemek istiyorum. Konu sen olunca şanslıydım.
İzin aldığım için mutluluktan anneme sarılmıştım. Hemen üstümü değiştirip sokağa çıkmıştım. Seni beklerken heyecanlanmıştım. Saçımı başımı düzeltiyordum. Daha kırmızı gözüksün diye yanaklarımı sıkıyordum. Sonra bunları bir kız için yaptığımı fark edince kendime kızdım. Gözlerim dolmuştu. Ben kesinlikle aptaldım. Gönlünü alamazdım. Bir kız için bu kadar çabalayamazdım. Sen bitirmişken ben tekrar başlatmaya çalışamazdım. Mariam şimdi beni anlıyorsun dimi ? Ben senin gibi rahat değildim. Korkuyordum. Sana defalarca anlatmıştım fakat şimdi tekrar anlatıcam. Bizim dinimizde bir kızın ,bir kıza böyle hissetmesi yasaktır. Eğer günah olsa bu kadar korkmazdım ama bu yasaktı. Tanrı seni bana yasak kılmıştı. O zaman neden sana böyle hissediyordum? Madem bana yasaktın, Tanrı neden seni karşıma çıkarttı? Bana çok kızardın. " Hep düşünüyorsun böyle anın tadını yaşayamazsın" derdin. Ben korkudan hayatımı bile yaşayamıyorken sana fazlasıyla cesaretli davranmıştım. Sana hep az geldi biliyorum ama ben senin için sınırları zorlamıştım.
Yaptığım şeyin yanlış olduğunu düşünüp geri eve girmek istedim. Adımlarım geri gidiyor gibiydi. Sanki o an gitmemem için kedi gelmiş gibiydi. Ayaklarımın dibinde gezindi. Bacak aramdan girdi ve bana sürtündü. O an biraz daha kalmalıyım gibi hissettim. Kedi haklı çıkmıştı. Seni gördüm. Sokağı dönüyordun. Kediyi kucağıma alıp ayağa kalktım. Beni görünce duraksadın. Sana doğru gelmeye başlamıştım. Sen de benim olduğum yere doğru geliyordun. Küsmediğini düşündüm. İçim rahatlamıştı. Derin nefes aldım fakat yanılmışım sen beni görmemiş gibi davranıp yanımdan çektin gittin. Ah Maria o an ne hissettiğimi sana anlatamam. İlk kez böyle bir şey hissediyordum. Yine de pes etmek istemedim. Kediyi yere bırakıp, peşine düştüm. Bu planımda yoktu. İsteyerekte yapmıyordum. O anın siniriydi. Sorsan bir daha böyle bir şey yapamazdım fakat konu sen olunca yapıyordum. Her şeyin ilkini yaşattırdın. Adımlarımı duyduğunu biliyordum. Yine de dönüp bakmamıştın. Senin için çabalıyordum ve bu çabamı gör istiyordum. Bu yüzden sana seslendim.
" Maria "
Sokağın ortasında durdun. Bana döndüğünde hızlıca üstüme yürüdün. Korkudan geri adım atmıştım. O naif yüzüne mutluluk dışında bir ifade konduramamıştım. Kızgın görünce şaşırmıştım. O zamanlar bana bu kadar değer verdiğini bilseydim, ev işlerinden sıyrılmanın yolunu bulur iki dakika bile olsa zaman ayırıp pencereye gelirdim. Aramızda az mesafe bırakıp önümde durdun. Konuşmadın. Sadece yüzüme baktın. Az önce gösterdiğim çabam gitmişti. Yerine tekrardan korkak ben gelmişti.
" peşimi bırak. "
Çok kızgındın. Yine de böyle konuşmak zorunda mıydın? Çok kırılmıştım. Geri adım atıp senden uzaklaşmıştım. Şuan eve kaçmak istiyordum. Keşke annem izin vermeseydi. Keşke gururumu, sana olan çabamı, sevgimi ve kalbimi kırıp atmasaydın. Yine bencil davranıyordum. Geçen gün yüzümü daha yakın görmek için penceremin önüne tuğla taşıyan kız, bir anda böyle şeyler söyleyemezdi. Seni kırmıştım.
" özür dilerim. "
Titreyen sesimle konuşmuştum. Gitmem gerektiğini söylemene rağmen ne sen ne de ben adım atıyorduk. İkimizde gitmek istemiyorduk. Şuan seni tanıdığım kadar söylüyorum ki, o gün gitmemi asla istemedin. Sen git desen de kalmamı isterdin. Keşke hep seninle kalsaydım. Keşke kalabilseydim. Annemin bana sınırlı kıldığı süre dolmak üzereydi. İçimde hissettiğim korku nefesimi daraltıyordu. Yine de orada öylece duruyordum. Kapıya çıkıp biraz ileri baksa beni görebilirdi. Yine de bu riski almıştım. Eğer o olay yaşanmasaydı, saatlerce orada duracak mıydık ?
Biraz uzağımızda genç sürüsü bizim olduğumuz yere doğru koşuyordu. Arkalarında polisler vardı. Evimizin biraz ilerisinde bulunan ara sokağın oradan üç polis daha çıktı. Onları sıkıştırmışlardı. Üç polis o kalabalığa koştu. Altı adım uzağımızda polislerle gençler kavga ediyordu ve biz orada öylece duruyorduk. Bana arkanı dönmüş olsan bile korkunu hissediyordum. Hızlı hızlı nefes alışını duymuştum. Seni kolundan tutup kenara çekmeliydim ama korkudan kalakalmıştım. Çünkü kalabalığa dikkatli bakınca abimle göz göze gelmiştik. Elimi tuttun ve seni takip etmem için çekiştirdin . Nereye sürüklesen gelirdim. O an hareket edecek halim yoktu. Korku tüm vücudumu ele geçirmişti. Maria'm sen kurtarıcı meleğimdin. Eğer küs olduğun için beni yolun ortasında bıraksaydın, korkudan hareket edemezdim ve o kalabalık beni savururdu. Sen beni hala çekiştiriyordun. Gözüm arkamda kalmıştı. Arkama bakarak yürüyordum. Abimle sürekli göz göze geliyorduk. Ağlamaya başladım. Korkudan ağlıyordum. Arkamızda polislerle abimi bırakmıştım. Polisler onlara vuruyordu. Havaya ateş etmişlerdi. Komşular sokağa dökülmüştü. İlerde annemi görmüştüm. O beni görmeden sen bizi bir araya soktun. Dar aradan geçip, arka sokağa gittik. Koşar adımlarla gidiyordun. Hala elimi bırakmamıştın. Çekiştiriyordun. Sana uyum sağlamak için koşar adımlarla eşlik etmiştim. Sokağın başına kadar çıktık. Hafif yokuştu. Nefes nefes kalmıştık. Sokağın tam başında çok güzel bir dükkan vardı. Elindeki çantanı yere bırakmıştın. Cebinden anahtar çıkarıp kapısını açtın. Telaştan elin titriyordu fakat yine de elimi bırakmamıştın. Yerden çantanı aldım. Kapıyı açtın ve içeri girdik. Hemen kapıyı kapattın. Hala o kaostan sesler geliyordu. Korkudan yere çöküp ağlamaya başlamıştım. Abime bir şey olmasına mı? Beni dışarıda seninle görmesinden mi ? Yoksa eve dönersem annemin bana çok kızacağından mı korkuyordum ? Kesinlikle hepsinden korkuyordum. Yanıma oturdun. Boynuma sarılıp beni kendine çektin. Başımı boynuna koyup saatlerce ağladım. Nedenini sormadan sadece saçlarımı okşadın. Başıma öpücükler kondurdun. Maria sen de ağlıyordun. Kendin ağlarken beni teselli etmeye çalışmıştın. Yüzümü kaldırıp yüzüne baktım. Yüzümü ellerinin arasına aldın.
" korkma Nilüfer ben burdayım. "
Korktuğum için ağladığımı sanmıştın. Haklıydın. Korkuyordum ama o kaostan değildi. Senden ayrılıp dönmek zorunda olduğum ailemden korkuyordum. Yine kavga çıkıcaktı. Ceza vericeklerdi ve ben yine seni göremeyecektim. Kafamda bir sürü soru, karşımda o soruların tek çözümü vardı.

Maria'm (GXG)Where stories live. Discover now